Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından tam sayım metodu kullanılarak 2001 yılından beri tarım sayımı yapılmadığı biliniyor. Ayrıca geçmişte yapılan tarım sayımlarında da bazı aksaklıkların varlığı biliniyor, hatta özellikle FAO gibi uluslararası kurumların verileriyle karşılaştırıldığında bazı farklılıkların ortaya çıktığı biliniyor. 
Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte söz konusu istatistikler köy/mahalle, ilçe ve İl düzeyinde toplanarak düzenleniyor ve meta veri ve bültenlerle paylaşılıyor. Burada tam sayım yapmak önemli olmakla birlikte doğru bir örneklem metoduyla sürekli veri akışı sağlamak, analiz yapmak  ve buradan sentez yapacak noktaya gelmek önemlidir. Yine Bakanlığın ÇKS yani çiftçi kayıt sistemi ile de Türkiye toplam tarım işletmelerinin neredeyse ¾'ü kayıt altına alınmış bulunuyor. Esasen burada ÇKS sürecinin etkin ve doğru işletilmesi üzerinde durmak ve sürekli data sağlayacak bir sistematiği geliştirmek gerekiyor ki, Bakanlığımızın ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin TÜİK işbirliğinde burada ciddi ve gerçekçi açılımlar yapması ve ihtiyaç duyulan sağlıklı verilere ulaşması mümkündür. 
Buna göre sağlıklı verileriniz yoksa belirlediğiniz politika ve ortaya koyduğunuz stratejiler sizi başarıya götürmüyor, Kamu destek ve teşvik vermesine karşın beklediği faydaya ulaşamıyor, üretici ve  tüketici kesimler de tatminkar bir sonuç alamıyor. 
Burada ülke genelinin kalkınmasına yönelik olarak faaliyet göstermiş bulunan Devlet Planlama Teşkilatı'nın da ortadan kalkmasının  tarımı nasıl etkilediği konusu tartışmalıdır. Çünkü planlı döneme geçtiğimiz 1963 yılından itibaren mülga DPT hazırladığı 5 yıllık planlarda tarıma bir sektör olarak yer vermiş ve tarıma yönelik hedefler belirlemiştir. Ancak bu hedeflere ulaşmak konusunda hep sorun yaşanmıştır. O bakımdan DPT'nin kalkmasının genel olarak tarım sektörü üzerinde  olumsuzluk yaptığı argümanı tartışmalıdır, çünkü bu kurumun işlevlerini bizzat bakanlık ilgili birimleri ilgili paydaşlarla işbirliği içinde yürütecek şekilde organize edilmiştir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemiyle kurgulanan yapı da DPT'nin işlevlerini yerine getirecek yapılar oluşturulmuştur. Burada uluslararası gelişmeler ışığında Bakanlığın kendi vizyonunu ülke vizyonuyla ilişkilendirerek süreci yönetmesi beklenmektedir. Bunun önünde aşılamaz bir engel olduğunu düşünmediğimizi belirtmek gerekir. Yapabiliriz, yapmalıyız.