Toplum içinde çarşı, kıraathane ve de ev sohbetlerinde bir olumsuzlukla karşılaşıldığında "Burası Türkiye, her şey olabilir" diye koca koca laflar edenler vardır. Bu tipler, sanki ait oldukları toplumun birer parçası değillermişçesine kendilerini farklı, üstün görürler! Onlar bize, Tanzimat devri sonrası Avrupalılaşmak aşkına kendi kökleri, kültürü örf ve geleneklerine sırt çevirip yabancılaşan Jön Türkleri çağrıştırır. Bunlar zaman zaman yapılan siyasi mülahazalarda da "Benim oyum dağdaki çobanın, köylününkiyle bir mi?" diyenlerle akrabadırlar. Onlar sınırsız batı hayranlığıyla kendi ülke ve insanlarını hor görür, insanlık, kurallara, kanuna saygı, doğruluk dürüstlük adalet, demokrasi adına ne varsa hepsi hepsi Batı'da derler.
Bir de bu vatanın mensubu olmaktan şeref duyanlar vardır. Onlar kendi toplumunun nice eksik ve kusurlarına rağmen (demokrasi, insan hakları devletlerin bağımsızlık toprak bütünlüklerine saygıda) diğerlerinden daha iyi olduğuna inanırlar.
Bize düne kadar medeni, hümanist diye yutturulan Avrupa, Amerika'nın hele son asırda sergiledikleri tablolara bakınca anladık ki onlar iki yüzlü, merhametsiz, adaletsizdirler. İttifak halinde Hristiyan haçlı kafasıyla tam bir Müslümanı düşmanıdırlar. Kurguladıkları hainane kumpaslarla az gelişmiş, üçüncü dünya ülkelerini, size yardım edecek refah getireceğiz vadiyle kandırıp halkları birbirine kırdırarak sömürüyorlar.
Senin hor bakışla "burası Türkiye diye küçümsediğin bu ülke o, 6 asırlık imparatorluk döneminde bile hep zayıfların yanında, yardımında olmuştur. Sömürmeyen, asimile etmeyen, savaş, ölüm tehdidiyle yurtlarını terk eden mültecilere cömertçe kapılarını açan ve açmakta olan tek millettir.
Evet göğsümüzü gere gere BURASI TÜRKİYE, İNSANLIĞIN, DEMOKRASİNİN BEŞİĞİ diyoruz. Bu merhametli necip milletin bir ferdi olmaktan onur duyuyoruz. Irak’ta, Suriye ve Afganistan’da hep kendi kurguladıkları tezgahlarla, yüz binlerce masumun ölümüne seyirci kalan Avrupadır. Onların bizden alıp öğreneceği insanlık, demokrasi dersleri vardır. Onca uluslararası antlaşmalara rağmen (NATO, Birleşmiş Milletler v s.) teröristlerle bir olup biz müttefiklerine şu anlarda bile ihanet ediyorlar. Neresi bunun medeni? Cennet mekan İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi onlar ‘tek dişi kalmış canavar’dır. Belki bir zamanlar var olan o Avrupa değerleri hepten iflas etmiştir şimdi. Hepsi kan emici, kendi refahları uğruna ortalığı kana bulayanlar, silah üretip ölüm satanlardır.
Biz, yaratanın buyruğu gereği, yaratılanı sever ve koruruz yaratandan ötürü. İster hiristiyan ister Yahudi, ister ateşperest olsun. Batı, öyle değil emme. Eeey -Burası Türkiye- diyenler umarsızlar, uyanın artık. Seni dün haritadan silmek için 15 TEMMUZ DARBESİ'ni tezgahlayan destekleyen de Batı'dır, Amerika'dır. Irak ve Suriye'den sonra sıra bizde şimdi! Ortadoğu haritasını yeniden çizmek istiyorlar. Bunu bölgenin doğal zenginliklerini kapışmak için, petrol, doğalgaz rezervlerinden pay almak için yapıyorlar. Bu uğurda yüz binlerce masum insan katledilmesine göz yumuyorlar. Onların parolası; ‘yaşasın batı, kahrolsun Ortadoğu ve müslümanlar.’ Biz kimse için kahrolsun demiyoruz. Yaşasın Müslüman Türkiye ve onun örneklediklerine ortak olan milletler diyoruz. Ne Mutlu Türküm diyene.