Küresel ölçekte "Temiz Su ve Sanitasyon (Clean Water and Sanitation)", daha doğrusu herkes için temiz içme suyuna erişim ve atık su hizmetlerini ve sürdürülebilir su yönetimini güvence altına almak konusu günümüzde hala gündemde olan sorunlar arasındadır. Kısaca belirtmek gerekirse; küresel ölçekte 2030 yılına kadar herkesin güvenilir ve erişilebilir içme suyuna ve yeterli temizlik ve sıhhi koşullara eşit biçimde erişiminin sağlanması ve bunun güvence altına alınması amaçlanmıştır.
Bilindiği gibi küresel düzeyde 2015 yılından 2030 yılına kadar 3 temel işi başarmak için 17 Küresel Amaç üzerinde dünya liderleri uzlaşmıştır. Bu 3 önemli konu ise; Aşırı yoksulluğu sona erdirmek, Eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele ve İklim değişikliğini düzeltmek şeklinde belirlenmiştir.  Buna göre BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının; yoksulluğun sona erdirilmesi, çevrenin korunması, iklim krizine karşı önlem alınması, refahın adil paylaşımı ve barışın sağlanması üzerinde durularak, temel bir hak olarak temiz suya erişimin sağlanması konusu altıncı amaç olarak ortaya konulmuştur. 
Su ve sanitasyon, sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde yer almaktadır ve sağladıkları hizmet yelpazesi, yoksulluğun azaltılması, ekonomik büyüme ve çevresel sürdürülebilirliğin temelini oluşturmaktadır. Bununla birlikte, son yıllarda aşırı kullanım, kirlilik ve iklim değişikliği, dünyanın her yerindeki bölgelerde ciddi su stresine yol açmıştır. Bugün 2,2 milyar insan güvenli bir şekilde yönetilen içme suyuna erişemiyor ve 4,2 milyardan fazla insan güvenli bir şekilde yönetilen sanitasyondan yoksun durumdadır. İklim değişikliği, sel ve kuraklık gibi artan afetlerle durumu daha da kötüleştirmektedir. Dünyadaki atık suyun yüzde 80'i, arıtılmadan veya yeniden kullanılmadan ekosisteme geri dönmekte ve önemli bir tatlı su türü kaybı da dahil olmak üzere, dünya doğal sulak alanlarının yüzde 70'i kaybedilmiştir. COVID-19 salgın süreci ise, milyarlarca insanın güvenli bir şekilde yönetilen içme suyuna, sanitasyon ve hijyen hizmetlerine  erişimini engelleyen ek bir engel olarak ortada bulunmaktadır (SDGS, 2022). 
Bu çerçevede Temiz Su ve Sanitasyon alanındaki sorunların ortadan kaldırılması için Birleşmiş Milletlerin hedefleri şöyledir;
1. 2030 yılına kadar herkesin güvenilir ve erişilebilir içme suyuna evrensel ve eşit biçimde erişiminin güvence altına alınması
2. 2030 yılına kadar herkesin yeterli temizlik ve sıhhi koşullara eşit biçimde erişiminin sağlanması ve kadınların, kız çocuklarının ve kırılgan durumda olan kişilerin ihtiyaçlarına özel önem göstererek kamuya açık alanlarda dışkılamanın sona erdirilmesi
3. 2030 yılına kadar kirliliği azaltarak, çöp boşaltmayı ortadan kaldırarak, zararlı kimyasalların ve maddelerin salınımını en aza indirgeyerek, arıtılmamış atık su oranını yarıya indirerek ve geri dönüşümü ve güvenli tekrar kullanımı küresel olarak ciddi ölçüde artırarak su kalitesinin yükseltilmesi
4. 2030 yılına kadar bütün sektörlerde su kullanım etkinliğinin büyük ölçüde artırılması, su kıtlığı sorununu çözmek için sürdürülebilir tatlısu tedarikinin sağlanması ve su kıtlığından muzdarip insan sayısının önemli ölçüde azaltılması
5. 2030 yılına kadar uygun görüldüğünde sınır ötesi işbirliği yoluyla her düzeyde bütünleşik su kaynakları yönetimi uygulanması
6. 2020 yılına kadar dağları, ormanları, sulak alanları, nehirleri, akiferleri ve gölleri kapsayan su ekosistemlerinin korunması ve eski haline getirilmesi
a. 2030 yılına kadar uluslararası işbirliğinin ve gelişmekte olan ülkelere su hasadı, tuzdan arındırma, su verimliliği, atık su arıtımı, geri dönüşüm ve tekrar kullanım teknolojileri gibi suyla ve sıhhi koşullarla ilgili faaliyetlerinde ve programlarında verilen kapasite geliştirme desteğinin artırılması
b. Yerel halkların su ve sıhhi koşullar yönetiminin geliştirilmesine katılımlarının desteklenmesi ve güçlendirilmesi Sonuç olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında altıncı sırada yer alan Temiz Su ve Sanitasyonun küresel olarak sağlanması konusu özellikle gelişmekte olan ve düşük gelişmişlik düzeyine sahip ülkelerin gündemlerindeki en önemli maddeler arasında yer almaktadır ve bu süreç devam etmektedir. Burada 2030 yılına kadar herkesin güvenilir ve erişilebilir içme suyuna ve yeterli temizlik ve sıhhi koşullara eşit biçimde erişiminin sağlanması ve bunun güvence altına alınması yönünde eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak küresel işbirliği büyük önem taşmaktadır. Buna göre bu alanda başarılı olmak için ülkelerin sahip oldukları kaynaklar çerçevesinde uygulayacakları politikalar büyük önem taşımakla birlikte, özellikle BM'nin bu önemli sorunu ortadan kaldırmak yönünde küresel işbirliğini ve dayanışmayı sağlayarak, sorunu çözme gücü olmayan ülkelere farklı alanlarda destekler sunması uygun olacaktır.