Tolamehmetliler'in Asker Sevgisi
Bu anlatacaklarım, yazacaklarım benim büyüklerimden duyup-dinlediğim anılarıma dayanmaktadır:
O zamanlar asker sevkiyatı için ne yeteri kadar tren, otobüs veya bir başka taşıt vardı. Askerler başlarındaki zabitlerin (subayların) kontrolünde bir bölgeden diğer bir bölgeye belli kurallar (disiplinler) içerisinde yürüyüp gitmek zorundaydılar.
Amasya'dan mı, Mecitözü'nden mi bir askeri birlik en kısa yolu tercih ederek yola koyulup, bir an önce hedefine ulaşmak istiyor. Ulaşım araçları olmadığı için tek çare yolları yaya yürümek.
Turgut Köyü arazisini, Kurşunlu'yu, Böcekli Çalı, Kırdodağı aşarak yol tesadüfen dere içindeki Tolamehmet'e düşüyor.
Köy içindeki suyu gören askerler kimi pınarlardan, kimi pınar önü göllerden susuzluğunu gidermek için oralara saldırıyorlar.
Zabitler emir vermiş olsalarda erat suyu görünce aç kurtlar gibi suya saldırıyor. Köyün yaşlı kadınları duruma tanık oluyorlar.
Hemen haberleşerek zabitlerin yanına varıp yalvarmaya, tavır koymaya çalışıyorlar.
-Bakın bu köyde erkek kalmadı. Hepsini toplayıp askere götürüyorlar. Gidenler bir daha dönmüyorlar.
Gurbanlar olayım zabit efendiler. Bunlarda bizim evlatlarımız. Bunlarda asker ne olur bize az zaman tanıyın. Bu yavrularımıza sahip çıkalım. Bakın gördünüz, gölün kirli sularına bile muhtaç durumdalar.
Zabitlerin katı davranmaları yumuşamaya başlıyor.
Köydeki ceviz, kavak vb. ağaç gölgelerine toplanan askerlere birden yardım yağmaya başlıyor.
Herkes evinde ne kadar yiyip içeceği varsa askerlerin önüne yığıyor. Gölden içilen kirli su yerine ayranlar içilmeye başlanıyor.
Köyün kadınları meydana kurdukları seyyar tandırlarda yanıç-katmer, sıcak ekmek vb. üretmeye başlıyorlar. Bütün askerleri doyurup yolcu ederken zabitler durumdan çok etkilenerek köylü kadınları gözyaşlarıyla kucaklayıp helallık istiyorlar.
Tolamehmet geçmişten beri vatanına, milletine saygı duyan bir köydür. Yalnız hayvan hastalıklarıyla "Ari bir örnek köy" değil, geçmişten beri vatan savunmasında da örnek bir köydür.
Sanıyorum bu değer yargılarını koruyacaktır. Koruması gereklidir.
Tolamehmetliler devletine bağlı, devlet kurumlarına saygılıdır. Hepsi asker anılarıyla beslenmiştir. Yüreklerinde asker sevgisi vardır.
Çünkü yüzyıllardır şehitler veren cefakar köylülerdir. Kendilerini vatan uğruna feda etmeye hazır insanlardır.
Rahmetli Haşim Emmi hemen hemen hepsini tanıyordu. Yalnız bizim aileden askere gidip geri dönmeyen-dönemeyen 5 dedemizi ağlayarak, isimlerini anarak anlatırdı. Bizim sülaleye o dönemde Tor Ahmet oğulları yahutta onun evladı olan Haydar'ın adını anarak Haydaroğulları denirmiş.
Ne yazık ki bugün bunları ne tanıyanlar ne de ananlar var!
Düşünün bir aileden Yemen'e gidip dönmeyen 5 babayiğit. Adına Yemen deniyor ama kimin hangi cepheye, nere gittiği, nasıl öldüğü belli değil.
Galiçya'da mı, Libya-Trablusgarpta mı, Süveyş Kanalı boylarında mıi Suriye, Irak, Yemen cephelerinde mi?
Kim nerede, nasıl öldü belli değil.
Çorumlu şehitleri sıralayan kitapta tek bir isim var. Kafkas cephesinde ölen Rıza dedemiz (Bugünkü Tolamehmet Muhtarı Halil Yılmaz'ın dedesi Gazi Yılmaz'ın dedesinin dedesi.
Gene rahmetli Haşim Emmi'min anılarına dönersek; O Mehmet Ali dedemizin köyden uğurlanışını ağlayarak anlatırdı.
Rahmetli Mehmet Ali dedemizde Yemen'e diye gönderilip bir daha dönmemiş. O dönemde "Yukarıdakiler" denilen sülaleden Fazlı varmış. O da Mehmet Ali dedemizin yakın arkadaşı ve akranıymış. İkisi de gittikleri yerlerden dönememiş. İkiside çok babayiğit, iyi insanlarmış.
Gidenler geri dönemeyip gelemeyince onların adları doğan çocuklara verilmiş.
Ama ne fayda…
Kısaca diyeceğim Tolamehmet Köyü vatan-millet uğruna nice kurbanlar veren bir köydür.