Bu ayetlerde Yüce Rabbimiz kitabından yüz çevirenlerin acı sonundan bahsederken, şeytanların Yüce Kitaptan uzak duranlara musallat olacağı ve asla ayrılmayacağı haber verilmektedir. Ayrıca hesap gününde sorumlu olduğumuz ve hesaba çekileceğimiz kitabın Kur'an-ı Kerim olduğu haber verilmektedir. Kıyamet gününde hesaptan kolay olarak kurtulabilmenin yolunun Yüce Kelama gereği biri sımsıkı sarılmak olduğu açıkça bizlere bildirilmektedir. 
Taha suresinde Allah-u Teâlâ “Her kim Kur'an'dan yüz çevirirse, mutlaka ona dünyada geçim darlığı vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşir ederiz." O da şöyle der: "Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşir ettin?" Allah, "Evet, öyle. Ayetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun." 
Yüce Kelamdan uzak kalanların karşılaşacağı musibetlerden geçim darlığı olarak bahsedilmiştir. Zuhruf suresinde ise ahiretteki azaptan haber verilmektedir. Açıkça söylenebilir ki bir Müslüman Kur'an-ı Kerimden yüz çevirirse hem dünya da hem de ahirette pek çok sıkıntı ve azaba düçar olacağı kesinlikle haber verilmektedir. 
Bu ayetlerden anlaşılmaktadır ki Kur'an-ı Kerim kesinlikle hayatımızda yer almalıdır. Bu Ramazan ayında Rabbimizin kitabını hayatımıza rehber olarak almak için üzerimize düşenleri fazlasıyla yapmaya gayret edelim. Hazırlanmış olan güvenilir Kur'an-ı Kerim mealleri, tefsirler ve ilmine güvenilen ilim adamalarından yardım alarak Yüce Kelamı anlamaya ve hayat nizamı haline getirmeye, iman ve ahlak kitabı olarak benimseyeceğimize Rabbimize söz verelim ve sözümüzü yerine getirmek içinde elimizden gelen gayreti gösterelim. Allah-u Teâlâ'nın Ramazan ayında Yüce Kelamı göndermesi ve bunu özellikle kitabında belirtmesi bizim Ramazan ayında Yüce Kitabı anlama ve yaşama adına daha hassas davranmamız gerektiği özellikle anlaşılmaktadır.
Ramazanlarımız Kur'an-ı Kerimi hayatımızda yaşadığımız ve başka hayatlara ulaştırabildiğimiz kadar bizim için mübarek ve fazilettir. Yüce Kitabımız ilahi bir inşa projesidir. Kitabımızın gönderiliş amacı, kendisiyle inşa olmuş Müslümanlar aracılığıyla hayatı baştan sona kadar inşa etmek ve ahiret saadetine kavuşturmaktır.
Ramazan öyle bir Sultan ki, o gönüllerimize ve hayatımıza konuk olmadan, gönüllerimizin bu şerefli konuğa hazır olması gerekiyor. Zaman içerisinde birikmiş kirin, pasın temizlenip, kalp sarayının ayların sultanı olan Kur'an ayına hazırlanması gerekmektedir. Her Müslüman kendi gönlünü, Yüce Kelamın ilk nazil olduğu gönül olan Rasulullah Efendimizin (sav) o güzel, pak gönle benzetebilme ve ona yakınlaştırabilme çabası içerisinde olmalıdır ki Yüce Kelam Kur'an-ı Kerim o kalbe ve gönle konuk olsun, hikmetlerini, faziletlerini o kalbe ve gönle açmış olsun.
Müslüman, Ramazan'da Yüce Kelamın Rabbimizden geldiğinin bilincinde olarak her ramazanda yeniden gelmiş gibi o kelama sımsıkı sarılacak imanını ve ahlakını en doğru ve en güzel şekilde öğrenecek Rabbinin rızasına erişecektir. Unutmayalım ki Rabbimizin kitabı Rasulullah Efendimizin (sav) peygamberliğinde tüm insanlığa gönderilmiştir. Bize Rabbimizden gelmiş kitabı yok sayarak kurtuluşa ulaşmamız mümkün değildir. Kur'an-ı Kerim bir şahsa, gruba, cemaate veya belli bir görev grubuna gönderilmiş değil tüm insanlığın dünya ve ahiret saadetine ulaşmaları için gönderilmiştir.
Ramazan'da sözlerin sultanı gelmiş ki, Ramazan ayların sultanı olmuştur. Ayların en güzelinde, sözlerin en güzeli, yaratılmışların en güzeli olan insanlarla buluşmuştur.
Dünya hayatında mutlu ve huzurlu olmayanlar Kur'an-ı Kerimle ilgili ve alakalarının uzaklığını kontrol etsinler Yüce Kitaba olan uzaklık ne kadar giderilirse o kadar mutlu ve huzurlu olacağını bilmelidir.
Ahirette kurtuluş ve saadet isteyenler Rabbimizin Kelamına ne kadar ilgili olduklarına dikkat etsinler. 

Cafer KARA
Hafız-Din Görevlisi