Ramazan günlerinde Yüce Kitabımızın faziletlerini anlama ve yaşama adına kendimize söz verelim. Rabbimiz adına bu kelamı hayat nizamı haline getirmek için gayret edelim. Rabbimiz, Yüce Kitabını Ramazan ayında göndererek bize ‘bu kelam sizin için cehennemden kurtuluşa, cennete ulaşmaya ve dünyada ise saadete sebep olacaktır’ mesajını vermektedir. Efendimiz (sav) her yıl Ramazan ayında Yüce Kelamı okur diye mukabeleye devam edenler, bu ayda Kuran okumak için gayret gösteren Müslümanlar şunu asla unutmamalıdır ki Rasulullah Efendimiz Yüce Kelam’ın hikmet ve faziletlerini hissederek okurdu. Bizler de Rasulullah Efendimizin (sav) ümmeti olarak bu Yüce Kelam’ın hikmet faziletlerini anlamak, özümsemek, ta iliklerimizde hissetmek için üzerimize düşenleri yapmamız gerekmez mi? Ömrünü bu Yüce Kelamın hikmet ve faziletlerini anlatmakla feda etmiş Rasulullah Efendimizin ümmeti; O’nu (sav) anlatmak, yaşamak ve yaşatmak için uğruna onca zulümlere katlandığı Kuran’ın hikmet ve faziletlerini anlamak ve yaşamak adına hiçbir gayreti yoksa bizim için bunun bir vebali ve hesabı olacaktır. İşte Ramazan ayında fırsatı ganimet bilip Yüce Kelamı anlamak ve yaşamak için bir başlangıç yapalım. Oruç ibadeti ve Yüce Kelamla Müslüman Cenabı Allah’ın rızasına ulaşma fırsatını bulmuş olacaktır. İndiği geceyi bir ömre bedel kılan Yüce Kelam bizim hayatımızda gereği gibi yer alırsa, gönlümüzde nuru, rahmetiyle yer ederse bizim her anımız bir ömre bedel olarak Rabbimiz katında değerli ve çok büyük faziletli olacaktır.
Kur'an-ı Kerimin doğduğu zaman dilimi olan Ramazan, Yüce Allah’ın kitabı ile değerler ve faziletler kazandırmaktadır. Kur'an-ı Kerim Ramazan'ın son on gününde gelmeye başlamıştır. Rasulullah Efendimizin (sav) ifadesiyle Ramazan'ın son on günü cehennemden kurtulma günleridir. Kur'an-ı Kerim bizi cehennemden kurtarmak ve dünyada ahiret saadetini kazanmamız için Rabbimiz tarafından gönderilmiştir.
Ramazan'ın değerli ve faziletli olmasının en başında Kur'an-ı Kerimin insanlığa gelmiş olması yatar. Kur'an-ı Kerim geldiği sıradan bir geceyi bin aydan daha hayırlı kılıyorsa, Cenabı Allah’ın en değerli varlık dediği insanlar Kur'an-ı Kerimle maddi ve manevi olarak hayat bulduğunda, sıradan bir geceyi bin aydan; 83 yıldan daha hayırlı kılan Yüce Kelam o insanı elbette daha hayırlı, faziletli ve bereketli kılacaktır. Bir de insanların Kur'an-ı Kerim’e karşı sorumlu olduğunu düşündüğümüzde bunun bir zorunluluk olduğu zaten anlaşılmaktadır. Hiçbir sorumluluğu olmayan bir geceye bin aydan daha fazla değer katan Yüce Kelam kendisine karşı sorumluluk bilinciyle hareket eden Müslümanlara elbette tahmin ve tasavvur edilemeyen değer, faziletler mertebesine yükseltecektir. Cenabı Aallah Zuhruf suresinde ciddi anlamda bir uyarıda bulunmaktadır. “Her kim Rahman olan Allah'ın kitabından yüz çevirirse biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o şeytan onun yakın dostudur. Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar. Nihayet kıyamet günü bize gelince, arkadaşına: "Keşke seninle benim aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı. Sen ne kötü arkadaşmışsın!" der. Onlara: "Bugün pişmanlık duymanız size hiçbir fayda sağlamayacaktır. Çünkü siz kendinize yazık ettiniz. Şimdi de hepiniz azapta ortaksınız." denir. O halde sağırlara (kitabı duymak istemeyenlere) sen mi işittireceksin? Yahut körlere (kitabı görmek istemeyenlere) ve apaçık bir sapıklık içinde bulunanlara sen mi doğru yolu göstereceksin? Eğer biz seni onlara azap gelmeden önce alıp götürsek bile onlardan intikam alırız. Yahut da onlara vaat ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara azap etmeye gücümüz yeter. Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a sımsıkı sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin. Doğrusu o Kur'an, senin için de kavmin için de bir öğüttür ve siz o kitaptan sorguya çekileceksiniz.”