14 Mayıs 1946 uluslar arası Tarım Üreticileri Federasyonu kuruluş tarihi kısa adı İFAB Türkiye Ziraat odalar birliğide bu kuruluşa üye Bu tarih tüm dünya ile birlikte 1984 yılından beri Ülkemizdede Çiftçiler günü olarak kutlanmaktadır. 
Yolda rastladığımız herhangi bir Çiftçiye bugün senin günün kutluyorum desen ilk sözü bizim kutlayacak halimiz mi var der şaşırır ve buda nerden çıktı diye sorar.
Atatürk 1 Mart 1922 tarihinde TBMM'nin 3. Açılış yılı konuşmasında Türkiyenin gerçek sahibi ve efendisi diye soruyor ve bunun cevabını birlikte verelim diyor Türkiyenin gerçek sahibi ve efendisi Gerçek üretici olan köylüdür diyor o halde herkes'den çok refah saadet ve servete layık olan köylüdür diyor meclisimizin iktisadi ve siyasi temel hedefi bunu gerçekleştirmektir olmalıdır diye bitiriyor. 
Atamızın bu konuşmayı yaptığı tarihte nüfusun %80'i köylerde yaşıyordu. Köylüydü ama köyde bir sıfatı vardı çiftçi çoban ağa ortakçı maraba kiracı yarıcı gibi sıfatlar hep bu köylü kelimesinin içinde gizliydi. Bu sıfatları taşıyanlar köyde ne yapacak tarım yapacak hayvancılık yapacak ormancılık yapacak balıkçılık yapacak geçimini sağlayacaktı. Bu şekilde geçimini sağlayamaz ise veya günün daha iyi şartlarında yaşamak istediğinde bunun yollarını arayacak ve bir şekilde köyünü terk edecekti. 
Bir taraftan köylere hizmet götürülürken şehirlerde daha rahat yaşam ve gelecek gören köylü hızla köyünü terk etmeye başlamış birçoğu kendi şehirlerinide atlayıp İstanbul Ankara İzmir gibi büyük şehirlere hatta yurt dışına gitmiştir. 
Türkiye maalesef bu süreci iyi değerlendirip disipline edememiştir. Köye hizmet götüren kuruluşların çalışmaları teknolojinin getirdiği imkanlarla sağlanan verim artışı başlangıçta beslenme sorunu yaratmadığından olayın kimse pek üzerinde durmamıştır. Ancak pahalı teknolojilerin getirdiği maliyet artışları miras hukukunun getirdiği parçalanmalar hükümetlerin tarıma farklı bakışları şehirlere yığılan nüfusun beslenmesinde sorunlar yaratmaya başlayınca Tarım ve Tarımla uğraşan çiftçi akla gelmeye başlamıştır. 
Daha önce Tarımda kalkınmayı hedefleyen kurumlar kurulurken tarımla uğraşanların bir tarifi gerekmezmiydi. Bunun gerekli olduğunu düşünen zamanın hükümeti 15 Mayıs 1957 tarihinde 6964 sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odalar Birliği kanunu çıkarmış çiftçiliğin ve çiftçinin bir tarifini yaparak çiftçiliği bir meslek çiftçiyi de bir meslek erbabı olarak kabul etmiştir. Kanunda çiftçilik: Bu kanunun uygulanması bakımından Ekim,Dikim,Bakım,Üretme, Yetiştirme ve Islah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade ekmek suretiyle bitki orman hayvan ve su ürünleri elde edilmesi bu ürünlerin yetiştirilip değerlendirilmesi muhafaza ve pazarlaması olarak Çiftçi ise bu faaliyetlerin mal sahibi kiracı yarıcı ve ortakçı olarak devamlı veya en az bir ekim veya yetiştirme dönemi olarak yapanlar diye tarif edilmiştir. Kanun ana tarif ve görevler değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Peki bu böyle gidecekmidir. Hala ortakçılık yarıcılık kiracılık gibi ilkel tarifler devam edecekmidir. Bu kanuna göre isteyen herkes çiftçi olabilecekmidir. 
Kanun başlangıçta çiftçileri kayıt altına almak üzere köylerde ve mahallelerde idare heyetlerine yetki vermiş ancak daha sonra işin içine aidat girince muhtarlar kaçırıyor diye üzerinde herhangi bir tapu görünen gıyabında odalara çiftçi olarak kaydedilmiştir. Üye sayısı bir taraftan artarken köyler terk edilmiş farklı bir çiftçi yapısı ortaya çıkmıştır. Cumartesi çiftçiliği doğmuştur.  Buda Ziraat odalarının işine gelmiş kimse kanunun bu maddesine dokunmak istememiştir. 
Daha sonra Çiftçinin desteklenmesi söz konusu olunca çiftçi kayıt sistemi oluşturulmaya başlamış kayıtlar tarla ve hayvan sayısı üzerinden götürüldüğünden alakasız kişiler ÇKS de kayıtlı çiftçiler olmuş destekler yerini bulmamış disipline edilemeyen bir tarımsal yapı ortaya çıkmıştır. 
Bunun böyle gitmeyeceği kabulle şimdi bir milli tarım Projesinden bahsediliyor. Bu projeyle Tarım Çiftçilik Ormancılık ve Balıkçılık olarak kurulacak holdingin bünyesinde 3 gruba ayrılıyor, ancak bu gelişmelerle birlikte bu kanun baştan aşağı yazılıp adam gibi bir çiftçi tarifi yapılmadığı taktirde geçmiş yıllarda olduğu gibi gene olmadı sil baştan denilecektir.
HERŞEYE RAĞMEN ÜRETMEYE DEVAM
GÜNÜNÜN KUTLU OLSUN GERÇEK ÇİFTÇİLER.