Peygamberimiz zamanında en revaçta olanlar; Belagat, fesahat, Şiir ve hitabet idi. Kâhinlik, gaipten, geçmiş zaman ve kâinatla ilgili hadiselerden haber verme ise yaygındı. Peygamberimizin en büyük mucizesi olan Kur'an-ı Kerim belagat, hitabet geçmiş, gelecek hadiseler ve kâinatla alakalı her şeyden haber vermesiyle kâhinlere, şairlere, hatiplere meydan okumuştur.  
Kur'an; "Yoksa 'Onu(Kur'an'ı) Muhammed uydurdu' mu diyorlar? Onlara de ki; 'Eğer doğru söylüyorsanız, Kur'an'a benzer bir sure ortaya getiriniz. Bu konuda Allahtan başka yardımcılarınızda çağırınız. (yunus 38) Diye onlara meydan okumuştur. Kur'an ın, peygamberimizin en büyük mucizesi olduğundan şüphe yoktur. Fakat birilerinin dümen suyuna kapılarak peygamberimizin en büyük ve tek mucizesidir dersek hem peygamberimizi incitmiş oluruz hemde ona iftira etmiş oluruz. Aynı zamanda da, Yüce Yaratanımızın peygamberimize yapmış olduğu yardım ve korumaları görmezden gelmiş oluruz. Peygamberimizin dünya ehline gösterdiği en büyük mucizesi ayı ikiye yarması olduğu gibi semavat (gökyüzü) ehline gösterdiği en büyük mucizesi ise miraçtır. "Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir."(İsra 1) Sadece o gece ve sabahında onlarca mucize zuhur etmiştir.
Ayrıca Peygamberimizin zatı ile ilgili olan mucizelerinde gerek fiziksel özellikleri, gerek rûhî ve ahlâkî durumu onun bir peygamber olduğunu ilk bakışta hissettiriyordu. Kendisine intikal eden nübüvvet nuru, güzel ve cezp edici konuşması, güven telkin eden duruşu, güler yüzü, yeme, içme, uyuma ve beşeri ilişkilerindeki itidalliği, onun maddi veçhesiyle ilgili olan mucizevî yönlerinden bir kısmına örnektir. Ahzab sur 21de "And olsun ki Allah'ın Rasûlünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel örnekler vardır" Onun doğruluğu, edebi, hayâsı, cömertliği, hilmi, cesareti, sabrı, kanaati, zekası ve diğer olumlu özellikleri konusunda insanların ortak ittifakları da onun ahlâkî hissî ve manevî yönüyle mucizevî kişiliğine delildir
Kaynaklarda yer alan ve peygamberimizin zatının dışında gerçekleşen mucizelerin başında ise; Az yemeğin çoğalması, ağaç kütüğünde inleme sesinin duyulması, savaşta görünmeyen güçlerin yardıma gelmesi gelir. Hz Ebu Bekir : "Bedir savaşı öncesinde Peygamberimiz iki rekât namaz kıldı. İkinci rekâtta o kadar uzun kaldı ki ben zannettim ki emri hak vaki oldu. Nefes alıp almadığına bakmak için aşağı eğildiğimde gözyaşlarının toprağı ıslattığını gördüm ve rahatladım. Namazını tamamladıktan sonrada 'Yâ Rabbî! Şu anda eğer senin yardımın gelmezde şu bir avuç tevhit inancına sahip olan müslüman da yok olup giderse yeryüzünde doğru düzgün sana ibadet edecek ve senin emirlerini tebliğ edecek kimse kalmayacak diye duasının akabinde tebessüm ederek müjdeyi verdi" diyor.(İbn Kesîr 'Sâbûnî' II, 88-89.) Müjde ey Ebu Bekir! Allah'ın yardımı geldi. İşte şu Cebrail' dir. Kum tepeleri üzerinde, atının dizginini tutmuş, emir bekliyor! Kur'an da ise bu müjde şöyle haber verilir."And olsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir'de de size yardım etmişti. Öyle ise, Allah'tan sakının ki O'na şükretmiş olasınız.  O zaman sen, müminlere şöyle diyordun: İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli değil midir?  Siz sabır gösterir ve Allah'tan sakınırsanız, onlar (düşmanlarınız) hemen şu anda üzerinize gelseler bile Rabbiniz, nişanlı beş bin melekle sizi takviye eder. Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede yatışsın diye yaptı. Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır." (Al-İmran123,124.125.126)  "Hani Rabbin meleklere: "Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! Diye vahy ediyordu."(Enfal 12) Bu tür mucizelere birileri mucize diyemiyor. Onun yerine Allahın peygamberine yardımı diyor.
Sehl bin Huneyfe: "Bedir gününde, herhangi birimiz, bir müşrikin başına kılıcımızı çaldığımız zaman, kılıcımız daha onun başına erişmeden, başının bedeninden kopup yerde yuvarlandığını görüyorduk"  Said bin Ebu Hubeyş: Kureyş bozguna uğrayınca, ben de onlarla birlikte bozguna uğradım. Uzun boylu, kır at üzerinde bir adam gelip beni bağladı. Abdurrahman bin Avf gelip beni bağlı bulunca, müslümanlara "Bu kimin esiridir?" diye seslendi. Hiç kimse beni esir ettiğini söylemedi. Nihayet beni Rasulullah'a götürdüler. "Ey Ebi Hubeyş! Seni kim esir etti?" diye sordu. "Bilmiyorum" dedim. Gördüklerimi onlara haber vermek istemedim. Rasulullah "Seni meleklerden şerefli bir melek esir etti. Ey ibni Avf! Esirini al ve git!" buyurdu.
Hz. Ali: Abbas'ı esir eden Medinelilerden Ebul Yesir idi. Kendisi güçsüz bir kimseydi. Abbas ise iri yarı bir kişiydi. Hz. Peygamber ona Abbas'ı nasıl esir edebildin? Diye sordu. Oda Ya Resulâllah! Ne ondan önce, ne de ondan sonra hiç görmediğim bir zat bana yardımda bulundu. Onun şekli şöyle şöyleydi dedi. Hz. Peygamber de, Allah sana şerefli bir melekle yardım etmiştir diye cevap verdi.  Bedir savaşında bulunan Kubas bin Eşyem: Bedir günü müşriklerle birlikteydim. Muhammed'in yanındakilere bakınca, onlar gözüme az, bizim yanımızdaki atlar ve adamlar ise pek çok göründü. Fakat çok geçmeden bozguna uğradık. Kendi kendime Müslümanları küçümseyerek onlardan ancak kadınlar kaçar! Diye içimden geçirdim. Savaştan sonra da kaçarak Mekke'ye ulaştım. Hendek savaşından sonra ise  "Medine'ye gidip, Muhammed neler söylüyor bir bakayım" diyerek Medine'ye geldim. Hz. Peygamber i sordum, bulunduğu yeri gösterdiler. Hz. Peygamberi şahsen tanımıyordum. Yanına giderek selam verdim. Hz. Peygamber: Ey Kubas! Bedir günü " Onlardan ancak kadınlar kaçar" diyen sen değil miydin? Deyince, Şahadet ederim ki, sen Allah'ın Peygamberisin! Bu işi hiç kimseye açıklamamıştım. Bu ancak içimden geçen bir duygu idi. Eğer peygamber olmasaydın, bunu bilemezdin diyerek Müslüman oldum ve bey 'at ettim" diyor.
Ön yargısız bir şekilde, sahih kaynaklardan, peygamberimizin hayatını inceleyen her Müslüman, onun hayatının her karesinde mucizeler görür. Zira en çok mucize zuhur eden peygamber, Peygamberimizdir. Bir sonraki yazımızda peygamberimizden zuhur eden mucizelere devam edeceğiz inşallah.