Çorum’un Osmancık ilçesinde yaşayan 74 yaşındaki Fatma Karakuş, 49 yıldır geçimini evlere temizliğe giderek sürdürüyor. Çocuk yaşta evlendirilen ve 25 yaşında eşinin vefatıyla yalnız kalan Fatma Karakuş, 3 çocuğunu ve 2 torununu temizlik işlerinden kazandığı parayla büyütüp okutarak, meslek sahibi yaptı. İlerleyen yaşına rağmen halen temizlik işlerine giderek geçimini sağlayan Fatma Karakuş, yaşadığı zorluklara karşı pes etmeden yaşam mücadelesini sürdürüyor. Zor şartlara rağmen hayat mücadelesini elden bırakmayan Karakuş, manevi zenginliği ise çocukluk yıllarında edindiği kitap okuma alışkanlığı ile sürdürüyor. “49 yıldır evlere temizliğe gidiyorum” Ağırlıklı olarak psikoloji ve Türk tarihi üzerine kitaplar okumayı tercih ettiğini belirten Karakuş, “Çocukluğumda herkes okula gidemiyordu. Sokakta oynarken bir öğretmenin çocukları okula kayıt ettiğini gördüm ve hemen yanına giderek ilkokula kendimi ben kayıt ettirdim. Kendimle birlikte birkaç arkadaşımın ismini de vererek onları da okula kayıt ettirdim. İlkokulu bitirir bitirmez ailem beni küçük yaşta evlendirdi. Bu evlilikten 2 kız bir erkek çocuğum oldu. Rahmetli eşim Şevki Karakuş’un işleri ters gidince iflas ettik ve icra borçlarını ödemekte zorlandık. 25 yaşına geldiğimde eşimin vefatıyla zor anlar yaşamaya başladık. Terzilik mesleği yaparken yaşadığımız ekonomik zorluklar nedeniyle evlere temizliğe gitmeye başladım. Ve 49 yıldır evlere temizliğe giderek, halen bu işi yapmaktayım” dedi. “Hakir görüldüm, horlandım, hayatta çok darbe yedim” Temizlik işlerine giderken önceleri çok zorlandığını dile getiren Karakuş, “Çevremden ve ailemden tepkiler aldım. Hakir görüldüm, horlandım, hayatta çok darbe yedim, şamar yedim. Ancak evlerine temizliğe gittiğim insanlar ilçede görev yapan doktor, hakim, avukat ve savcılardı. Bu kişiler hayatımı çalışarak kazanmamda, çocuklarımı büyütmemde ve okutmamda bana manevi destekte bulundular. Çocukluk yıllarında başladığım kitap okuma alışkanlığı ise beni hayata karşı daha da motive etti. Eğitim hayatına devam edememenin verdiği boşluğu kitaplar okuyarak doldurmaya gayret ettim. Ve çocuk yaşta üyesi olduğum Osmancık Halk Kütüphanesi’nde başta psikoloji ve Türk tarihi üzerine kitaplar okumaya başladım” ifadelerini kullandı. “Kur’an-ı Kerim, bedene şifa, ruha gıda” Kur’an-ı Kerim’in bedene şifa, ruha gıda olduğunu dile getiren Karakuş, “Psikoloji üzerine Doğan Cüceoğlu, Elif Şafak gibi yazarların kitaplarını okudum, bunlar gibi birçok kitap beni yeniledi. En çok yenileyen bedene şifa ruha gıda olan kitabımız Kur’an-ı Kerim oldu. Gece saat 3’e kadar uyumam. Bu benim terzilikten kalma alışkanlığım. O saatte kalkarım sabaha kadar Kur’an-ı Kerim okurum. Hem işim rast gidiyor hem de kafam rahat oluyor. Televizyona bakmıyorum, zaten benim sorunlarım büyük televizyon bana daha çok sorun yüklüyor. Geçmişini bilmeyen bir millet, geleceğini hiç bilemez diye çok tarih kitabı okudum. Şeyh Şamil, Yavuz Sultan Selim, Fatih Sultan Mehmet gibi Türk tarihi üzerine okuduğum kitaplar oldu. Daha yenilerde Çorum Belediyesinin bastırdığı Hasan Paşa adlı kitabı yeni bitirdim. Bir kütüphanem olsaydı bir ev dolusu kitabım olurdu, ben kitapları kütüphaneden ve ilçedeki kırtasiyelerden temin ediyorum. Bana bu konuda kırtasiyeler olanak sağlıyor. Alıyorum, okuyorum ve kitapları geri iade ediyorum” diye konuştu. “Kültüre değer veriyorum, üniversite sınavına katılsam gençleri sollarım” Kültüre çok değer verdiğinin altını çizen Karakuş, şunları kaydetti: “Hem ruhsal hem de bedensel açıdan beni yenileyen kitaplar olmasaydı ben bugün ya felç olurdum ya da öbür alemi boylardım belki de daha da kötü olurdum. Bunu kibir anlamında söylemiyorum. Bugün üniversite imtihanına katılsam, çok genci sollayacağıma eminim. Gençlere tavsiyem insanlara tavsiyem okumaları. Okumanın yaşı yok. Okumayı her şeyden üstün tutmamız lazım.”