M.BURAK YALÇIN

CHP İl Başkanı Mehmet Tahtasız, ekonomik bağımsızlığın her zamankinden daha çok tehdit altında olduğunu belirterek, “Ekonomide izlenen hatalı politakalardan dolayı ekonomik bağımsızlığımız günden güne kaybedilmektedir” dedi.

CHP İl Başkanlığı bugün Kadeş Barış Meydanı’nda basın açıklaması düzenlendi.

‘AYNI KARARLILIKLA BURADAYIZ VE BURADA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Basın açıklamasında konuşma yapan CHP İl Başkanı Mehmet Tahtasız, 26 Ağustos’un Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu yolunda, emperyalist güçlere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin zafere yürüdüğü en önemli günlerinden birisi olduğunu belirterek, “Bugün, bağımsızlığımıza ve özgürlüğümüze kast edenlere karşı bir halkın geleceğine topyekûn sahip çıktığı mücadelenin taçlandığı gündür. 98 yıl önce bugün 26 Ağustos 1922’de, büyük zaferimizin ilk adımı atılmıştır. Bugün ülkemizin tam bağımsız, özgür, demokratik, halkçı ve laik bir ülke olarak yürüyüşü mücadelemizde aynı kararlılıkla buradayız ve burada olmaya devam edeceğiz. Büyük Taarruz ’un 98’inci yıl dönümünü kutluyor, ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz” dedi.

‘ÇIKAN FATURANIN AĞIR BUHRANI VATANDAŞLARIN SIRTINA YÜKLENMEKTE’

O gün konulan iradenin bugünde yollarını aydınlattığını ifade eden Mehmet Tahtasız, Büyük Taarruz’un 98. yıl dönümünde ekonomik bağımsızlığın her zamankinden daha çok tehdit altında olduğunu vurgulayarak konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Ekonomide izlenen hatalı politikaların ve iktidarın kurduğu düzenin sonucunda çıkan buhranın ağır faturası vatandaşlarımızın sırtına yüklenmekte, ekonomik bağımsızlığımız günden güne kaybedilmektedir. Bu yükü en çok omuzlayan kesimlerden biri de kuşkusuz çiftçilerimizdir, hayvancılıkla geçinen yurttaşlarımızdır.

Paramızın değerini yitirmesi nedeniyle gübre, ilaç, tohum, mazot giderleri hızla artarken, çiftçilerimiz yeterince desteklenmemektedir. Son 14 yılda, devletin çiftçimize Tarım Kanunu gereği ödemesi gereken 175 milyar TL’lik destek ödenmemiştir. Bu, devletin her bir çiftçi ailesine 80 bin 754 lira borçlu olduğu anlamına gelir. Diğer taraftan, özellikle son birkaç yıldır hasat zamanı açılan ithalat kapılarıyla çiftçilerimizin malının değeri pula dönmüştür. Şimdi de sarayın aldığı son kararla Türkiye, Venezuela’dan peyniri vergisiz ithal edecektir. Trakya’daki, Ezine’deki, Kars’taki peynir üreticileri dururken, Saray yönetimi Türkiye’deki çiğ süt üreticisi yerine, Venezuela’nın üreticisine destek vermekte, yabancı üretici için yeni imkânlar sağlanmaktadır.

‘200’E YAKIN PEYNİR ÇEŞİDİMİZ VAR’

200’e yakın peynir çeşidi zenginliğiyle adeta bir peynir cenneti olan, dünya genelinde peynir üretiminde ilk onun içerisindeki ülkemiz çiftçileri dururken Venezuela çiftçilerinin üretimi tercih edilerek, ne kadar yerli ve milli olduklarını, bağımsızlıktan ne anladıklarını da bir kez daha göstermişlerdir.

Nitekim, Türkiye’deki yerel seçimlerden önce 25 kuruşa çıkarılan süt destekleri, seçimler sonrasında 10 kuruşa indirilmiş, ardından da 15 kuruşa çıkarılmıştır. Girdi fiyatları sürekli artarken, artırılması gereken destek, süt üreticisinin cebinden kepçeyle alınmış, sonra damlalıkla ancak bir kısmı geri verilmiştir.

Saray’ın bir başka kararı ile Venezuela’dan vergisiz ayçiçeği ithalatının da kapısı aralanmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi “Ayçiçeğinde 3,5 lira taban fiyatı ve 75 kuruş prim ödemesi üreticinin maliyetini anca karşılar. Bu fiyatlar ve fazlası verilmelidir” derken, Saray hükümeti Venezuela’dan vergisiz ayçiçeği ithalatının önü açmıştır. Öyle görünmektedir ki ülkemiz, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da dünyada ayçiçeği ithalatında birinci olacaktır.

‘PEMPE TABLOLAR MUTFAKTAKİ BOŞ TENCEREYİ DOLDURMUYOR’

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, saray yönetiminin bu ülkenin çiftçisini ezerken başka ülkelerin çiftçisini desteklemesinin nedenini öğrenmek, tek adam rejimi altında ezilen, ekonomisinde ciddi sıkıntılar ve gıda kıtlığı yaşayan Venezuela’ya olan bu muhabbetin sebebini bilmek istiyoruz.

Ülkemizdeki saray rejiminin artık ülkeyi yönetme kabiliyetinin kalmadığı ortadadır. Türkiye yönetilmemekte, Türkiye savrulmaktadır. Saray ve ahalisi, ekranlardan her gün pembe tablolar çizmekte, fakat bu pembe tablolar milletimizin mutfağındaki boş tencereyi doldurmamaktadır. Yitirdiğimiz bağımsızlığımız Türkiye’yi emperyal güçlere teslim etmekte, egemen güçler arasında oradan oraya savurmaktadır.

Güzel ülkemiz, bereketli topraklarıyla, olağanüstü konumuyla, genç nüfusuyla büyük bir potansiyele sahiptir.  Milletin derdini çözmeye kararlı ehil bir kadroyla, doğru bir ekonomi programıyla, hukuk devletini ve kuvvetler ayrılığını güçlendiren çağdaş bir parlamenter demokrasiyle, vatandaşını kucaklayan, hiç kimseyi açıkta bırakmayan, çocukların yatağa aç girmesine müsaade etmeyen güçlü bir sosyal devlet anlayışıyla tüm sorunların üstesinden geleceğiz. 98 yıl önce kazandığımız bağımsızlığımızı mutlaka yeniden kazanacağız.

‘BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNDEN GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’

Bu inançla, bu azimle bundan neredeyse 100 yıl önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük bir zaferle taçlandırdığı bağımsızlık mücadelesinden hiç geri adım atmayacağız ve 30 Ağustos’ta yurdumuzun her köşesinde halkımızın sağlığını da gözeterek büyük bir coşkuyla kutluyor olacağız. Ülkemizin bağımsız ve müreffeh yarınlarında Cumhuriyet Halk Partisi vardır. Bugün Türklere Anadolu’nun kapılarının açıldığı, kahramanlık destanının 949. yıldönümü. Kutlu olsun. Malazgirt Zaferini kazanan büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ı ve Malazgirt kahramanlarını şükranla, saygıyla ve rahmetle anıyorum.”