Geçmişten günümüze kadar binlerce icat, buluş ve binlerce mucit ortaya çıktı. Bunların geneline baktığımızda neredeyse her coğrafyaya yayılmış olduğunu söyleyemeyiz. Özellikle de Rönesans döneminden sonrasına bakarsak. Peki, bunun nedenini hiç düşündük mü? Yani neden Rönesans öncesi tarihte Asya'da sonraki tarihte ise Avrupa'da olan icatlar diğer coğrafyalara nazaran daha fazla. Mesela 1600'lü yıllarda çıkan salgın ile öğrenciliğini yarıda bırakıp köyüne dönen Isaac Newton bir gece yarısı gökyüzünde dolunay varken bir elmanın düşüşünü gördüğünde "Elma düşüyor ama Ay neden düşmüyor?" sorusunu sorarak yerçekimini buluyor. İyi de o tarihlerde Ortadoğu'da, Asya'da, Afrika'da elma ağacı yok muydu da İngiltere'de yaşandı bu olay ya da Isaac Newton'dan önce kimse ağaçtan elma düştüğünü görmedi mi de yerçekimini bulmak Newton'a kaldı. Ya da farklı bir örnekle, hamam kültürüne çok aşina bir toplum olmamıza rağmen nasıl oldu da suyun kaldırma kuvvetini Arşimet buldu. Oysa biz hamam tarzı kültürlere onlara nazaran daha yatkındık. Konuyla ilgili daha bir sürü örnek verebilirim lakin bu iki örneğim üzerinden ilerleyecek olursam belirtmek istediğim ilk şey hem Newton'un hem de Arşimet'in zaten gayet başarılı iki bilim insanı oluşu. Yani Newton'un yerçekimini bulma nedeni ne kafasına düşen elma ne de başka bir şey. Bunun asıl nedeni Newton'un gördüğü şeyleri merak edişi çünkü illaki daha önce birilerinin kafasına elma düşmüştü ama kimse buna aldırış etmemişti. Tabi Newton buna aldırış edip tarihteki önemli bir buluşu yapana dek. Ya da aynı şekilde hamam kültürü olan bizlerin Arşimet suyun kaldırma kuvvetini bulana dek bunu önemsemeyişimiz hatta fark etmeyişimiz. Bu durumu anlatmaktaki nedenim bu insanları övmek değil sadece bu iki insandaki bir farkı göstermek. Bu fark bakmak ve görmek. Daha öncelerde kafasına elma düşen bazı insanlar elmaya ya da ağaca bakmakla yetinirken Newton bu olayı görmüş ve bu durumun nedenini bulana dek araştırmış, aynı durum Arşimet için de geçerli, diğer herkes suya bakıyorken suyun üstündeki cismi gören ve araştıran tek kişi Arşimet'ti. Kısacası böylesine dünyayı değiştiren olayların nedeni bize hep hikâyeleştirilerek anlatılmasına rağmen normal bir elmanın düşmesi ya da başka bir şey değil o insanların bakmanın yanı sıra baktıklarını görebilmesi ve gördüğünü merak etmesi. Asıl anlatmak istediğim şey de bu işte içten içe kafamıza elma düşmesini ve yerçekimini bulmamızı beklemeyi bir kenara bırakmalı ve görmeye, gördüğümüzü merak etmeye başlamalıyız. Çünkü kafamıza zaten çok elma düşüyor, sadece biz göremiyoruz düşen elmaları.