Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Çağlar'ın emekliye ayrılması nedeniyle vefa programı düzenlendi.
Fakültenin konferans salonunda gerçekleşen programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eşref Savaş Başcı, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabiha Kılıç, öğretim üyeleri ve öğrenciler ile İrfan Çağlar’ın dost ve arkadaşları katıldı.
Program açılış konuşmaları ile başladı.
KILIÇ: SADECE BİR HOCA DEĞİL, BİLİM ADAMIYDI
İlk olarak kürsüye gelen İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabiha Kılıç, İrfan Çağlar’ın sadece bir idareci veya hoca olmadığını, işletme alanında yönetim ve organizasyon literatürüne önemli katkılar sunan bir bilim insanı olduğunu belirterek, “Kendisinin özellikle Türk İşletmeciliğinde Değişim ve Değişim Yönetimi üzerine yaptığı çalışmalar, bugün hâlâ pek çok üniversitede ders kitabı ve akademik çalışmalarda referans kaynağı olarak kullanılmaktadır. Genel İletişim’den İnsan Kaynakları Yönetimi’ne kadar geniş bir yelpazede kaleme aldığı eserler, pek çok araştırmacı ve öğrencinin çalışmalarına rehberlik etmektedir” dedi.
‘SİZDEN ÖĞRENDİĞİMİZ EN BÜYÜK DERS, HOCALIĞIN EBEDİ OLDUĞUDUR’
Çağlar’ın 29 yıl süren Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü ve fakültedeki bölüm başkanlığı süreçlerinin üniversitenin kurumsal hafızasının en değerli parçaları olduğunu dile getiren Sabiha Kılıç, “Sizden öğrendiğimiz en büyük ders, hocalığın ebedi olduğudur. Bir bilim insanı asla emekli olmaz; sadece çalışmalarına daha sakin bir limanda devam eder. Sizin yetiştirdiğiniz öğrenciler ve bıraktığınız eserler, bu fakültenin haricinde yaşamaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
BAŞCI: SON ANA KADAR ÜRETKEN BİR ÖĞRETİM ÜYESİ OLDU
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eşref Savaş Başcı ise İrfan Çağlar’ın sağladığı katkıların genç jenerasyon için bundan sonrası adına birer örnek olacağını ifade ederek, “Hocamızın yıllara sari tecrübesine ve birikimine hepimiz şahidiz. Hocamız, son ana kadar her daim çalışan ve üretken bir öğretim üyesi olmuştur. Kıymetli eserleri ve bilime kattığı katkılardan dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Sağlamış olduğunuz bu destekler, tüm genç jenerasyon için bundan sonrası adına önemli birer örnek olacaktır” diye konuştu.
ÇAĞLAR: ZOR ZAMANLARDA AYAKTA DURMAYI ÖĞRENDİK
45 yıllık akademik hayatını tamamlayarak emekliye ayrılan İrfan Çağlar da konuşmasında, “Elimden geldiğince akademisyen olmaya gayret ettim. Çorum Meslek Yüksekokulu’ndaki 29 yıllık yönetim atmosferi bizi kanaat önderliği noktasına taşıdı. Zor zamanlarda ayakta durmayı öğrendik. 45 yıllık akademik hayatımın sonuna gelmiş bulunuyorum. Her şeyin bir başlangıcı olduğu gibi bir sonu da var” dedi.
İDEALİST İNSAN YETİŞTİRME VURGUSU
Konuşmasının devamında akademik hayatını değerlendiren Çağlar, rutinleşmeye karşı duruşunu ve yetiştirmeye çalıştığı idealist insan anlayışını anlattı.
Çağlar, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“45 yıl boyunca kafamda bir insan tipolojisi yetiştirmek vardı. İdealist, yamulmayan, dönüşmeyen, mankurtlaşmayan, toplumun değerlerine ve inançlarına elinden geldiğince sahip çıkan bir insan tipolojisi.
Günümüze döndüğümüzde şunu görüyoruz: Kolaycılık, taklit, takip, irade kullanmama, risk almama, günübirlik yaşama, insanların dertleriyle dertlenmeme, toplumun sosyal sorunlarıyla ilgilenmeme ve daha fazla ücret alma noktasında yoğunlaşan bir insan davranışı ortaya çıktı. Ben buna rutinleşme diyorum. Kabul etme, eyvallah etme, karşı çıkmamak ve düşünmemek eylemlerini merkeze alan bir davranış biçimi.
‘RUTİNLEŞMİŞ İNSAN TİPOLOJİSİNİN KARŞISINDAYIM’
Rutinleşme, insanı kendisi olmaktan alıkoyan; başkalarının hüküm cümlelerine ve öngörülerine göre hayatını düzenleyen, “kim var” denildiğinde “ben varım” diyemeyen insan tipolojisinin yetiştiği ortamdır. Ben bunun şiddetle karşısındayım. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Zulüm nereden gelirse gelsin, idealist insan bunun karşısında durur.
‘RUTİNLEŞMEYİ, ÖZGÜRLEŞME, ÖZGÜNLEŞME VE İDEALİZM SÜRECİYLE ORTADAN KALDIRABİLİRİZ’
Rutinleşmeyi engelleyebilme gücüne ve iradesine sahip miyiz? Sahibiz. Rutinleşmeyi, özgürleşme, özgünleşme ve idealizm süreciyle ortadan kaldırabiliriz. Kemalat noktasına taşıyacağımız insanı önce özgürleştiriyoruz, daha sonra özgün bir insan olmasını sağlıyoruz. Sonra da idealist tavırlar ortaya koymasını bekliyoruz. İnsanı bulmak, onu yetiştirmek ve topluma kazandırmak eğitimcinin olmazsa olmazıdır. Hepinizden helallik istiyorum. Benim açımdan herkese helaldir. Böyle bir program için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Konuşmaların ardından Çağlar’ın akademik hayatını anlatan bir sunum gerçekleştirildi.
Programda ayrıca katılımcılar da söz alarak Çağlar ile ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirdi.
Fakülte önünde çekilen hatıra fotoğrafının ardından program sona erdi.