SEBEB-İ TE'LÎF-İ HİLYE-İ ŞERÎF  (SAV)
23-    Muradım bir şefa'attir Efendim
Velî ni'metim şâh-ı levendim
24-    Süleyman kapısında bir zayıf mûr
Aceb olmaz eğer olursa mesrur
25-    Bu Abdülkâdir ibni Ahmed'i sen
Şefaatle gözün gel eyle rûşen
26-    Kabul et nazmımı lütfunla Ey Şâh
Ümitvârım beni afveyler Allah.

Başlama Na’tı: 2
23.    Ey benim velinimetim Şâh-ı levendim, Efendim, benim esas muradım şefaattir. 
Şefaat: Suçlu veya muhtaç olan için afv veya ihsan ricası ki Peygamber'imiz mahşer gününde kalbinde birazcık yalnız bir hardal tanesi kadar bile imanı olanlar için(9) şefaat edecek. Cenâb-ı Hakk'a ümmetinin günahlarını afvedip cennete dâhil etmesi için duada bulunacaktır. Türklerin Hz. Peygambere duydukları sonsuz sevgi ve bu sevgiyi bütün edebi eserlerde anmalarının bir sebebi de onun şefaatine nail olma ümididir.
24.    Hz. Süleyman (as)'ın kapısında zayıf bir karıncanın mutlu olması nasıl yadırganacak bir şey değilse ben de bu hilye ile Hz. Muhammed (sav) katında mutlu olmak istedim. 
Rivayet odur ki; Hz. Süleyman (as) gazaya giderken bir dereye uğradı. Orada karıncalar vardı. Onların beyi, karıncalara: "Deliğinize girin ki sizi Süleyman'ın askerleri çiğnemesin" dedi. Kendisine tüm hayvanlar ile konuşma ve anlama yeteneği verilen Hz. Süleyman bu sözü işitince tebessüm etti. Süleyman atından inerek karıncaların beyini çağırdı. Bey de bir çekirge budunu alarak Hz. Süleyman (as)'a hediye etti. Hz. Süleyman (as), karınca beyinden öğüt istedi. Ondan birçok nasihatler aldı. Hz. Süleyman (as)'ın duasıyla karınca beyinin verdiği but bereketlendi ve Hz. Süleyman (as)'ın askerleri budun yarısını yiyerek doydular. Arta kalanını Hz. Süleyman (as), karıncaya verdi. Karınca da alıp deliğine götürdü(10). Beyitte bu hadiseye telmih yapılmıştır.
25.    Bu Ahmed oğlu Abdülkadir'e sen şefaat eyle, onun gözünü şefaatinle aydın kıl.
26.    Yâ Resulullah! Yazdığım bu nazmımı lütfunla kabul et. Cenâb-ı Hakk'ın beni afvedeceğine dair kuvvetli ümidim var.

HADİS-İ ŞERİF
1.    Buyurdu şevk ile ol fahr-i âlem 
Ki benden sonra pâk-i hilyemi hem
2.    Gören aynen beni görmüş gibidir
Hadiste bu resm ile kıldı takrîr

HADİS-İ ŞERİF
Ebu Talib'in oğlu Hz. Ali (ra)'den şöyle rivayet edilmiştir: "Resulullah buyurdu ki benden sonra benim pak hilyemi kim görürse güzel yüzümü görmüş gibi olur. Yüzümü görüp şevk ve heyecanını ortaya koysa kısaca güzelliğime âşık olsa, yüzümü görmeyi dilese kalbine Yüce Allah (cc)'ın neşesi coşkunluğu gelse, öyle kimseye cehennem ateşi haram olur. Saygı ve sevgilerle cennete salına salına gider. Allah (cc)'ın o mert kulu, kabir fitnesinden günah ve sevapların tartıldığı mizan gününe kadar korkusuzluk ve güvenlik içinde kalır. Hak Teâlâ onu hem de kıyamet gününde çıplak olarak haşretmez. Cenâb-ı Hakk'ın gufranına erer.. Allah (cc)'ın merhameti ve selamı sözünde doğru olan Hz. Peygamber (sav)'in üzerine olsun."(11)
1-2. Hz. Peygamber (sav) yukarıdaki Hadîs-i Şerîfte şu şekilde buyurmuştur: "Kim benden sonra benim pak hilyemi görmüş ise aynen beni görmüş gibidir. 
Fahr-i Âlem: Âlemin övüncü demektir. Cenâb-ı Hakk'ın kendisine Habib olarak seçtiği ve bütün âlemlerin yalnızca onun şahsında yaratıldığı Yüce Peygamber; kâinatın, iki cihanın, Peygamberlerin ve insanların övüncüdür, şerefidir ve iftihar kaynağıdır. Bu yüzden bu ve buna benzer isimlerle anılır(12).
..............................................................................
(9)   Sahîhî Buhârî, Tecrîd-i Sarîh Tercümesi,  C. XII, sh. 332.
(10) Âgâh Sırrı Levend, Divan Edebiyatı - Kelimeler ve Remizler Mazmunlar ve Mefhumlar, sh. 121. Kur'an-ı Kerim Neml suresi16-17-18. Ayetlerde bu olaydan söz edilmektedir.
(11)   Hz. Ali'den rivayet edilen bu hadise Sahih hadis kitaplarında yer verilmemiştir.
(12) E. Yeniterzi, a.g.e., sh.176.