İnsanlar doğdukları andan itibaren bir şeyler öğrenmeye başlar ve bu öğrenme hayatın sonuna kadar sürer. "İlk eğitim her zaman ailede başlar." sözünü unutmamalıyız.Okul çağına kadar çocuklara eğitimi anneler ve babalar verir.Çocuklar belirli bir yaşa geldiklerinde okula başlarlar ve onları öğretmenlerimize emanet ederiz.Öyle ki öğretmenler; bir zaman sonra çocukların ikinci anne ve babası haline gelir.Çocuklar her zaman anne ve babasından sonra öğretmenlerini örnek alırlar.Bilinmelidir ki anne merhametinden sonra ilk durak öğretmenlerdir.
Öğretmenlik mesleği kutsal bir meslektir.Ahlak kurallarına göre hareket eden ve dürüst bireylerin yetişmesi, genellikle öğretmenlerimiz sayesinde olur.Öğretmenler mesleklerini icra ederlerken bir çok fedakarlık ve özveride bulunurlar ve her zaman bize karanlık yolda ışık tutarlar.Hayatta nasıl daha iyi bir insan olunur? düşüncesi ile bizleri yetiştirirler.Öğretmen olmak özveri ve vatanseverlik ister.Öğretmenleri diğer mesleklerden ayıran en önemli özelliği ise amaçları sadece belirli bir konuyu ya da dersi anlatmak değil , tam olarak hayatı öğretmektir.İşte öğretmenin en güzel, en gurur verici yönü de budur.Bu sebepten dolayı her toplumda öğretmenin yeri çok ayrıdır.Öğretmenler tıpkı bir elmas gibi değerli ve çok özeldir.Git gide insanlığını kaybeden bu dünyada böyle güzel yürekli insanların değerini bilelim ve gittikçe değersizleştirilmeye çalışılan öğretmenlerimize sahip çıkalım. Neden? Çünkü diğer tüm mesleklere eleman yetiştiren sektörlerin başında öğretmenler gelmektedir.Bu yüzden öğretmenlerimizi baş tacı etmeliyiz.
Bir ülkede öğretmen ne kadar iyiyse, ne kadar güçlüyse , ne kadar farklıysa diğer tüm meslekler de, o kadar güçlü, o kadar farklı, o kadar iyidir.Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini ne kadar önemsiyorsak, öğretmenlerimizin hayat standardını ve donanımlarını da o kadar çok fazla önemsemeliyiz.Çünkü ülkemizin de çocuklarımızın da geleceğinin mimarı öğretmenlerdir!!!
Kutsal kitabımız da ondört asır evvel ilmin ve alimlerin ne kadar değerli olduğunu bizlere bildirmekte ve yüce peygamberimiz de hadisi şeriflerinde bu durumu vurgulamaktadır. "De ki: Hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?" (zümer suresi 39,9) "Allah, içinizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir. (mücadele suresi 58,11) "Allah'tan kulları içinde, ancak ilim sahibi olanlar korkar." (fatır suresi 35,28) 
Resülullah efendimiz (s.a.v.) bir gün , odalarının birinden çıkıp mescide girmişti.Mescidde ise iki grup vardı.Birinde kur'an okuyorlar ve Allah'a dua ediyorlardı.Diğer grup ise, ilim öğrenip ilim öğretmekle meşguldü.Peygamberimiz: "Bu iki meclis de hayır üzeredir; şunlar kur'an okuyor ve Allah'a dua ediyorlar, Allah dilerse onlara verir, dilemezse vermez.Şunlar ise öğreniyorlar ve öğretiyorlar.Ben de bir muallim olarak gönderildim." buyurdular ve ilim grubunun yanına oturdular.(darimi, ibn Mace)
Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'te öğretmenlere verdiği değeri ve önemini şu veciz sözleriyle dile getirmektedir: "Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür."
Öğretmen, bilgi tohumu eken bahçıvan gibidir.Öğretmen vatanı için silahla değil, bilgiyle savaşır.Ulusları kurtaran yalnız ve ancak öğretmenlerdir.Öğretmen, mum gibidir; kendisi tüketirken etrafını aydınlatır. "Yeryüzünde öğretmenlikten daha onurlu bir meslek tanımıyorum." (Romen Diyojen) 
Sözlerimi, öğretmeni en iyi anlatan şu veciz ifadelerle bitirmek istiyorum. "Öğretmen; eserlerinin üzerine imzasını atamayan tek sanatkardır. Öğretmen; toprak, su, güneş gibidir.Toprak, su , güneş nasıl ulu çınarları yetiştiriyorsa, öğretmenler de insanlardan ulu çınarlar yetiştirirler."