Hayatımızı değiştiren icatların oluşumuna baktığımız zaman bunlardan bazıları sanki tesadüfen icat edilmiş gibidir. Örneğin penisilin Alexander Fleming tarafından kenara atılmış bazı malzemelerin kendi aralarında tepkimeye girerek oluşturduğu tortu sayesinde ortaya çıkmıştır veya post it kâğıtları Art Fry'in ayracının kitabı içinde sabit durmaması üzerine şans eseri keşfettiği bir üründür. Bana göre bu icatların ortaya çıkış hikâyelerinde atlanan önemli bir husus var. O da bu bilim insanlarının tesadüfen icat ettikleri bu ürünlerden daha öncesinde zaten buna benzer bir şey için çaba göstermiş olmalarıdır. Örneklere geri dönecek olursam; penisilinin mucidi Alexander Fleming'in kenara attığı o ürünler, daha öncesinden hastalıklara karşı bir ilaç (şu anki adıyla antibiyotik) ararken kullandığı ve sonuç alamadığını sandığı ürünler sonucu oluşmuştur. Ya da post it kâğıdının icadına baktığımızda Art Fry'ın arkadaşı Spencer Silver tarafından üretilmiş bir yapıştırıcıymış. Tabi kuvvetli olmadığı gerekçesiyle rafa kaldırdığı bir icatmış. Bu iki örneğinde temelinde daha önce bir emeğin varlığı söz konusudur.  
Kısacası bana göre başarı asla tesadüf eseri değildir, öncesinde bir çaba ve uğraş vardır her daim. Abraham Lincoln'ün bir sözü vardır; "bana bir ağacı devirmek için bir saat verseniz, ilk 45 dakika sadece baltamı bilerdim." Biz de o ağacın 15 dakikada devrildiğini sanıyoruz, bir saatlik çabayı görmeksizin…     
Kalın sağlıcakla.