Batı Hun hükümdarı Attila MS. (395 -453) Avrupa'nın nerdeyse tamamına hükmetmiş, Batı ve Doğu Roma İmparatorluklarını kuşatmıştır. Attila'nın kahramanlığı ve zaferleri destanların konusu olmuştur. Attila, 50.000 askerle Roma'nın kapısına dayanmış, kent ileri gelenleri tarafından Roma Prensesi ile evlendirilmeye ikna edilmiştir. Ne yazık ki evlendiği Roma Prensesi tarafından zehirlenerek öldürülmüştür. Mezarının Tuna nehrinin yatağında olduğu tahmin edilmekte yeri bulunamamaktadır. Attila Türklerin olduğu kadar,  soydaş Macarların da atası sayılır. Batıda: "Tanrının Kırbacı" olarak bilinen Attila, MS.445'e kadar ağabeyi Bleda ile Batı Hun hükümdarı olmuştur. Roma İmparatorluğu'na saldırılar düzenleyen Attila:  Balkanlar'ı, Yunanistan'ı,  Galya ve İtalya'yı istila etmiş destanlara konu olmuştur.  

Batı Hun Devleti'nin sınırları, Alp Dağlarından, Baltık Denizine, doğuda Hazar Denizine uzanıyordu. Attila, Doğu Roma'nın öngörülen vergiyi ödememesi üzerine saldırı başlatmış, Belgrad dâhil birçok kenti almıştır. Doğu Roma, zaman kazanmak amacıyla, 442'de ateşkes antlaşması yapmayı başardıysa da Attila 443'te akınlara yeniden başladı.  Tuna kıyısındaki kentleri alıp, Niş ve Sofya'yı ele geçirdi. Konstantinopolis'i (İstanbul) hedef alan akınlarında Filibe'yi aldı. Doğu Roma kuvvetlerini bozguna uğratarak Konstantinopolis'i kuzeyden ve güneyden çevreleyen denizlere ulaştı. Doğu Roma'nın ödemediği vergiyi alarak yıllık haracı üç kat artırdı, her yıl 900 kg altın ödenmesini zorunlu kıldı.

Attila, Doğu Roma İmparatorluğu'na ikinci büyük saldırısını 447'de yaptı, Balkan eyaletlerini alarak Yunanistan'a ilerledi. 449'da Attila'nın Eflâk'taki ordugâhını ziyaret eden Paniumlu Priskos'un: "Tarih" adlı kitabında, bu çekişmelerle ilgili bilgiler vardır. Doğu Roma İmparatorluğu Tuna'nın güneyinden çekilmek zorunda kaldı ve haraç ödemeyi sürdürdü. 

Attila'nın ikinci büyük seferi 451'deki Galya istilası oldu. MS. 450'de, imparatorun kız kardeşi Honoria, Attila'ya yüzüğünü yollayarak kendisine zorla dayatılan bir evlilikten kurtarmasını istedi. Attila, bunun üzerine Honoria'yı eşi ilan edip Batı Roma İmparatorluğu'nun yarısını çeyiz olarak istedi. Attila Galya'ya girdiğinde kral Aetius, Vizigot kralı I. Theoderich ile anlaşarak Hunlara karşı birlik oluşturdu. Bu seferle ilgili gerçekler efsanelerle örülmüş olmasına karşın, Attila'nın müttefikler ulaşmadan önce Aurelianum'u (Orleans) ele geçirdiği kesindir. Hunlar geri çekilmeye zorlanmadan önce kentin bir bölümüne girmiş bulunuyorlardı. Catalauni Ovasında yapılan şiddetli savaşta Vizigot kralı öldürüldü. Attila geri çekildi ve kısa bir süre sonra Galya'dan ayrıldı. Bu onun tek yenilgisi oldu.

452'de Kuzey İtalya'yı ele geçiren Hunlar, Padova, Verona, Milano'yu yağmaladılar. Aetius'un bu akınları durdurmasına imkân yoktu. Ne var ki, İtalya'da baş gösteren  veba salgını, Hunları geri dönmeye zorladı. II. Theodosius'un yerine geçen imparator Markianos haraç ödemeyi kabul etmediği için 453'te saldırmaya hazırlanan Attila, evlendiği günün gecesinde yatağında ölü bulundu. Mezarının gizli kalmasını sağlamak amacıyla Hunlar, onu ve hazinesini gömenleri öldürdü. Yerine geçen iki oğlu imparatorluğu aralarında paylaştılar.

MS.448'de Attila'yı ziyaret eden Priskos, O'nu onu kısa boylu, tıknaz, iri kafalı, çukur gözlü, basık burunlu, ince sakallı biri olarak tasvir eder. Tarihçilere göre Attila, öfkeli ve sert yaradılışına karşın, asla acımasız değildi. Her açıdan ılımlı ve kanaatkârdı. Attila'nın verdiği bir şölene katılan Priskos, yüksek rütbeli komutanları altın ve gümüş tabaklarda yemek yerken, Attila'nın tahta tabakta sadece et yediğini belirtir. Bir komutan olarak Attila'yı anlatan bir belge günümüze kalmamakla birlikte: başarıları, onun seçkin bir komutan olduğunu göstermektedir.