EBCEL-İ ŞERİF (SAV)
34. Cesim idi dahi ol nur-ı emced
Mehâbetli idi Mahmûd-ı Es'ad
35. Mübarek cismine vermişdi kuvvet
Şeb-i Mi'rac'daki tûtiyâ-yi vuslat
36.    Nebiler serveri mahbûb-ı Rahman
A'zâmü'l kadr idi ol zât-ı zîşan
37.    Dahi hem hulkan ekmeldi Muhammed
Cenab-ı Hâmid-i Mahmûd-ı Ahmed

RESÛLULLÂH (SAV)'İN MEHABETİ
34.    Şeref ışığı ve mutluluğun övüncü olan Hz. Muhammed Mustafâ (sav) heybetli bir görünüme sahipti.
Şemâil-i Şerifler Hz. Peygamber (sav)'in boyunun uzuna yakın orta boyda olduğunu yazarlar. Mucizevî bir husus olarak beraberinde yürüyen hiç kimsenin O'ndan daha uzun boylu görünmemesi, Yüce Peygamber'in her zaman yanındakilerden daha uzun görünmesi "mehâbetli" tanımı ile anlatılmıştır.
35.    Mi'rac Gecesi, O'nun gözüne çekilen vuslat sürmesi, vücuduna güç kuvvet verirdi. 
Mi'rac Gecesi'nde Hz. Peygamber (sav); meleklerin, Peygamberlerin ve insanların ilminin son noktası olan emr-i ilâhî'den başka hiçbir şeyin daha ötesine geçemediği "Sidre-i Müntehâ"nın bizim için malum olmayan, ilerisine geçmiş Cenâb-ı Hakk (cc)'ın en büyük âyetini müşâhede etmiştir. Bu gecede Cenâb-ı Hakk (cc)'ı gören can gözleri ile görmek şerefine ermiş, Necm Sûresi'nin ilk âyetlerinde anlatıldığı gibi Cenâb-ı Hakk onun gözlerine güç ve kuvvet vermiştir41. İşte nasıl ki "tûtiya" denilen çinko tozundan yapılmış sürme göze sürüldüğünde güç ve kuvvet veriyorsa Mi'rac gecesinde yaşanan büyük mucizeler ve görülüp yaşanan harikulade haller Peygamberimiz  (sav)'e güç kuvvet sevinç ve ferahlık vermiştir. Şair bu hadiseyi ve Kur'ân âyetlerini delil göstererek nefis bir "hüsn-ü ta'lil" ile "vuslat sürmesi" terkibini kullanmış ve bize "mâ zâğa'l basar" âyetini delil göstermiştir.
36. Allah (cc) tarafından seçilmiş Peygamberlerin önderi, Allah (cc)'ın sevgili kulu Muhammed Mustafâ'nın (sav) şanlı kişiliği çok büyük bir kıymet ve yüceliğe sahipti.
Nebîler yalnızca Allah'tan aldıkları ilâhî vahyi tebliğ ile görevlidirler. Resûller ise kendilerine kitap verilmiş ve kendilerinden önceki dinler iptal edilen Peygamberlerdir. Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafâ (sav) hem Nebî hem Resûldür. Ayrıca Peygamberimiz (sav) sultân-ı enbiya olarak bütün Peygamberlerin önderi sayılmıştır. Bir önceki beyitte Mi'rac'dan söz edilirken O'na Allah tarafından büyük bir değer verildiği, şanlı bir zat olduğu kendisine isim ve sıfat olan kelimeler seçilerek belirtilmiştir.
37.    En çok sena edilen bütün varlığın diliyle övülen dünya ve ahrette övgüye layık, en çok hamd eden Hz. Muhammed Mustafâ (sav) ahlaken de en mükemmel bir kişiydi.
Muhammed, kelime olarak pek çok senâ edilen övgüye layık kimse-, demektir. Hz. Peygamber (sav)  bu âlemi şereflendirmeden önce melekler ve Peygamberler tarafından ve bunlara inen bütün kitaplarda teker teker övülmüştür. Cenâb-ı Hakk (cc)'ın "Kelime-i Tevhid"de Muhammed ismini kendi adıyla birlikte anmasının sebebi kâinatta hiçbir şey yaratılmadan önce Habîb'ine bu ismi vermiş olmasından dolayıdır. "Muhammed" kelimesinin harfleri ile ilgili Türk Edebiyatı'na yansıyan te'villerin en önemlilerinden biri Hacı Bektaş Veli'nin Makâlât'ında anlatılır. Muhammed (sav)'in fazileti konusunda insanın yaratılışının şekli bile Muhammed adının harfleri üzeredir. Gerçekten de insanın başı 'mim' gibi, iki eli 'ha', karnı 'mim' iki ayağı da 'dal' gibidir42. Ayrıca Muhammed kelimesi "ism-i a'zam" olarak da zikredilmiştir. Muhammed ismi Kur'ân-ı Kerîm'de dört yerde geçmektedir43.
..............................................................................
(41) Kur'ân-ı Kerîm, Necm Sûresi, 1-4.
(42 Esat Coşan, Makâlât Hacı Bektaş-ı Veli, Ank.1996, sh.41.
(43) Kur'ân-ı Kerîm, Âl'i İmran Sûresi, 144; Ahzab Sûresi, 40; Muhammed Sûresi, 2; Fetih Sûresi, 29.