TASAVVUF ANLAYIŞI:
İbrahim Ethem hazretlerini gören ve tanıyan herkes, insanı hemen tesiri altına alıveren manevi heybetinden ve kendisi ile tanışan herkesi sarıveren sevimliliğinden bahsederler. Efendi'nin şahsiyeti ve vakarı karşısında her türden ve her kimlikten insan, ona ister istemez hürmet eder, sayısız insan onun sayesinde hidayete erer.

M. Asım Köksal, efendi hazretlerinin evindeki bereketi şu şekilde anlatıyor; " Efendi'nin evine her zaman ziyaretçiler gelir, efendide onları daima en iyi şekilde ağırlamaya çalışırdı. Sofrası her zaman misafirler ile dolu olurdu. Ortaya bir miktar yiyecek gelir, ben " acaba bu yiyecekler misafirlere yetecek mi? " diye merak ederdim. Yemekler yenir ve doyulur, fakat sofradaki yiyecek pek azalmazdı.
Efendi hazretleri ders halkasına katılanlara şöyle derdi: "Tasavvufa intisaplı olduğumuzu ne kadar gizli tutarsak o kadar iyi olur. Hatta evdeki hanımımız dahi bilmese daha iyi olur. Maneviyatımızı ne kadar gizlersek o kadar çabuk ilerler, yükselir ve derecemizi artırırız. Manevi hallerimizi gizlemezsek bu halleri taşıma gücü ve kuvvetini kazanamayız. Dışarı sızdırırız, manevi halimizi kaybeder daha ileri gidemeyiz. Bu sebepten dolayı keramet gösterme gibi olağanüstü haller görüntüsünü büyüklerimiz hoş görmemişler, müsaade de etmemişlerdir. Bizler ancak yokluk duygusu içinde, devamlı kalbimiz kırık, gözümüz yaşlı bir halde yüce Allah'a tevazu ve niyazda bulunarak Rıza-i ilah-iye'sini kazanmak için çaba göstereceğiz.

İBRAHİM ETHEM HAZRETLERİ'NİN 
M. ASIM KÖKSAL İLE TANIŞMASI:

1951 Yılında Ankara'nın Cebeci semtinde oturmakta olan Pakize Hanım ( İbrahim Etem Hazretlerinin akrabası) , evinde mübarek bir insan olduğunu söyleyerek karşı evdeki komşusu Asım beyi evine davet eder. Davete icabet eden M. Asım Köksal bir kış günü efendi hazretleri ile karşılaşır. Oda küçük, sobalı ve basıktır, ancak içeri girer girmez Asım Köksal'ı büyük bir huzur ve ferahlık hissi kaplar. Efendinin huzurunda büyük bir manevi saadet duyar, daha ilk görüşmede, kalbinde ona karşı muazzam bir sevgi ve bağlılık duygusu belirir. Maneviyat ve muhabbet dolu beraberlik geç vakitlere kadar sürer.
Komşunun evinde efendi hazretleri ile Asım Köksal'ın buluşmaları 6-9 ay kadar sürer. Her gün geç vakte kadar başka birinin evinde oturmak sebebi ile Asım Efendi doğal olarak utanır ve sıkılır olmuştur. Yine bir gece evden ayrılırken yine bu his içindedir. Bu sırada efendi hazretleri elini omzuna koyar ve :" oğlum! Benim burada ve bu evde ne işim olduğunu zannediyorsun? Ben manevi bir işaretle, seni yetiştirmek için İskilip'ten Ankara'ya bu eve geldim. Sen buraya sıkılmadan her gün geleceksin." buyurur.
Asım Köksal, İbrahim Ethem hazretlerine karşı derin bir muhabbet duymaktadır. Ancak gönlünde bir velinin muhabbeti daha vardır ki o da M. Sami Ramazan oğlu hazretleridir. Bu iki veli den hangisine intisap edeceğine bir türlü karar veremez. İstihare yapmaya karar verir. İstihareden sonra İbrahim Ethem hazretlerine intisap eder.
Efendi hazretleri 1951'de Ankara'ya yerleşir. Böylece Asım bey 12 sene boyunca efendi hazretlerinden ders alır.
Bir gün İbrahim Ethem hazretleri, Asım bey'e ;" oğlum! Bende her fani gibi bu dünyadan gideceğim. Ben vefat edince yerime sen geçeceksin. Vazifeyi sen yürüteceksin." der. M. Asım Köksal:" Efendim, malumunuz ben çok meşgul bir kimseyim. Resmi ve ilmi çalışmalarım var. Eğer uygun görürseniz, ihvan kardeşlerimizden birisi uygun olur mu?" deyince efendi:" Oğlum bu benim elimde olan bir şey değil. Bana manen böyle emredildi." Cevabını verir. Bunun üzerine Asım Köksal sukut etmek zorunda kalır.
İbrahim Ethem hazretleri, Dursun Güler beye şunları anlatmıştır. " Oğlum Yüce Allah beni İskilip'ten Ankara'ya Asım Köksal'ı yetiştirmek için gönderdi. O çok güzel bir şekilde yetişti. Kendisinde üç güzel özellik vardı: İlim sahibi olması, cömert olması, güzel ahlak sahibi olması. Bu özellikleri olmayan kimse mürşit olamaz.
Kendisi çok zor imtihanlardan geçti. Bu imtihanlar sonunda üzerimizdeki görevin ona verilmesi işaret edildiğinden bir gece kendisine ' hilafet duası ' yaptık. Dua sonunda M. Asım Köksal yanıp tutuşmaya başladı. Bu hal kendisinde iki sene devam etti. Halk arasında hakk'a vuslata erdirildi. Dışı halk ile içi tamamen maneviyatla dopdolu olarak ' Halvet Der Encümen' şeklinde yetişti. Görev kendisine verildi.
Asım Köksal, İbrahim Ethem hazretlerinin vefatına kadar 12 yıl boyunca yanından ayrılmadı. Bütün sıkıntılarını, efendi hazretlerinin tavsiye ve dualarıyla üzerinden attı. Efendinin maddi ve manevi sohbetinde yetişti, olgunlaştı ve kemale erdi.

İBRAHİM ETHEM HAZRETLERİNİN VEFATI:
Hayatının tamamını, gönüllere Allah ve Peygamber sevgisini aşılamak, ibadet zevk ve neşesini tattırmakla geçiren bu büyük veli, bu büyük ve kamil insan; 1382 yılı ramazan'ın 11'ine rastlayan 6 Şubat 1963 Çarşamba günü, acil tedavi için kaldırıldığı Ankara hastanesinde, teyemmüm ederek akşam namazını ima ile kıldıktan sonra Allah diye zikir çekerek dünyamıza gözlerini kapamıştır.
Efendinin vasiyeti üzerine cenazeyi veliyullahtan bir zat olan Kasım efendi yıkar.
Kasım efendi;" İbrahim Ethem hazretlerini yıkarken, evinde başucunda bulunan on iki kişinin orada da hazır bulunduğ unu ve efendi'yi kabre koyup üzerini örtünceye kadar on iki Piran Hazerat'ı başından ayrılmadı." diye yaşadıklarını anlatmıştır.

Perşembe günü ikindi namazını müteakip Hacı Bayram camii'nde cenaze namazı kılındı. İbrahim Ethem hazretleri Ankara'daki Asri mezarlığın 194 ada, 176 parselinde bulunan mezara defnedildi.
Gasledilirken ve defnedilirken yanında bulunanlar efendi hazretlerinden buram buram gül kokularının yayıldığını söylüyorlar.
Kabri başına Asım Köksal efendi tarafından şöyle yazılmıştır:
Meftun burada kamil insan
Mensup-i şah-i Gavs-i Geylan
İbrahim Ethem İskilipli
Allah deyip etti azm-i Yezdan

KAYNAKLAR:
- Eraydın, Selçuk Tasavvuf ve tarikatlar
- Pakalın, Mehmet Zeki Osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü
- Şamil İslam ansiklopedisi
- Öztürk, Prof. Dr.Y. Nuri tasavvufun ruhu ve tarikatlar
- Kara, Mustafa tasavvuf ve tarikatlar tarihi
- Köksal, A.Cüneyt M. Asım Köksal hayatı ve hatıraları
- Güler, Dursun İskilipli İbrahim Ethem Gerçekoğlu Hz.( basılmamış eser)
- Köksal, M. Asım " Kaybettiğimiz Kamil insan İbrahim Ethem"
- Gerçekoğlu'nun mezarı başında - Diyanet aylık ilmi dergi C.2, S. 3-4
- Altundaş- Hayrani, tasavvuf tarihi ist. 1991
- (1) torunu İzzettin Galip Karaman (Son)