Mütevazılığı:
Ömer Lütfi Efendi, mütevazi bir hayatı tercih ederdi. Kendisinin abartılı olarak anlatılmasını istemezdi. Büyük oğlu Avni Bey de onun fotoğrafını çekip bir anı olarak albümüne koymakta kararlıydı. Babasının fotoğrafını çekmeyi ne kadar istediyse de başaramadı, filmlerin tümü yandı. Hayatının son günlerinde gözleri katarakt sebebiyle zor görüyordu. Buna rağmen fotoğrafının çekilmek istendiğini sezdiği için bahçeye çıkarken geri döndü. Eşine “Hanım, ben resmimin çekilmesini istemiyorum. Çekilenlerin çıkmaması için de Allahü Teala’ya yalvarıyorum.”dedi.

 

Hacı Ömer Lütfi Efendi, Nakşibendi şeyhi olarak Çorum’da faaliyet gösteriyordu. Devrinde görev ve hizmette bulunan diğer şeyhlerle de dostluk ilişkilerini sürdürüyordu. Bunlar arasından en çok Rıfai Şeyhi Bekir Baba’yla olan sohbet ve hikayeleri bilinir.
 

O dönemde şeyhlerin hepsi, Cuma sabahı hamama giderler ve o abdestle de Cuma namazını kılarlarmış. Bir Cuma sabahı hamama gitmek istemiş. Hamamcı, erken uyanamadığı için külhana odun atamadığını, dolayısıyla hamamın soğuk olduğunu bildirmiş. Şeyh efendi, hamama gelen ateşini getirir, suyunu da ısıtır, diye hizmetkarı Haşim Efendi’den haber göndererek hamamın açılmasını istemiştir. Müritleriyle birlikte hamama vardıklarında sıcak suyla güzelce yıkanmışlardır. Hamam paralarını verirken fazla verince hamamcı uyaracak olmuş. Çerkez Şeyhi, fazlası, Bekir Baba’nın hamam parasıdır, demiş. Onlar çıktıktan sonra Bekir Baba da müritleriyle gelmiş, “Çerkez şeyhi, hamamı çok ısıtmış.”diyerek hamama girmiş. Hamamcı da olup biteni anlattıktan sonra, sizin hamam paranız da ödendi, demiş.
 

Bu menkıbenin Rıfailer arasında farklı bir versiyonu nakledilmektedir. O da hamama ilk giden kişinin Bekir Baba olduğu şeklindedir. Belki de bu tür olaylar, birkaç kez gerçekleşmiştir.
Hacı Ömer Lütfi Efendi, Nakşibendi tarikatının Halidiye kolunu temsil ettiği bilinen Çorum’daki son şeyhdir. Burada kendi dergahında otuz üç yıl hizmet etmiştir. Bir taraftan müritlerini irşat etmiş, bir yandan da Ulu Cami’de cemaate vaaz ve nasihat etmiştir. Takvasıyla bilinen, hayatını Yaratıcı’nın emirlerini yerine getirmeye hasreden bir insandır. Hayatının son döneminde katarakt nüksettiğinden görme zorluğu çekmiştir. Artık Rabbının huzuruna bir an önce çıkmayı arzu eder hale gelmiştir.