Her türlü kötülüklerin ve zulmün devam ettiği, insan onurunun ayaklar altına alınarak köleleştirildiği, tevhitten uzak, insanların kendi elleriyle yaptıkları putlara taptıkları, haram, helal, ibadet mefhumlarının olmadığı bir dönemde, gönderilen peygamberimiz görevini tamamlayarak vefat ettiği zaman, geride hak ve adalet üzerine kurulmuş olan büyük bir devlet bırakmıştı.   
Peygamberimizin terbiyesinde yetişen o güzide ashabı ise onun vefatından sonrada bu ilahi vahyin mesajını atlas okyanusu kıyılarına kadar ulaştırmışlardır. Yakın tarihimizde dînî, ahlaki ve milli değerlerimizden yoksun olarak, yanlış uygulanan eğitim sistemlerimiz ve yanlış yönlendiren sosyal medya, çocuklarımızı değerler eğitiminden uzak büyüdükleri için birbirine ve de en yakınlarına bile yabancılaştırarak toplumlardan da uzaklaştırmışlardır. Maalesef ekser çoğunluğunun manevi değerlerimizden uzak, ahiret gibi bir dertleri olmadan yetiştikleri içindir ki olaylara da sadece dünya penceresinden bakmaktadırlar. Hâlbuki maddi ve manevi değerlerimiz harmanlanarak verildiği zaman bir anlam ifade ettiği gibi Yüce Yaratanımız nezdinde de bir değer bulacak ve de bizleri de sorumluluktan kurtaracaktır. Yanlış eğitim politikaları yüzünden son 50 yıldır teröre 40 bin den fazla insanımızı şehit verdik. Milyarlarca dolar parayı da terörle mücadeleye harcadık. Bir takım dış mihraklar ülkemizi böldürerek gücünü zafiyete uğratmak için her türlü imkânlarını kullanmaktadırlar. Ülkemizi böldürmemek için Devlet ve Millet olarak bu mücadelemiz hâlâ da devam etmektedir. Yeryüzünde atalarına düşman, milli ve manevi değerlerini inkâr eden bir başka güruh daha yoktur. Daha dün milli mücadele yıllarında omuz omuza mücadele veren insanlarımızın çocukları ve torunları yanlış eğitim politikaları ve de dış güçlerin bir takım hesapları uğruna onların yönlendirmeleriyle bu hale geldiler. 
Maddi ve manevi olarak huzurlu ve mutlu bir aile ortamının olabilmesi ve yarınlarımızdan emin bir toplum olabilmemiz için aile ve eğitim sistemimize büyük görevler düşmektedir. Peygamberimiz ve halifeler dönemindeki sahabenin başarıları İslam terbiyesinin eseridir. Osmanlının başarılı dönemi de o ahlaki değerlere sahip olmasındandır. Sefer halindeki askerlerin yedikleri üzümlerin karşılığını üzüm teveklerine bağlayan ahlak anlayışı, doğuda Çin settinden, batı da İspanya'ya kadar geniş bir coğrafyayı İslam'a mâl eden müslümanlar bu zaferlerini Kur'an ve Sünnete bağlılıkları ile elde etmişlerdir. Ülkemizde yaşanan terör, anarşi ve huzursuzlukların sebebi de geçmişteki dînî ve ahlaki değerlerimizden kopuk hatta düşmanca tavır ve sosyal yapımıza uymayan yanlış (materyalist) müfredat programlarının uygulanmasının bir sonucudur.  
Okullarımıza konulan seçmeli Kur'an-ı Kerim ve meali, peygamberimizin hayatı, temel dini bilgiler dersleri hayırlı, güzel bir imkân olmuştur. Veliler olarak bu fırsatı değerlendirerek vebalden kurtulalım. Hiç olmazsa çocuklarımıza bu dersleri seçtirerek manevi değerlerimizden haberdar olarak yetişmelerine katkı sağlamış olalım. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın yunan filozoflarının hayat hikâyelerini ve görüşlerini örendikleri kadar, değerler eğitimi kapsamında olan milli, manevi, dînî, ahlaki ve insani değerlerimizi de öğrenmeye ihtiyaçları vardır. Dünya hayatı içinde, ahiret hayatı içinde bunlar mutlaka öğrenilmesi gereken elzem bilgilerdir. Eğer bu imkânları iyi kullanabilirsek, çocuklarımızın değişim ve dönüşüm üzerine bir kırılma ve gelecek nesillerimiz adına inşallah güzel günlerin doğum arifesi olabilecektir. Çocuklarımızı ortaokul veya liseye kayıt yaptırırken ve daha sonraki yıllarda mutlaka takip ederek bu imkânı iyi değerlendirmek sureti ile bu dersleri seçtirmez isek hem bu güzel fırsatı kaçırmış oluruz hem de vebalden kurtulamayız. Eğer bu dersler seçilmeyerek anlamını yitirirse yine vebalden kurtulamayız. Maalesef üzülerek ifade edeyim ki bizlerin ilgisizliklerimiz yüzünden bu dersler anlamını yitirme noktasına gelmiştir. Belki bizler çoklarımıza evlerimizde veremeyeceğimiz değerler eğitimini, çocuklarımız devletimizin imkânları ile ehil öğretmenler tarafından burada alma imkânlarını yakalayacaklar ve bizlerde böylece vebalden kurtulmuş olacağız. Tabi bu arada bu konudaki velilerimiz kadar okul idarecileri de bu derslerin seçilmeleri konusunda eşleştirme yaparken üzerlerine düşeni yaparak sâyu gayret göstermezler ve Allah koymuş taş gibi koltuklarında otururlar ise onlarda vebalden kurtulamazlar. Eğer bu konularda varlığınızı hissettiremiyorsanız orada olmanız da bir anlam ifade etmiyor demektir. Yine aynı şekilde bu dersleri veren öğretmenlerimizin de ellerinden geldiği kadar bu dersleri sevdirmeye çalışmaz, bunun için gayret göstermez ve bir yıl sonra bu derslerin seçilmesini cazip hale getirmez iseler onlarda bu vebalden kurtulamazlar. Vebalden kurtulabilmemiz için elimizdeki imkânları en iyi bir şekilde değerlendirmek zorundayız. Çocuklarımızın fani olan dünya hayatlarını düşündüğümüz kadar bâki olan ahiret hayatlarını da düşünmek zorundayız. Çocuklarımızın iyi bir dünya gelecekleri olsun diye kayıt yaptırırken araştırarak en iyi okullara, orada da başarılı öğretmenlerin sınıflarına kayıt yaptırmaya çalışıyoruz. İyi bir liseyi kazanarak eğitim görmesi için kurslara gönderiyor, özel hocalar tutuyoruz. İyi bir üniversitenin iyi bir bölümünü kazana bilmesi için yine aynı şekilde gereken her şeyi yapıyoruz. Bunlar gayet normal, güzel ve yapmamız gereken şeylerdir. Bunları yaparken ebedi bir hayat olan ahiret yurdu içinde böyle endişeleniyor ve üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirebiliyor muyuz? Zira Cenabı Mevla; "Kendinizi ve ehlinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun" (Tahrim 6) "De ki: Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar, hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet günü hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun ki apaçık hüsran işte budur. (Zümer15)  
Aile yapısının bozularak gençlerimizin manevi değerlerinden uzaklaştığı bu süreçte; Devlet, aile, velî, sorumluluğu olan idareci ve seçmeli derslere giren öğretmenler olarak sorumluluklarımız büyüktür. Cenabı Mevla bizleri sorumluluklarının bilincinde olan ve sorumluluklarını yerine getirme gayreti içerisin de olabilen kullarından eylesin.