Cenabı Allah’ın biz kullarına farz olarak emrettiği ibadetlerden birisi de hiç şüphe yok ki Ramazan ayında oruç tutmaktır. Bakara suresinde Cenabı Allah oruç ibadetini biz Müslümanlara şu ayetle farz emretmiştir. Bakara suresinde "Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takvaya erişirsiniz." Bu ayet bize oruç ibadetinin hem farz olduğunu açıkça beyan ederken; hem de oruçla takvaya, iyiliğe faziletlere ulaşılması gerekliliği apaçık anlatılmıştır. Bu ayet aynı zamanda "sizden öncekilere farz kılındığı" gibi diye belirterek oruç ibadetinin çağları aşan bir ibadet olduğunu anlatırken, bu ibadetin zamanlardan ve mekanlardan üstün olduğuna vurgu yapmaktadır. Oruç Yüce Allah tarafından kullara açılmış sonsuz ilahi bir kredidir. İnsanı ruhsal ve manevi olarak yücelten bir ibadettir. Bu ilahi hikmetin neticesi ise takva ehli olarak cehennemden korunmaktır. Takva korunmaktır. Takva müjdelenen mükâfata ulaşacak faziletlere erişebilmektir. Oruç ibadetini gereği gibi yerine getiren Müslüman insanlıkla yaşıt, çağlar ötesi, zaman ve mekanlardan üstün bir faziletle Rabbinin takva emrini yerine getirmiş olacaktır. Rasulullah Efendimiz (sav) bir hadisi Şerifinde "İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah'ın evi Kâbe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak." (Buhârî, Îmân 1, 2, ; Müslim, Îmân 19-2)
Oruç ibadeti İslam'ın beş temel esaslarından biridir. Bu ibadete gereken ehemmiyeti gösteren dinini sağlamlaştırmış olacaktır. Oruç ibadetini önemsemeyen Müslüman dini İslam'ı temelden zayıflatmış olacaktır. Herkes mensubu Yüce dinimiz İslam'ı dünya ve ahirette kendisini kurtaracak düzeyde kuvvetlendirmekle yükümlüdür. Dinimiz İslam'ın dünya ve ahiret saadetine sebep olması da o dinimizin temellerini ne kadar sağlamlaştırmamıza bağlıdır. Oruç ibadeti de layık veçhile eda edilirse dinimizi sapasağlam ayakta tutacak en faziletli ve en güzel işlerden birin yapmış olacağız ve bizi ahirette inşallah kurtuluşa eriştirecektir. Hz. Ömer Ramazan geldiğinde, merhaba ey bizi temizleyen ve arındıran güzel ay hoş geldin, diye neşeyle karşılardı.
Cenabı Allah hemen peşinden gelen ayette ise oruç ibadetinin sayılı günlerde bize farz kılındığını haber verirken, bu ibadeti yerine getirme konusunda bize hassas olmayı emretmektedir. Zorunlu haller dışında bu sayılı günlerde kesinlikle oruç ibadetini hassasiyetle yerine getirmemizin bizim için çok hayırlı olacağını özellikle belirtmektedir. Oruç ibadetini hakkıyla yerine getirmeyi arzu eden fakat elinde olmayan geçerli mazeretler sebebiyle yerine getiremeyenler Cenabı ALLAH ın affına mazhar olacaklardır. Oruç ibadetinin zorunlu mazeretler dışında hakkıyla yerine getirmeye çalışanlar kendileri için büyük bir fazilet ve kazanç sağlamış olacaklardır. On bir ay kirlenen gönüllerimiz, zarar gören iman ve ihlasımız Ramazan ayında temizlenme ve faziletlere erişebilme imkanına kavuşacaktır. Ramazan'da yapılan ibadetler mü'minleri fenalıklardan koruduğu gibi ahlakının da güzelleşmesine vesile olacaktır. Müslüman'ın manevi hayatında şeytan ve nefis tarafından açılan tahribatlar Ramazan'da tamir edilir; mü'minin manevi hayatı yenilenmiş, tazelenmiş olur. Âlemlerin Rabbi olan ALLAH ile koparılan bağlar bu mübarek ayda yeniden onarılmış oluyor. Ramazan sözü beş harftir. (R), Allah u Teâlâ'nın rızasına, (Mim), muhabbetine, (Dat), korumasına ve kefaletine, (Elif), sevgisine, (Nun), nuruna işarettir. Rasulullah Efendimiz (sav) Cebrâîl (a.s.) bana göründü ve "Ramazan'a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!" dedi. Ben de "Âmîn!" dedim. (Hâkim,Tirmizi) 
Sürecek...

Cafer KARA
Hafız-Din Görevlisi