Beklentiyi yüksek tuttuğumuzda hayal kırıklığıda büyük oluyor gerçekten. Çorum FK’nın bu sezon aldığı mağlubiyetlerin ardından hep aynı şeyleri yaşadık. Her mağlubiyetten sonra fırsat kollayanlar hemen başlıyorlar ‘Ben demiştim’ demeye.
Çorumlu gençlerle olmaz, orta sahaya bir abi tecrübeli bir isim, forvete kaliteli bir transfer, kanatlara etkili olacak bir transfer vs vs devam edip gidiyor. Bunları söyleyenler sanki bilmiyorlar bu kulübün ekonomik yapısını ve gücünü. Ekonomik gelir sağlamak için başlatılan her projenin sahipsiz kaldığı bir şehirde kolay mı öyle istediğin transferleri yapmak ona bütçe bulmak.
Evet Fatih başkan hedefi çok büyük tutuyor ve sonuçta da beklenti büyük oluyor. Bunun sonucunda da baştada dediğim gibi her mağlubiyetten sonra yaşadığımız hayal kırıklığı ve yıkım da büyük oluyor.
Taraftar dediğin iyi günde sevinen ve övünen sahip çıkan değil kötü günde de takımının yanında olandır. Her mağlubiyetten sonra fırsat kollamış gibi sallamak kime ne yarar sağlar allah aşkına. Türkiye’de kötü yönetilen futbolun kulüpleri getirdiği durumu süper ligden alt liglere kadar görmek mümkün. Birisini canlı olarak bu şehirde yaşamadık mı biz. Tokatspor şu anda malesef aynı durumda.
O yüzden taraftar olarak sahada alınan başarı kadar saha dışındaki yönetimide değerlendirelim. Kulübü borçlandırılmadığı sürece doğru yönetiliyor demektir. Tabiki bunun yanında sportif başarı gelirse çok daha güzel olur. Geçen yıl kazanılan şampiyonluk kulübün önünü açtı. Ekonomik olarak geçen yıldan düşük bütçeli buna karşın daha fazla geliri olan bir kulüp olduk.
Kulüplerin kurtuluşunun alt yapıdan yetiştirmekten geçtiğini artık herkes gördü. Çorum FK bu anlamda uzun yıllardır süren alt yapıya verdiği katkı ile çok iyi duruma geldi. Gelişim Liginde dört kategoride de grupta ilk üç içinde yer alıyor. Gerçekten iyi isimler var  kulübün geleceği adına. Önceki akşam Dünya devi Real Madrin Süper Kupa finalinde sahaya 2001 doğumlu genç futbolcuya forma veriyorsa bizim oturup düşünmemiz lazım. Onların para derdi yok onlar güveniyor forma veriyor biz ise hala transfer niye yapmadık diye eleştiri yapıyoruz.
Fatih başkan hedefi büyük tutuyor beklentiyi yükseltiyor. Takımı motive etmek için tamam güzelde bu camiaya malesef olumsuz yansıyor. Bir mağlubiyette karalar bağlıyoruz bir galibiyette şampiyon oluyoruz. Millet olarak malesef ayarımız yok bizim ne diyelim.
Geçenlerde bir dostum benim sezon başı beklentilerimi takımın boşa çıkardığını ve düşme tehlikesi yerine zirveyi zorladığını söyledi. Evet aynen öyle oldu takım beklentileri tersini çevirdi. Fakat buna rağmen bile doyumsuz millet olduğumuz için bir maç yenilince şampiyonluk kaçtı diyoruz. Yok şu maçı alsaydık bu maçı alsaydık hesapları yapıyoruz. Futbolda geçmişe takılarak kaldığımız sürece kaybederiz. Dün yok bugün var pazar günüde çok zorlu İnegölspor maçı var.
Puan sıralamasındaki en yakın rakibimiz ve kazanmak çok anlamlı ancak yenilmemek daha önemli diye düşünüyorum. Öyle yas tutma zamanı değil Konya’dan gereken dersi çıkartıp İneöl’e motive olacağız. Yoksa dünde kalarak geleceğe umutla bakmak mümkün değil.
Son olarakta Konyaspor mağlubiyetinin ardından maçla ilgili kimseden değerlendirme alamadık. Ortaya konulan kötü performans ve mağlubiyet nedeni ile açıklama yok. Galibiyet sonrasında konuşmak yorumlamak kadar mağlubiyetten sonrada camiaya mesaj vermek önemli olduğunu düşünüyoum. Kırmızı Siyahlı kulüpte bu anlamda bir değişime ihtiyaç olduğu kesin.
Dün canımı acıtan diğer bir konu ise Filenin Sultanlarının elde ettiği tarihi başarıya duyarsız kalınması. Kalanında mesleğimin olması daha acısı. Türkiye’de spor gazetesi olarak yayınlanan ulusal basında uydurma transfer haberleri boy boy fotolar ile sayfaları doldururken Tokyo vizesi alan bayan voleybol takımının haberini köşeden iki sütundan veren meslektaşlarımı şiddetle kınıyorum. Ali Haydar Teke hocamın eleştirisine yerden göğe kadar katılıyorum. Her zaman tabiki olmaz futbol sattırıyor tamamda böyle bir başarı karşısında bu kadar duyarsız kalınmasını kabul etmek mümkün değil.