Milli Eğitim Bakanlığı eğitim öğretim başlamadan çok önceden eğitim öğretim yılına ait çalışma takvimini yayınlar. 2021-2022 eğitim öğretim yılı takvimine göre okullar 6 Eylül 2021 de açıldı. 17 Haziran 2022 tarihinde kapanacak.
Toplamda 180 iş günü eğitim yapılması öngörülen takvim geçen yıllarda pandeminin etkisiyle çoğunluğu uzaktan eğitim olmak üzere yüz yüze eğitim yapılarak geçti. Bahsettiğimiz sebepten dolayı doğal olarak geçen yıl 180 iş günü tam anlamıyla gerçekleşmedi.
Bu eğitim öğretim yılında çok şükür ki pandeminin etkisini hemen hiç yaşamadık. Bu durum da bakanlık yöneticilerin "yüz yüze eğitimi yapmak üzere her türlü tedbirleri aldık" cümleleriyle tutarlı bir irade göstermiş olmaları etkili oldu. İyi de oldu. Doğrusu da bu idi. Dünyanın birçok ülkesinde alışveriş merkezlerine dahi kısıtlamalar getirilirken okullar kapanmadı. O zaman da ülkemizdeki okulların kapanmasının yanlış olduğunu söylemiştim.
Aslında yıllardır yapılan bu yıl daha vahim duruma gelen bir konuyu sizinle paylaşmak istedim. Yazımın başında belirttiğim üzere iş takvimi 17 Haziran 2022 Cuma günü sona eriyor. Yani örgün eğitim veren okullarımızda eğitim öğretim faaliyetleri sona eriyor.
Anasınıfı, ilköğretim (ilkokul ve ortaokul) kurumlarının görev ve işleyişine ilişkin usul ve esasları kapsayan yönetmeliğin hiçbir maddesinde bu kurumlarda mezuniyet ile ilgili bir tanım yoktur.
İlgili madde de "Okul öncesi eğitimi alan çocuklara eğitim yılı sonunda Katılım Belgesi EK-13 verilir. Mecburi ilköğretim çağı dışına çıkmadıkça, öğrencinin okulla ilişiği kesilmez. Öğrenci veya velisinin istemesi hâlinde okula devam eden, mecburi ilköğretimi tamamlayan veya ilköğretim çağı dışına çıktığı için öğrenimini tamamlayamayan öğrenciye durumunu gösterir Öğrenim Belgesi EK3 düzenlenir." Denilmektedir.
Mevzuat herkesin anlayabileceği kadar çok açıktır. Anasınıfını tamamlayanlara Katılım Belgesi, İlköğretimim tamamlayanlara Öğrenim Belgesi verilir diyor. İşin özeti bu tür okullarımızda mezuniyet yoktur.
Gelelim uygulamaya;
Mayıs ayının ortalarından itibaren birçok okulumuz özellikle sosyal medyalarından mezuniyet programı yaptıklarını, öğrencilere formaliteden olsa diploma vermiş gibi fotoğraflar paylaştıklarını görüyoruz. Hatta bunu okullarının resmi web sitelerinden duyuran okul yöneticilerimizin sayısı hiç de azınsanmayacak kadar çok.
Bu programların yapıldığı lüks mekânları, yapılan harcamaları, öğrencilerin giydikleri kıyafetleri tartışmaya açmıyorum bile. Orası ayrı bir fecaat. Ancak bir anaokulu öğrencisi velisinin; "Hocam anaokulu öğrencisi kızım var. Öğretmenle birlikte organizasyon yapılmış, bir düğün salonu tutulmuş. Sözde mezuniyet partisi yapılıyormuş. Öyle iş mi olur dediğinizde kötü insan oluyorsunuz. Bu bir garabet değil mi?" sözünü de paylaşmak istedim.
Haydi, bu programlar yapılmadı okul yöneticilerimiz ve öğretmenlerimiz bu programları bir günde yapıp bitirmişler midir? Kesinlikle Hayır. Bu tür programların haftalar öncesi hazırlıklarının olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Eğitim açısından bunun açıklaması da şudur: Eğitim öğretim kim ne derse desin aksatılarak, görevliler derslerden alınarak bu tür programlar yapılmıştır.
Mezuniyet programı adı verilen etkinliklerden sonra eğitim-öğretime devam edilebilmekte midir? Eğitimci olan herkes bunun mümkün olmayacağını bilmektedir. Siz o çocuklara mezun oldunuz dedikten sonra pedogojik olarak bırakın derse gelmesini okula dahi gelmeyecektir. Bu nedenledir ki okulların resmi kapanış tarihinden bir ay önce çocuklarımız başta olmak üzere bazı yöneticiler kafalarında okulla ilgili işlerini bitirmektedirler. Bu durum bu senenin bir fotoğrafı olmadığını da belirtmek gerekir. Uzun yıllardır devam eden kangren haline gelmiş bir durumdur.
Devamsızlık hariç mezun olamama diye bir durum nerede ise ortadan kalkmıştır. Öğrencilerin zihninde nasıl olsa mezun olacağız anlayışı yerleşmeye başlamıştır. Öğretmenler açısından ders yapmak isteseler sınıfta öğrenci bulamıyorlar. Bulsalar dahi bu defa mezun havasına girmiş öğrenciler ders yaptırmamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Benim çocuklarımın bir kısmının da başına gelmiş olan madalyonun diğer yüzü var. Okulların resmi olarak kapanmasına üç hafta kala bazı öğretmenler "Çocuklar anlatacağımız konular bitti" cümlesini kullanır oldular. Bunun öğrencinin zihninde çözümlemesi: Çocuklar artık okullara gelmeyin. Bir taraftan müfredatın yetişmeyeceğini söyleyen öğretmenler diğer taraftan anlatacağımız konular bitti diyen öğretmenler.
Henüz okullar kapanmamış iken bu neyin mezuniyetidir? Okulların kapanacağı günlerde bu tür programlar yapılsa ne olur? Kıyamet mi kopar?
Son söz olsun: Ortaokul ve ilkokullarda dahi mezuniyet diye bir tanım yok iken bu işin anaokulları/anasınıflarına kadar indirgenmiş olmasında;
Sizce bir tuhaflık yok mu?
Sevgide kalın, sevgiyle kalın…