Geçtiğimiz Pazar (14 Nisan 2019) Rahmet-i Rahman'a uğurladığımız Osman Karateke, camiamızın mümtaz şahsiyetlerinden, bize de 1980 öncesi yıllarda ağabeylik yapmış bir isim.

O zor yıllarda MTTB ve AKINCILAR'da üç isim emek, konuşma ve heyecan/şuur vermede ön planda idi; Agâh Kafkas, Mehmet Gevher ve Osman Karateke. Hesabî değil hasbî idiler. Zaten hesabi olacak bir ortam da yoktu.
Osman Karateke, 1970 Çorum İmam Hatip Okulu mezunu.

İmam hatipler geçmişten günümüze bu memleketin kaderinde rol oynamış okullardır. Menderes'li yılların başında açılmalarıyla birlikte Anadolu insanını devletle tanıştırmış, bürokraside farkını ortaya koymuş, sosyal hayatın içinde adından söz ettirmiş.

İmam Hatip Okullarının öğrenci profili genel olarak kasaba ve köy mahrecli olup daha çok gariban aile çocukları bu okullara geliyordu. Dolaysıyla zor şartlarda okuyorlardı.

Okul idareleri ve öğretmenlerinde abartılı bir şekilde öğrenciye şiddet uygulama hastalığı vardı. 2000 öncesi orta öğretim mezunları, haklı ya da haksız yere okul hayatında şiddet gördüklerinden ne yazık ki bahsederler.

Osman Karateke ağabeyimiz İmam Hatipli yıllarını anlattığı bir yazısında hayatından da kesitler sunarak o günlere ait trajikomik anılarına yer verir. Buyurun birlikte okuyalım:
Ben, beş yaşında babasını kaybetmiş fakir bir köy çocuğu olarak Çorum'a bizzat gelip İmam Hatip Lisesi birinci sınıfa kaydımı yaptırdım. On üç, on dört yaşımdan itibaren hem çalışmak, hem de okumak zorundaydım. Lise yıllarımın çoğu tek odalı evlerde geçti. Odun ve kömür alacak durumum olmadığı için evde çoğu zaman soba da yanmazdı. Çoğunlukla soba da bulunmazdı ya.. Gece yatma vaktine kadar kahvelerde oturuyordum. Hatta sonraları sabahçı kahvelerinde sabahlayıp okula kahveden gider olmuştum. Okul disiplin kurulunca kahvede yakalanmaktan, gece ev yoklamasında evde bulunamamaktan ve sigara içmekten cezalar almıştım. Bazen öğretmenlerle kavga ettiğim de oldu.

Senenin birinde on beş tatilinden sonra tarih dersimize(ismi lazım değil) bir öğretmen geldi. Gelir gelmez daha derse başlamadan, hatta kendini bile tanıtmadan "195 Osman Karateke tahtaya gel" dedi. Saygıda kusur etmeden ceketimin düğmeleri ilikli bir vaziyette tahtaya çıktım. Bana üç soru sordu. Birini tam bildim, ikisini bilemediğimi söyledim. Hoca not defterine "0" yazdı. "Hocam böyle sözlü mü olur? Daha ilk dersimiz, bu neyin nesi?" dediğimde "sen, kabadayı geçiniyormuşsun, senin burnunu kıracağım" dedi. Bense, "hocam her şeye rağmen bana üç vermeniz gerekmez mi?" dediğimde bana hakaret etti. Ben de not defterini masadan kaptım, sıfırı üç yapacaktım ki beni arkamdan yumruklamaya başladı öğretmen. Bu esnada not defterini yırtıp geri dönerek hocayla kıyasıya kavgaya tutuştuk. İkimizin de ağzı burnu kan içinde kaldı. Bir arkadaşımız, müdürümüz Halis Bey'e haber vermiş. Halis Hoca sınıfa geldi. Bana hitaben "Osman yine mi sen?" dedi. Ben de "maalesef yine ben müdürüm" dedim. Olayı arkadaşlara sorup cevabı alınca tarih hocasının yüzüne "tuu sana, senden hoca olmaz" dedi.

Buna benzer bazı olaylardan sonra disiplin kurulu beni okuldan attı. Halis Bey beni odasına çağırarak durumu bildirdi. Ben de kendisine "benim okulda yerim kalmadı zaten, hepinize teşekkür ederim" deyip çıkarken, "hele otur" diyerek beni bırakmadı. "Okuldan atılma cezanı veto ediyorum, cezayı on beş gün uzaklaştırmaya çeviriyorum, uygulamasını da daha sonraki bir zamana bırakıyorum" dedi.

Bu arada bana "Osman bunları neden yapıyorsun" diye sordu. "Bana anlat" dedi.
Ben de "hocam bunca zamandır bana ilk defa bu davranışımın sebebi soruluyor" dedim. "Müdürüm benim evimde yakacak yok, soba yok, kahvede değil de sokakta mı kalayım. Bulunduğum ortamdan dolayı da sigaraya da alıştım. Hocam benim ayakkabımın altı delik, doğru dürüst elbisem yok. Bana bayram törenlerine katılacaksın emri verilince kendime acındıracağıma katılmayacağım diyor disiplin cezası alıyorum. Ben yaz dönemlerinde çalışarak okul dönemlerinde okuyan bir öğrenci iken, öğrencinin durumunu anlamaya çalışmayan, pedagojiden bihaber öğretmenlerin devamlı tahkir ve tahrikleri neticesinde ben ne yapabilirim? deyince "yazıklar olsun bize" dedi ve beni sınıfa gönderdi. (Bk. Çorum Şehit Erol Olçok Anadolu İmam Hatip Lisesi, İdrak Dergisi, Nisan 2018, Prof. Dr. Halis Ayhan özel sayısı, s.55)
Vefatı vesilesiyle Osman ağabeyimizin nereden nereye geldiğini gösteren bu hatırasını sizlerle paylaştık.

Allah rahmet eylesin. Mekanı ve makamı cennet olsun.

Ailesi, yakınları ve sevenlerine tekrar başsağlığı diliyoruz.
TEBRİK: 19 Nisan 2018 Cuma günü Berat Kandilini idrak ettik. Mübarek olsun. Mevla ümmet-i Muhammed'in birliğine ve dirliğine vesile eylesin.

H. Mustafa AKTAŞ
[email protected]
[email protected]