Or­ta li­se ve üni­ver­si­te yıl­la­rı­mın geç­ti­ği 1970'li yıl­lar­da, ajan­la­rın ci­rit at­tı­ğı ül­ke­miz­de, halk bir­bi­ri ile ça­tış­tı­rı­lı­yor sağ­dan ve sol­dan in­san­lar ha­ya­tı­nı kay­be­di­yor­du. Bu ge­liş­me­ler 1960 dar­be­si­nin, 1971 as­ke­ri muh­tı­rası­nın bir de­va­mıy­dı. 1945'te bi­ten II. Dün­ya Sa­va­şı fe­la­ke­tin­den son­ra, ide­olo­jik ve psi­ko­lo­jik so­ğuk sa­vaş dö­ne­mi baş­la­mış­tı. 


Bu­nun için ye­ni tak­tik­ler ge­liş­ti­ri­li­yor oyun­lar oy­na­nı­yor­du.  Top­lum sağ-sol ola­rak ay­rıl­ma­nın dı­şın­da, sol ken­di için­de frak­si­yon­la­ra, sağ ken­di için­de gu­rup­la­ra bö­lün­müş­tü. Bu yıl­lar be­nim li­se ve üni­ver­si­te yıl­la­rım­dı. Rah­met­li ba­bam 1971'de ve­fat edin­ce, an­nem ben ve iki kü­çük kar­de­şim bir­bi­ri­mi­ze sım­sı­kı sa­rı­la­rak köy­de ha­ya­tı­mı­zı ida­me et­tir­me­ye ça­lı­şı­yor­duk.


Sa­kin ge­çen or­ta­okul ve li­se dö­ne­min­den son­ra 1975 yı­lın­da Er­zu­rum Ata­türk Üni­ver­si­te­si Ede­bi­yat Fa­kül­te­si Ta­rih Bö­lü­mü’n­de oku­ma­ya baş­la­dı­ğım­da öğ­ren­ci g­rup­la­rı ve ay­rış­ma­lar­la kar­şı­laş­tım. Ay­nı çev­re­den ge­len, ay­nı fi­kir kay­na­ğın­dan bes­le­nen­ler bi­le bir­bi­ri­ne yan ba­kar ol­muş­tu. Dev­let yurt­la­rı ve kan­tin­ler sağ­cı sol­cu di­ye ay­rıl­mış­tı. Üni­ver­si­te­ler­de kav­ga­yı ön­le­mek için po­lis bu­lu­nur­du. Ders­le­ri sı­nav­la­rı boy­kot ede­rek öğ­ren­ci­ler ken­di bin­dik­le­ri da­lı ke­ser­ler me­zu­ni­yet­ler ge­ci­kir­di. Top­lan­tı ve­ya mi­ting­ler­de po­li­sin eli­ne dü­şen­ler fiş­le­nir­ler sa­kın­ca­lı sa­yı­lır­lar­dı.

  
Er­zu­rum, Ço­rum'a uzak­tı, te­le­fon yok­tu, mek­tup­la ve­ya ge­lip gi­den ar­ka­daş­lar va­sı­ta­sıy­la ha­ber­le­şi­yor­duk. Mil­li Türk Ta­le­be Bir­li­ği'nin ak­tif üye­siy­dim. Ar­ka­daş­lar ara­sın­da ay­rım yap­ma­dan kay­naş­tır­ma­ya ça­lı­şı­yor­dum. Gur­bet­te ar­ka­daş­lık önem­liy­di, ha­ya­tın acı­ma­sız gir­da­bı için­de kav­ga­ya hiç yer yok­tu. Rah­met­li an­ne­me üni­ver­si­te­de olan­la­rı an­lat­tı­ğım­da: "Sen ka­rış­ma oğ­lum"  sö­zü ba­na yet­miş­ti. Kal­dı ki be­nim de ak­lım var­dı, ay­nı mil­le­tin ev­lat­la­rı ola­rak kav­ga edip, Tür­ki­ye ve mil­let düş­man­la­rı­nı se­vin­dir­me­nin an­la­mı yok­tu. Bi­ze ya­ra­şan bir­lik­te ha­re­ket et­mek, öğ­ren­ci­li­ği­mi­zi gü­zel yap­mak mil­le­ti­mi­ze hiz­met ede­cek öğ­ret­men dok­tor mü­hen­dis vs. ol­mak­tı. 


Bu dü­şün­ce­ler için­de in­san­la­rı bir­leş­tir­me­ye ça­lış­tım ar­ka­daş­lı­ğa teş­vik et­tim. Bu ra­hat­lı­ğım­dan do­la­yı ol­ma­lı ki ba­na: "Sen ne­yi­ne gü­ve­ni­yor­sun, si­la­hın yok bı­ça­ğın yok, MİT mi­sin, giz­li po­lis mi­sin, bur­ju­va­zi­ misin?" di­yenler olur­du. Ta­bi ki hiç bi­riy­di. Sa­de­ce çev­re­si­ne say­gı­lı, üze­rin­de ai­le so­rum­lu­lu­ğu olan Al­lah'ın inanç­lı bir ku­luy­dum ve ku­lu­yum. Ön­ce­lik ders­le­rim­di, Er­zu­rum'dan Ço­rum'a dö­nem son­la­rı an­cak ge­le­bi­li­yor­duk. Bu dü­şün­ce­ler­le öğ­ren­ci­lik yıl­la­rı­mı sür­dür­düm. Ders­le­rimde ba­şa­rı­lıy­dım or­ta­la­mam yük­sek­ti, çok ki­tap oku­yor­dum. Ama­cım An­ka­ra'da bir üni­ver­si­te­ye geç­mek­ti. Bu ar­zum 1977 yı­lın­da ger­çek­leş­ti. An­ka­ra Üni­ver­si­te­si Dil ve Ta­rih Coğ­raf­ya Fa­kül­te­si’­ne ya­tay ge­çiş yap­tım.