EŞKEL-İ 'AYNEYN-İ ŞERÎF (SAV)
(Gözlerine na't)

66.    Sevenler hilye-i pâk-i demâ dem 
Salât ile selam itsün anâ hem

Gözlerine Na't:                       
ARŞIN KANDİLLERİ GÖZLER
66.    Peygamberimiz Muhammed Mustafâ (sav)'nın tertemiz hilyesini sevenler O'na daima salât ü selâm okusunlar.
Bütün bu anlatılanlardan çıkan netice, Peygamber Efendimiz (sav) ve O'nu hatırlatmaya vesile olan her şeye karşı ne kadar saygı ve hürmet duyulsa azdır. Zira O Yüce Peygamber, "müte'âl" olan yani hayal ve idrakine imkân bulunmayan Allah Teâlâ (cc) tarafından "Habîbim" hitâb-ı ilâhîsine mazhar olmuştur. Kâinâtın yüce Hâlikı'nın sayısız melekleriyle birlikte salât ve selâm ettiği bu yüce Peygamberin fazl ü kemaline yaklaşmak, onu idrak ve ihataya sığdırmak kelimelerin sınırlı anlatım gücü ile mümkün değildir. Ne mutlu o müminlere ki Allah Resûlü (sav)'nün muhabbetinden başkasına gönül vermezler. Her zerremizle O'nun ruhaniyetini teneffüs ederek, O'nun muhabbetini hüccet alarak Rabbimize yalvaralım. O, iki cihan Sultanı Muhammed Mustafâ (sav)'ya salât ü selâm olsun, insanların ve görünmez yaratıkları Peygamberi Muhammed Mustafâ'ya salât ü selâm olsun. Bütün Peygamberlerin önderi Muhammed Mustafâ (sav)'e salât ü selâm olsun, sevgili Hasan (as) ve Hüseyin (as)'in biricik ceddi Muhammed Mustafâ (sav)'ya salât ü selâm olsun.
HİLYE-İ ŞERİFE RAĞBET
İÇİN METHİYE (3)
8. Medh-i nebî baldır hilyesi kaymak
Bal kaymak yemeğe olur mu doymak            
Cemâl-i Resûle oldunsa müştak
Gel hilye-i pâk-i Habîbi dinle
Şekl-i şemâil-i şerîfi dinle
NA'T
8. Muhammed Mustafâ (sav)'nın övgüsünü yazmak bal gibi tatlı, hilyesini okumak kaymak gibi lezzetlidir. Eğer Muhammed Mustafâ (sav)'nın cemâline âşıksan gel, terennüm ettiğimiz tertemiz hilyesini ve şemailini dinle.
Allah (cc)'ın sevgilisi Muhammed Mustafâ (sav)'ya muhabbet duymak ve O'nun getirdiği şeriata tabi olmak gereklidir, farzdır. Kur'ân-ı Kerîm'de "Eğer Allah (cc)'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın"80 buyrulmuştur. Peygamberimiz (sav) Peygamberliğinin ilk dönemlerinde bir gün Mekke'de Ka'be'yi ziyaret ettiği sırada gördü ki Kureyş'in iman etmemiş olanlarından bazıları batıl inançları gereği taptıkları putlarını önlerine alıp üzerine deve kuşu yumurtaları asıp kulaklarına küpeler takıp secde ediyorlar. O zaman Peygamberimiz (sav) buyurdu ki "Ey Kureyş halkı! siz bu davranışınızla Hz. İbrahim (as) ve Hz. İsmail (as)'ın tertemiz yolundan gitmiyorsunuz. Gerçek yaratıcı olan Allah (cc)'a ibadeti terk ediyor size hiçbir fayda sağlamayacak olan taşlardan ağaçlardan yaptığınız putlara ibadet ediyorsunuz". O zaman kâfirler dediler ki, bizim putlara tapmamız Allah'ı sevdiğimizdendir, bunlar bizi Allah'a yaklaştırsın diye ibadet ediyoruz. Biz esasen Allah (cc)'a ibadet ediyoruz. O zaman Cenâb-ı Hak (cc) bu âyet-i kerîme'yi göndermiştir. Bundan anlaşılmaktadır ki, Peygamberimiz (sav)'i sevmek, Allah (sav) sevgisinin kaynağıdır. Peygamberimizin şekil ve şemâilini, güzel azalarının tenasübünü, güzel yüzünü, güzel sözlerini, yüksek ahlâkını, davranışlarını, tavrını ve her kese hoş olan muamelelerini vekârını bilmek bal ile kaymak yemek gibi leziz bir şeydir.
............................................................................
(80) Kur'ân-ı Kerîm, Âl'i İmran Sûresi, 3/31.