Türkiye'yi ve dünyayı etkisi altına alan Coronavirüs ( Covid -19 ), insanları psikolojik açıdan da etkilemektedir.
Tüm insanlık tarihi boyunca, insanlar çaresi bulunamayan ve yaşam tehdidi oluşturan hastalıklardan hep korkar olmuştur. Son yılların en korkulanı ise 'Covid -19' adı verilen ve ölümcül bir hastalığa yol açan corona virüsü salgınıdır.
Öncelikle virüsün ruh ve beden sağlığımız için doğrudan bir tehdit unsuru olmaktan çıkarmak mümkün. Okuduğumuz aynı ifadeleri içeren kelimelerin sıklığı arttıkça bizim kaygı boyutumuz da artar. Bazen kaygılar gerçek dışına ulaşır ve Coronavirüs' e yakalanmasak bile o kaygı bizi derinden etkiler.
Peki ne yapacağız?
El yıkama, hijyen kuralları, sosyal ortamdan uzak durmak gibi önlemleri almak virüsün bulaşma riskini azaltacak ama biz bunları yaparken kaygı artırıcı değil, kaygı azaltıcı bir eylem yaptığımızın farkında olmalıyız.
 Bu süreçte kaygımızı ve endişemizi tetikleyecek durumlar elbette ki olacaktır. Gerçeği yansıtmayan bir söz, bir hareket ve davranıştan da uzak durmanın faydası olacaktır.
Sağlık Bakanlığı'nca belirtilen kurallara uyulması ve harfiyen yerine getirilmesi gereklidir. Sosyal medya ve çevremizde kulaktan kulağa dolaşan yanlış bilgiler, korkuya ve paniğe sürükleyeceği için asılsız bilgilere karşı da dikkatli olmak gerekir.
Anksiyete bozukluğu, panik atak, paranoya veya histerik kişilik bozukluğu gösteren kişilerde durumun seyri farklılaşabilir ve şiddetlenir. Böyle durumlarda uzmanından destek alınması gereklidir.
Coronavirüs bilim kurulu toplantısında alınan tüm kurallara uyalım, kendi sağlığımız ve sevdiklerimizin, sağlığını korumak için  '' EVDE KAL" çağrısına uyalım.