Dinî bir terim olarak israf, İslam’ın haram kıldığı şekilde düzensiz yaşama, harcama ve sarf etme alışkanlığıdır. Bu konuda yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyrulmaktadır: “Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.” (A’râf Suresi 31)
Çalışmak hayatın insana verdiği en büyük sorumluluktur. Yeme-içme, giyinip kuşanma, yuva kurma hep bu sorumluluğun idrak edilmesiyle mümkündür. Çalışma karşılığı kazancın sarfı ölçülü ve uygun olmalıdır. Aksi halde elindeki servetini boş yere sarf ettiği için kişi sorumlu olacaktır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurur: “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.” (İsrâ Suresi 26-27) Ayet-i kerimelerde belirtildiği gibi, meşru yaşamanın gerektirdiği hususlardan çıkıp israf etmek şeytana kardeş olmaktır. Çünkü israf edenler şeytanın desiseleriyle mallarını lüzumsuz yere sarf ederler .
İsraf tek yönlü değildir. İsraf konusu maddi ve manevi olmak üzere iki kısımda incelenebilir. Şimdi konumuzu maddi ve manevi manada geniş olarak izah etmeye çalışalım.
MADDİ İSRAF:
Yeme-İçmede İsraf: Yüce dinimiz önemle müslümanlara tutumlu ve ölçülü olmayı emreder. İsraftan, hesapsız yeme-içmeden, lüzumsuz mideyi doldurmaktan men eder. Şüphesiz ki ahiret inancı olmayan inkârcı bir kişinin yegâne hayatı bu hayattır. Ona göre ne yer içerse o kârdır. Ama Müslüman olarak temiz ve helal olanlardan yiyip içmek mubahtır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurur: “Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.” (A’râf Suresi 31) Peygamberimiz bu konuda bize şöyle yol göstermektedir. “Âdemoğlu midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Belini doğrultacak birkaç lokma insana yeter. Daha fazla yemek mecburiyetinde ise karnının üçte birini yemeğe, üçte birini içeceği suya ve üçte birini de nefesine ayırsın.” (Tirmizî, Zühd 47.)
Ayet-i kerime ve hadislerden anlaşıldığı gibi insan yaşayışında daima ölçülü davranmaya mecburdur. İsrafa gitmeden yemeli içmelidir.
İslam Fıkhında Yeme-İçmenin Kısımları:
1-Yemek yemenin bir kısmı farzdır. Ölmeyecek kadar yemek farzdır. Açlıktan dolayı yemek bulduğu halde ölürse Allah’a asi olur.
2-Bir kısmı menduptur. İbadetleri iyi yapabilmek, namazı ayakta kılmak, orucu tutabilmek için yemek.
3-Bir kısmı mubahtır. Çocuklarının rızkını temin etmek, vücudun kuvvetlenmesi için yemek mubahtır.
4-Yukarıdaki maddelerin dışında yemek, içmek ise haramdır.
Yüce Allah bütün insanlara çeşit çeşit yiyecek ve içecek maddeleri yaratmıştır ki normal ölçüde israfa gitmeden yesinler ve içsinler diye. Peygamberimiz bir Hadis-i Şerif’te şöyle buyurmaktadır: “Müslüman olup ta yeteri kadar rızkı bulunan ve buna kanaat eden kimseye müjdeler olsun.’’(Riyâzü's-Sâlihîn c.1 sh.515)
Giyimde İsraf: Yüce dinimiz bizim her işimizde ölçülü olmamızı ifrat (israf) ve tefritten (cimrilik) ten sakınmamızı ister. Her şeyde olduğu gibi giyimde de ölçülü davranmamızı ister. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de mealen: “De ki: “Allah’ın, kulları için yarattığı ziyneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.” (A’râf Suresi 32) buyurmuştur. İfrat ve tefritten kaçınmak üzere meşru sınırlar içinde giyinmek helaldir. Ayet-i kerimeden de anlaşılacağı gibi mümin giyiminde ne fevkalade nefis ne de son derece hasis olmalıdır. Orta halli giyinmek hayırlıdır. Mümin israfa giderek lüks elbise giymez. Ayağını yorganına göre uzatması lazımdır.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik).” (A’râf Suresi 26) Giyimde israf konusunda sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: Bir kimse, gücü yettiği halde mütevazı davranarak lüks elbise giymeyi terk ederse, Allah kıyamet gününde o insanı yarattıklarının en başında huzuruna çağırır ve onu iman ehlinin giyeceği elbiselerden dilediğini giymede serbest bırakır. (Riyâzü's-Sâlihîn c.2 hadis no:805)
Harcamada İsraf: Dinimiz müminin giyiminde olduğu gibi kazancını harcamasında da tutumlu ve ölçülü olmasını, israfa gitmemesini ister. Kişinin oyun kumar içki vs. gibi sefahate dalması, mubah olan harcamasına bunları ilave etmesi israf ve haramdır. Dünyevî ve uhrevî faidesiz yerlerin hepsine sarf edilen mallar isterse az olsun yine israftır, haramdır.       Devam edecek...