Yeni nesil, eski meslekleri bilmezler. Belki adını duymuşlardır ama nasıl olduğunu, ne iş yaptığını, görmedikleri için anlamazlar.


Sayın Cumhurbaşkanımız Çorum mitinginde yaptığı konuşmada Çorum’un kenevir üretim merkezi yapılacağını belirtti. Kenevir deyince aklıma çocukluk günlerim geldi, biz bu kenevirin hem lifinden, hem çubuğundan yararlanırdık. Şöyle ki bu malzemeler ramazan fişeklerinin başlıca unsurlarındandı.


Çubuğunu fişek başına bağlar, fişekle çubuk aynı terazide olurdu. Lifiyle de çubuğu fişeğe bağlardık. 
Neyse gelelim kendirciliğe... Bizim mahallede iki tane kendirci vardı. Biri bir sokakta, diğeri yan sokakta, ikisinin de adı Hasan. Biri Kendirci Hasan diğeri Badanın Hasan diye bilinirdi.


Kenevir çubuklarından o lifler soyulur, kendirciler soyulan lifleri alır, şöyle bir didikler, çubuk parçası varsa onları içinden alır çuvala doldurur, tezgahın başına gelir, büyükçe bir cebi olan önlüğü takınır, işe koyulurdu.
Tezgahın yan tarafında silindir biçiminde çıkrık, ucunda kirman, çengelli bir tel, bir kişi elle o çıkrığı çevirir, usta o çevrilen kirmanın ucuna kucağındaki keseden çıkardığı kendir liflerini tutturur, kirman döndükçe o lifler ip olmaya başlar ve öylece usta arka arka giderek 15-20 metre boyunda kırnap olurdu. Kırnapların 3, 4, 6 tanesi birleştirilir. Kırnap, sicim, urgan, halat gibi ipler olurdu. 


Ve bunlarda mutaf esnafının elinde heybe, atlara, eşeklere gem, kilim, çuval, eyer vs. eşyalar üretilirdi. Bu işletmelerin hepsi usta işi olup, emek, sabır, azim isterdi.
Bu ustalar unutulmaz… 
Nur içinde yatsınlar...