Değerli okuyucularım, bugün sizlere İlimiz de 2003-2008 yılları arasında İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapmış, mütevazı ve beyefendi kişiliği ile gönüllerde taht kurmuş, personel ve onu tanıyanlar arasında hala güzel anıları anlatılan Abdürrahim KÖKSAL Beyden bir iki örnek paylaşacağım. 
Çünkü ''Kötülükler paylaşıldıkça normalleşirken, buna mukabil güzellikler paylaşıldıkça ziyadeleşir.''
Bir gün makama eski elbiseli, çamurlu ayakkabılı köylü yaşlı bir amca gelir. Rahmetli Sekreter Filiz Hanım içeri almak istemez "Amca ayakkabıyı temizle öyle gel" der. Adam ayağa kalktığında içerden müdür bey görür. "Amcayı içeri al" der. Buyur eder, oturtur. ''Amca hoş geldin, sefalar verdin. Önce seninle sabah sabah bir bardak çay içelim'' deyip çay ikram eder. Amcayla biraz hasbihal ettikten sonra, sabahın ayazında köyden kalkıp buraya kadar geldiğine göre derdin büyük olmalı. Anlat bakalım deyince, 
- Beyim, bana göre çok büyük ama sana göre küçük bir derdim var der ve öğrenci olan yetim torunu ile ilgili sıkıntısını arz eder. Müdür Bey hemencik zile basar ilgi müdüre talimat vererek amcanın işini halleder. Görüntüsünden durumu malum olan köylü amcanın cebine de bir miktar para sıkıştırır
Sonuç mu? Amca; köyden kalkıp şehre gelirken acep beni dinleyecek bir memur olur mu diye düşünürken, beklemediği bir şekilde iltifat görüp adam yerine konulması,  kendisiyle hasbihal edilmesi, torunu ile ilgili sıkıntısının hemencik giderilmesi ve akabinde cebine de bir miktar para sıkıştırılması saçları ağarmış, yüzü buruşmuş, hayatın yorgunluğundan ayakları bedenini taşıyamaz hale gelmiş ihtiyar amcaya adeta can olur. Dua ederek gider ve kim bilir köyünde de ölünceye kadar  nasıl övgüyle anlatır.
*
Galiba 2004 yılları idi. Düvenci beldesi taraflarında bir öğrenci servisi ölümlü kaza yapar... Öğrencinin cenaze defnine müdür bey de katılır.
 Müdür Bey, mezar başında Rüştü Hocaya sorar. 
--Bu öğrencimizin babasının durumu nasıl?  
--Müdürüm, malum gariban köylü deyince, yönünü döner cüzdanını çıkarır içinden parayı alır ve  onu ilgiliye ulaştırması için Rüştü Hoca'ya verir…
Müdür Bey cüzdandan parayı çıkarırken Rüştü Hoca da uzun boylu olduğundan yandan bakınca cüzdanın içinde hiç para kalmadığını görür. Vesselam o an da cüzdanında olan tüm parasını vermiştir.
Vermek önemli ama ihlaslı olarak tümümü verebilmek daha önemli. Rabbim cümlemize ihlaslı olmayı nasip eylesin.
*
Aradan yıllar geçmesine rağmen Müdür Bey her Çorum'a geldiğinde mutlaka milli eğitim müdürlüğüne uğrar ve tüm odaları ziyaret eder. Birinde de kendisine ben refakat etmiştim. Bir odaya girdik o odada ki tüm personel değişmiş yani müdür beyle çalışmadıklarından tanımıyorlar. Ben ''Arkadaşlar, Eski İl Milli Eğitim Müdürümüz'' diye takdim ettim ama hiçbir kıpırdanma yok. Doğrusu üzüldüm.  Müdür beye döndüm esprili olarak ''Müdürüm eski olmak demek böyle bir şey'' deyince gülümsedi… Dünya ahirete dair iki muhabbet eyledi. 
Bu vesile ile Sekreter Filiz Hanımı da rahmetle yâd ediyorum. Mekânı cennet ola.
Vesselam, her yeni eskir,
Her gelen bir gün gider
Hoş seda bırakabilenler
Yıllar geçse de paha eder
Yoksa bir HİÇ olup gider
Toplum da çoktur örnekler