EZECÜ'L HAVACİB (SAV)
(İnce ve uzun Kaşlara Na't)

1. Keman itti cihânı satvetiyle
Kemân ebrûları Sultân-ı Dînin
I'yan etti nihânı kuvvetiyle 
Kemân ebrûları Sultân-ı Dînin

2. Mübârek kaşları farz eyle metris
A'lâimüssemâ gibi mukavves
Görenler der yeni ay misli nevres
Kemân ebrûları Sultân-ı Dînin

3. Tîğ-ı müjgânı ok kaş yaya benzer
O 'lâ' yı nefyeden 'illâ' ya benzer
Biri dünyâ biri ukbâya benzer
Kemân ebrûları Sultân-ı Dînin

İNCE ve UZUN KAŞLARA NA'T
1. Dinin Sultânı'nın yay gibi kaşları üstün gücüyle cihanı keman gibi titretti, kuvvetiyle gizli olan her şeyi açığa vurdu.
Peygamberimiz Muhammed Mustafâ (sav)'nın kaşlarının yay ve keman gibi tasviri O'nun görünüşüyle güçlü bakışlarıyla etkileyiciliğini anlatır. Keman hem kaşların kavisli olduğunu hem de mûsiki aleti olan kemanın etkileyici sesiyle dünyayı inlettiğini ifade ederek tevriyeli bir anlatım tercih edilmiştir. Anlam itibariyle Hz. Peygamber (sav)'in bakışlarına mazhar olmanın saadeti dile getirilmek istenmektedir.
2. Dinin Sultanı Muhammed Mustafâ (sav)'nın yay gibi kaşları orduların tabyaları gibi muhkem, gök kuşağı gibi kavisli idi.
Hz. Peygamber (sav)'in mübarek kaşlarının savaş alanındaki tabyaya benzetilmesi sadece tabyaların kavisli görünümünden yararlanmak için değildir. Edebiyatımızda kirpiklerin ok kaşların yay olarak ele alınıp bunların gönülleri yaralayan yani aşkı ziyadeleştiren unsurlar olarak çokça kullanıldığı önceki beyitlerin izahında da geçmişti. Bu kıtada Hz. Peygamber (sav)'in kaşları yerde yiğitlerin savaşçıların sığınağı bir sipere, gökte ise gümüş renkli yeni ay ile üzerinde yedi rengi barındıran gök kuşağına teşbihi şairane bir tasvirdir.
3. Dinin Sultânı Hz. Muhammed Mustafâ (sav)'nın kirpikleri oka, kaşları yaya benzer. Kirpikleri içinde olumsuzluk anlamı bulunan "kelime-i tevhid"teki "lâ" kelimesine, kaşları bu olumsuz anlamı olumlu hale getiren "illâ" kelimesine, kirpikleri dünyaya kaşları öbür âleme benzerdi.
Hz. Peygamber (sav)'in kirpiklerinin ok kaşlarının ise yaya benzetilmesi edebiyat geleneğinin klasik yorumu sayılabilir. Arapçada "yok ve yokluk" anlamına gelen bir kelimedir. "Yokluğun olumsuzluğu yani varlık"tır. Bu varlık Allah (cc)'tır. Bu anlatım ile Hz. Peygamber (sav)'in kaşları tevhid dini olan İslâmiyet'i işaret eder. Çünkü Allah (sav)'ın varlığını pekiştirerek anlatan "İllâ" kelimesi kelime-i tevhid'de geçer.
Şair bize Hz. Peygamber (sav)'in kaşlarının kelime-i tevhidi hatırlattığını ifade ederken anlatım hatasına düşmemek için rücû sanatından yararlanarak birinin dünyaya ötekinin ukbâ'ya benzediğini ifade etmeden geçemez.