Ülkemiz genel itibari ile deprem bölgesi içerisinde yer almaktadır. Bunlardan en önemlisi Bingöl Karlıova birleşiminden ayrılan Kuzey Anadolu ile Doğu Anadolu Faylarıdır. Geçmişte üzerinde büyük depremler yaşanmış olup gelecek te de mutlaka yaşanacaktır. Depremin olacağı bilinir ancak nerede, ne zaman, hangi saatte olacağı şu anki teknoloji ile bilinmemektedir. Bu nokta da dünyada en çok Japonlar kafa yoruyor ama sonuç olarak net bir bilgi ortaya koyamıyorlar. Onun için bize düşen Hiç deprem olmayacakmış gibi soğukkanlı ama buna mukabil her an olacakmış gibi de topyekün tedbirli olabilmeye çalışmaktır. Yani depremin olması değil olduğunda bizi bilinçli veya bilinçsiz olarak bulmasıdır. Bu bağlam da;
Prof. Dr. Naci Görür ( kendisi de televizyonlarda ki açıklamasında mütevazılık örneği gösterdi tebrik ediyorum.) ve hiçbir jeolog da depremin ne zaman, nerede olacağını bilemez. Yukarı da ifade ettiğim gibi henüz depremin zamanını kestirmek mümkün değildir. Ama fay üzerinde enerji birikimi olduğunu bilirler. Çünkü Doğu Anadolu Fayı (DAF) da tıpkı Kuzey Anadolu Fayı (KAF) gibi hareket halindedir.
DAF'ın KAF'a göre daha uzun süre suskun kalmasının bir nedeni, belki de hareketinin yılda 1,5 - 1,8 cm olmasıdır. KAF ise yılda 2,5 cm kadar hareket ediyor, daha uzun ve bu nedenle üzerinde daha çok deprem oluyor. Başka bir ifade ile fay hareketi büyüklüğü yükseldikçe deprem olma tehlikesi de aynı oranda yükseliyor.
Uzun süre suskunluk, deprem bilimcileri de şüphesiz uyanık tutuyor ve fay üzerinde uyarılarda bulunuyorlar. Halk arasında bile susmak, içe atmak bir gün patlamaya aday olmaktır diye yorumlanır.
Kuzey Anadolu Fayı'nı tanımlayan ve adını koyan büyük jeoloğumuz İhsan Ketin'dir. Ketin, evrensel bir yüz akımızdır. KAF'ı tanımladıktan sonra, şöyle demiştir: Anadolu batıya doğru gidiyor, ya Afrika levhası ile birlikte hareket ediyor onun bir parçası ya da doğumuzda başka büyük bir fay daha var. Yıl 1948'de bu tanımı koydu ve makalesini yayımladı. (Orhan Bursalı)
24.1.2020 tarihi akşam saat 20.55 'te Elâzığ - Sivrice merkezli 6,8 şiddetinde yüzeye yakın olarak sığ deprem meydana geldi. Deprem 10 Vilayetle birlikte Çorum ilinde de hissedildi. Depremin sığ ve şiddetinin 6,8 olması konu hakkında birazcık bilgi sahibi olanları daha çok korkuttu.  Çok şükür ki korkulan kadar olmadı. Benim açımdan da ayrı bir tevafuk oldu. Zira o gün Cuma namazı öncesi Osmancık Ulucami de Deprem konusunda cemaate bilgilendirme yaparken geçmişte yaşanan Elazığ depremi üzerine örnek senaryo anlatmıştım. Akşam da acı afetin yaşanması dinleyicilerin konuya bakış açısını daha farklı kıldı. Diğer taraftan 2013 yılında Elâzığ'dan bir İmam aramış ve '' Hocam davet etsek bizim ilçe de deprem vaazı yapar mısınız ?'' demişti. Ben de ortam hazırlayın hay hay demiştim. Ama izin çıkmamıştı ki geri dönemedi.
Toplam da 41 tane vatandaşımız hayatını kaybederken, 45 tane vatandaşımız da enkaz altından sağ olarak kurtarıldı. AFAD bilgilerine göre 5093 personel, 636 araç, 22 arama köpeği ile 800 civarında STK'dan personel görev aldı. Bu şiddetteki depremler sonrası meydana gelen artçılar bir yıldan fazla sürebilir. Şu ana kadar meydana gelen artçı depremler 2000 'ne yaklaşmış olup, bunların 22 tanesi 4 şiddetinin üzerindedir. 
1999 Düzce depreminde görev yapmış bir Sivil Savunma Uzmanı olarak, deprem öncesinde eksikliklerimiz olsa da eskiden bugünlere çok mesafe kat edildiğini düşünenlerdenim.  Zira Sayın Cumhurbaşkanımızdan Bakanlara, bürokratlara kadar devlet olarak anında müdahil olundu. Bunu televizyonlarda görürken diğer taraftan orada yaşayan tanıdıklarla da konuşurken de hissediyoruz. 
Çevre ve Şehircilik İl Müdürü arkadaşımızla dünden bugünlere afetler üzerine hasbihal ederken, Elazığ depreminden 1 dk sonra telefonuma Bakanlıktan ''Görev mahalline derhal geçip, gelecek talimatları bekleyiniz” diye mesaj geldiğini ve 10 dk içinde makamında talimatları beklediğini ifade edince gerçekten sevindim. 
Temennimiz Devlet - millet topyekün olarak bunun deprem öncesine daha çok yansımasıdır. 
*
Enkaz altında kaldığında;
Ağzına kum toprak dolacak
Kımıldadıkça yerin daralacak
İmdat! Çığlıkların umut olacak
Lakin önce sessizlik sağlanacak
Enkaz yanında lüzumsuz olma,
Aman ha, toptan sessiz ol kardeşim
Kolay olsun imdat! Diyenlerle iletişim

DAVET: 7.1.2020 tarihi Cuma namazı öncesi (nasip olursa) Uğurludağ İlçemiz Merkez Cami'sinde ''Doğal Afetler ve Korunma Yolları'' konulu sunum yapacağım. İlçe halkımıza duyurulur.