Bir ara, iki ara, üç ara / Hal hatır sormaya / Yoksa geri dönüş sil gitsin, / İşe yaramayan bir numara / Fark etmez arkadaş, akraba olsa da / Demek ki, insanlığı avara
*
Ayrılık vakti çoktan geldi / Haydi dostum hoşça kal / Bir daha görüşmemekte fayda var
*
Hiç arayıp sormaz iken başlamışa arama /
Peşinden bir iş buyurulursa sakın şaşırma /
Doğru olanı, / İnsanları iş düşünce değil, değer verince arama
*
Öyle yüzüne güldüğüne bakma / Beyninde dolaşır kırk tane tilki / Boşa uğraşma, istesen de yakalayamazsın ki
*
Dedi: Düğünde bayramda ne arar ne sorarlar / Dedim: Arayıp sorulmayan, eksikliği kendilerinde aramalılar / Dedi: Ben mükemmelim, ne eksiğim var? / Dedim: Hele bir aramayana sor, ortaya neler çıkar / Dedi:
Bırak kalsın sormayayım, aramasa aramasınlar
*
Dize iner sızı / Okunmaz olur öndeki yazı /
Kalpte teklemeye başlar bazı bazı / Gösterilecek kart da olmuşsa kırmızı / Yaradan ikaz alarm vermiştir / Ders alma zamanı gelmiştir
*
Kim ki ihlasından dolayı görmüşse zarar / İlahi Yarab, o mazlumu sen kurtar
*
Her çocuk özgürce söyleyebilmeli fikrini / Yetki bende diye baba da kıstırmamalı sesini 
*
Samimi yaptığı işten takdir beklerken insan / Şok olursun duyduğum sözü anlatsam

Adam, ne hoş geldin der ne de güle güle / Kimseye baki değildir makam, mekân biline / Derse ki biz zaten bunları biliyoruz / O halde söyler misin, havan kime?
*
Merhum doktor onca hastaya şifa oldu / Lakin kendi, derdinin gölünde boğuldu
*
Nedir bu kin, nedir bu nefret, nedir bu husumet? / Hani özümüzde vardı bizim, şefkat merhamet / Eyvah, yavaş yavaş bunu da bitirdik, nihayet
*
Kaldır başını bak semaya / Biraz çalıştır hayal dünyanı / Ne badireler atlattı bu ülke / Ne olurdu hali, olmasaydı koruyanı
*
Bastırınca uyku dayanamaz gözler / İş yormaz insanı, lakin zor gelir acı sözler
*
On yıllık dostunu on saniyede kırma oğul /
Birde üstelik üzerine vurma oğul / Unutma her yolun bitimi kavşak olur
*
Oturdun mu masa başına / Donanımlı olacaksın mutlaka / Yarın bir molla Kasım çıkarsa karşına, / Mahcubiyet duyarsın yoksa
*
Merhum, malını ne yedi ne de yedirebildi /
Ölünce, tanıyanlar: Dünyada damatlar ahirette kurtlar sevinsin dedi
*
İster kader de, istersen alın yazısı / Çok sızı verir gönle bazısı / Hadi hayırlısı
*
Ben, odunu hep dağda olur sanırdım / Meğer yanılmışım, yeni anladım / Çünkü trafik te öyle odunlar var ki / Arkasından yetişip te sayamadım
*
Doğru bildiklerini haykır bugün, sesin gür çıkarken / Belki yarın kesilir nefesin, , tam da haykırmak isterken
*
Dedi: Ellerin bahçesinde gül biter / Bizim bahçede diken / Anlatsam hayat hikâyemi / Dersin,  evladım sen misin çeken?