Efendim sakın her türlü önlem alındı da düdük eksiğimiz mi kaldı diye düşünmeyin. Gönlümüz ister ki sizlerin ve özellikle duyarlı sivil savunmacıların kafasından geçen önlemler eksiksiz hemencik alınsın. Ancak, ''görünen dağ kılavuz istemez'' demiş atalarımız. Arzu ettiğimiz bu önlemlerin hepsinin bir anda alınmasını düşünmek biraz hayalcilik olur. O halde biz önce birey olarak bize düşeni yapmaya çalışalım. Büyük depremlerde küçücük düdüğe ihtiyaç duyduğumuzda, keşkeleri söylememek adına… Gelelim 1 TL'lik düdüğün faydalarına…
Düdüğün çıkardığı ses, ağızdan çıkan sese göre çok daha uzağa gider. Ayrıca, acil bir durumda öttürdüğünüz düdükte ses tellerini yormaz.
DÜDÜĞÜN KULLANILABİLECEĞİ 
YERLER: 
Deprem sonrası çocuklarla haberleşmek için: Gece deprem yaşadınız. Binanızda hasar meydana geldi. Kapılar bir anda kapandı. Siz evin bir köşesindeki yatak odasında,  yavrunuz da çocuk odasında hafif yaralı olarak mahsur kaldı. Panikle yavrunuzu merak ediyorsunuz. Ancak, üzerinize sabit olmayan eşyalar düştü, sizde hafif yaralandınız. Kapılar kapandı açamıyorsunuz. Çocuk odasının kapısı da kapandığı için çocuğunuz açamıyor. Neticede iletişim kuramıyor ve çok tedirgin oluyorsunuz. Ancak sizde ve çoğunuzda düdük var. Çocuk kendine gelince önceden aile içi tatbikatlarda anlaştığınız şekilde mesela, üç defa öttürürse hafif yaralı, beş defa öttürürse hiç yaralanma yok gibi düdük öttürdü. Düdük sesiyle onun hafif yaralı olduğunu anladınız, ne kadar sevinirsiniz demi. 
Deprem veya bina çökmesi sonrası enkaz altında kalındığında: Bir deprem yaşadınız. Binanızda hasar meydana geldi. Kapılar bir anda kapandı. Siz evin bir köşesindeki yatak odasında,  yavrunuz da çocuk odasında hafif yaralı olarak mahsur kaldı. Panikle yavrunuzu merak ediyorsunuz. Ancak, üzerinize sabit olmayan eşyalar düştü, sizde hafif yaralandınız. Kapılar kapandı açamıyorsunuz. Çocuk odasının kapısı da kapandığı için çocuğunuz açamıyor. Neticede iletişim kuramıyor ve çok tedirgin oluyorsunuz. Ancak sizde ve çoğunuzda düdük var. Çocuk kendine gelince önceden aile içi tatbikatlarda anlaştığınız şekilde mesela, üç defa öttürürse hafif yaralı, beş defa öttürürse hiç yaralanma yok gibi düdük öttürdü. Düdük sesiyle onun hafif yaralı olduğunu anladınız, ne kadar sevinirsiniz demi. 
Deprem veya bina çökmesi sonrası enkaz altında kalındığında: Bir veya çocuklar ihtiyaç halinde balkondan, camdan çevresinden düdük öttürerek sesini duyurmak suretiyle çevreden yardım isteyebilir.
Sessiz sakin ortamda yürüyen bayanlar veya çocuklar için: Sessiz sakin bir ortamda  (parklarda, sokaklarda) yürürken veya gece eve gelirken tehlike halinde çevresinden düdükle  ''imdat !'' yardımı isteyebilir. Özellikle bayanlara tavsiye ederiz.
Arabalarda kaza sonrası:  Gece veya gündüz arabanızla seyahat ederken, yolda kaza yaptınız. Yolun altına ağaçların arasına arabanız devrildi. Araçta sıkışıp kaldınız. Aracınız çevreden görünmüyor, telefon çekmiyor, korna çalışmıyor, sesiniz fazla çıkmıyor. Karşıda da bir çoban veya çiftçi var. Düdük öttürerek ondan yardım isteyebilirsiniz…
Kalabalık ortamda insanları susturmak için:  Kalabalık bir ortamda, insanların birbirini dinlemediği  durumlarda birisi açıklama yapacağı zaman  bir düdük öttürmek suretiyle zaman kazanır ve insanların dinlemesini sağlayabilirsiniz... 
Bir olay sonrası panik halindeki insanları yatıştırmak veya meraklı vatandaşlara acil tehlike uyarısı yapmak için:  Beklenmedik bir zamanda meydana gelen bir olay karşısında insanlar bazen  panik, bazen de meraktan  daha büyük bir tehlikeyle baş başa kalabilir. Bu durumda görevliler gelinceye kadar her kafadan bir ses gelir. Böyle bir durumda, düdük öttürerek insanların olay mahallinden uzaklaşması konusunda acil bir iki cümle uyarı yapabilirsiniz.
Geziler, turlar için:  Öğrenci gruplarını geziye götüren öğretmen, öğrencilerin toplanmasını haber vermek için düdük kullanabilir.
Bu çerçevede, geçmiş yıllarda İstiklal İlköğretim Okulunda mini fakat mesaj açısından örnek olan ''Erzak Dağıtımı Tatbikatı'' yapmıştık. Çocuklara verdiğimiz çeşitli hediyelerin yanında, depremlere hazırlık için mesaj verebilmek adına düdük dağıtmak istedim. Bazı esnafları ziyaret edip yardımcı olabilir misiniz dediğimde ikilemeden hemen yardımcı oldular. Bu duyarlılık beni çok memnun etti. O zaman bunu tüm öğrencilerimize verebiliriz diye düşündüm. Çünkü düdük ne işe yarar onun için yardım edemeyiz demediler.
Bu noktada yıllar önce Avrupa'da olduğu gibi, Çorum’da da anaokulundan değil, ana kucağından itibaren temel afet bilincinin verilmeye başlaması, kamuoyu oluşması ve Türkiye' ye örnek olması için, ''YÜZBİN ÖĞRENCİYE, YÜZBİN DÜDÜK VERELİM'' kampanyasını başlatmayı çok istedim. Afetlere hazırlık noktasında hassas olduğunu düşündüğüm ve bir yerel  televizyon programında ''her Japon cebinde  bir düdük taşıyor'' diyen, İskilip Eski Belediye Başkanı Sayın  Orhan Öztürk beyle, telefonla görüşerek konu hakkında görüşlerinden istifade etmek istedim. Sağ olsunlar ''çok iyi olur, güzel bir düşünce, her zaman katkı vermeye hazırım''  diyen bir tek kendileri oldu. Ancak muvaffak olamadım. Zira ''ağaç dallarıyla ağaçtır, deniz dalgalarıyla denizdir'' sözünde ifade edildiği gibi,  doğru olan, ama tek başına yapılması bir o kadar da zor olan çalışma. Çünkü düşüncelerinizi paylaştığınız dostlarınızın, işin maddi yönünden ziyade,  düdük bulundurmanın olası depremlerde, bina çökmelerinde hayat kurtarabileceğine veya işe yarayabileceğine samimi olarak inanması önemlidir. İnanmadan başarı olmaz. Halbuki deprem veya çöken bina sonrası haberleşmede en ucuz ve en garantili iletişim aracı düdüktür. Düdük taşımak yük değil, afetlere karşı bilinçliliktir. Öğrencilere verilecek bir düdük onun afetlere bakışı için bir mesajdır. Belki de olası afetlerde kurtuluşudur. Bu bağlamda;
ÖZETİN ÖZETİ: Depremlere, deprem olmadan bile çökebilecek binalara karşı hazırlığın tekrar sorgulanmaya başladığı şu günlerde  hayırsever iş adamlarımızdan,  geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız için; ''Depremden korunmayı afet sonrası AĞLAYARAK değil, afet öncesi OYNAYARAK öğrensinler!'' niyetiyle öğrencilere düdük vermek istiyorsun,  biz bu işi kendi aramızda hallederiz diyecek büyüklerimiz çıkar diye içimde bir his var. Hadi hayırlısı…