Tarım-gıda üretim sektörü toplumun ve ülkenin geleceği bakımından bir milli güvenlik meselesi olduğuna göre, bu sektörün sürdürülebilirliğini sağlamak da olmazsa olmazdır. O bakımdan tarıma verilecek desteklerin somut hedeflerle ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Doğal olarak üretim planlamasına yönelik olarak verimlilik, adaptasyon, lojistik, karşılaştırmalı üstünlükler, mutlak-nisbi fayda prensipleri gibi parametrelerin dikkate alınması önemlidir. Buna göre; her üretici hür teşebbüs anlayışıyla arazisi üzerinde tasarruf hakkına sahip olsa da, Bakanlık hangi bölgelerde hangi ürünlerin öne çıkmasını istiyorsa; o bölge üreticilerine şartları sağladığı ölçüde farklı düzeylerde desteklemeler yapmalıdır, Tarım Kanunu'nda yer alan "fark ödemesi" prensibi de mutlaka destek ve teşviklerde öne çıkarılmalıdır.  
Konuyla ilgili bazı sorular öne çıkmaktadır. Örneğin; Devletin bölgesel şartlara ve ülkenin ihtiyaçlarına göre nüfus artışını da öngörerek plan yapması için çiftçileri yönlendirmesi gerekmez mi? Devlet bir bölgeye ne ekileceğine karar verebilir mi? gibi.
Devlet hangi ürünün hangi bölgeye ekileceğine kendisi karar verebilir. Ancak bunun yöntemi önemlidir. Hür teşebbüs ve piyasa ekonomisinin benimsendiği şartlarda; Devlet'in üreticiye "şu ürünü ekmek zorundasın!" demesi beklenemez. Ancak o bölgede bulunan üreticilere, hangi ürünlerin ekim/dikimini istiyorsa özendirici teşvikler sunar. Söz konusu ürünün yetiştirilmesinin karlı ve stratejik bakımdan uygun olmadığı alanlardaki üreticilere ise destek vermez ve üretici beklenen alanlara doğru kayar. 
Burada üretici örgütlerinin esasen burada rol alması beklenir, sanayileşmiş ülkelerde üretici örgütleri bu alanda büyük roller üstenerek kamu politikalarının hakim kılınması için hayati işlevler görmektedirler. Dolayısıyla Devlet stratejik olarak olmazsa olmaz üretim kollarında destek, teşvik ve yasaların verdiği gücü yanına alarak bölgesel şartlara ve ülkenin ihtiyaçlarına göre nüfus artışını ve diğer etkenleri de öngörerek plan yapabilir ve söz konusu plana göre çiftçileri yönlendirebilir. 
Sonuç olarak bugün demokratik ülkelerde de hep olageldiği gibi Devlet bir bölgeye ne ekileceğini, o bölgede ne üretileceğini ülke ve kamu yararını gözeterek şekillendir, destek ve teşviklerini ürün ve mekan bazında uygulayarak, ideal ürün deseninin ortaya çıkmasını sağlar. Türkiye olarak biz de zaman kaybetmeden üretim planlamasını hayata hakim kılmak için, üretici kuruluşlarına güçlü rol ve  inisiyatifler vererek kamu yönlendiriciliğinde harekete geçmek durumundayız.