VÂSİ'UL CEBÎN-İ ŞERİF
Açık Alnına NA'T:
165. Mübârek alnı vâsi'di ve rahşân
Ana hem nüh felek olmuşdu hayrân
166. Anı lutf ile etmişti Hâlik
Yüzünü ak dahi hem alnın açık
Açık Alnına Na't:
ALNI AÇIK YÜZÜ AK RESÛLULLAH (SAV)
165. Muhammed Mustafâ (sav)'nın mübarek alnı açık ve parlak idi, ona dokuz gök katmanı hayrandı.
Eski inanışlardan Batlamyus nazariyesine göre her bir gezegene mahsus bir gök tabakası vardı. Bunlar dokuz adet olup sekizincisi yer değiştirmeden duran yıldız veya gezegen, dokuzuncusu ise bütün felekleri çevreleyen ve yıldızlardan boş kabul edilen "felekü'l-eflâk, felek-i Â'zam, felek-i atlas" diye adlandırılırdı. Buraya Arş-ı Â'lâ'da denilmiştir. Levh-i Mahfuz'un Ârş-ı A'lâ'da bulunduğu kabul edildiğinden burasına Cenâb-ı Allah (cc)'ın ilminin tecelli ettiği yer denilmiştir. Bu gök katmanlarının tamamına birden nüh felek yani dokuz gök katmanı adı verilir. Felekleri ve Arş'ın peygamberimizin mübarek aln-ı şeriflerine hayranlığı ilk nur ve karanlıkları aydınlatan bir güneş olmasıyla alakalıdır.
166. Cenâb-ı Hakk, lutfu keremiyle Muhammed Mustafâ (sav)'nın yüzünü ak alnını açık etmişti.
Bir insanın yüzünün ak alnının açık olması O'nun suçsuz günahsız olduğu ve bütün sorumluluklarını hakkıyla yerine getirdiği anlamına gelir. Peygamberimiz (sav) günahlardan korunmuş "ismet" sıfatı ile muttasıftır. Her sözü ve davranışı Allah (cc)'ın vahiy ve ilhamına dayanmaktadır. Her hal ve işi Hakk'ın rızasına ilişkindir. Onun için her getirdiği ve bildirdiği kayıtsız şartsız alınır. Her yasakladığı şeyden kayıtsız şartsız sakınılır. Çünkü O Allah (cc)'ın (cc) sevgilisi, son ve en büyük peygamberi, şanlı elçisidir. Hak Teâlâ'ya hakikaten çok yakındır. O'nu herkesten çok ve daha iyi O bilir. Herkesten noksansız ibadet ve kullukta bulunan O'dur. Kur'ân'da şöyle buyrulur. "Ey Muhammed kullarıma deki: Eğer Allah Teâlâ'yı seviyorsanız bana uyun ki Allah Teâlâ da sizi sevsin, dost edinsin".159
.............................................................................
(159) Kur'ân-ı Kerîm, Âl-i İmran Sûresi, 3/3.
