POLİTİKA

SP lideri Çorum’da konuştu: Barıştan yanayız ama...

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin Çorum’daki 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı.

Devlet Tiyatrosu’nda gerçekleştirilen kongrede konuşan Genel Başkan Arıkan, Türkiye’deki ve dünyadaki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Arıkan, "Çorum, sanayide kabına sığmayan, Anadolu’nun yükselen yıldızı olmaya aday bir şehir. Ama işler bu noktada böyle gitmiyor. 2024’te yaşanan kuraklık, bu yıl gelen zirai don, çiftçimizin belini büktü. Yüzde 50’ye varan, daha gazla oranlara varan verim kaybı yaşandı. Tarım arazileri bölünüyor, yapılaşma kontrolsüz. Bu gidişle Çorum’da tarım değil, toprak bitecek. Hayvancılıkla uğraşan kardeşimiz, yem fiyatlarına bakıp hayvanını zararına satıp meslekten çıkmak zorunda kalıyor. 150’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Çorum’un sanayi altyapısı yetersiz. Dijital dönüşümde maalesef Çorum eksik kaldı. Bu şehrin Hattuşa’sı, Alacahöyük’ü var. Ama turizmde ne rehber var, ne tanıtım var, ne altyapı var. Altyapı demişken, şu hızlı tren meselesini de bir konuşalım. Delice-Çorum Hızlı Tren Projesi’nden bahsediyorum. Yıllardır bu şehirde yaşayan, bu şehirde alın teri döken herkesin ortak bir beklentisiydi, acil bir ihtiyaçtı. Ama bakıyoruz ki mesele, ulaştırma yatırımı olmaktan çıkmış, büyük soru işaretleriyle dolu bir tabloya dönüşmüş. Ne oldu, 75 milyar lirayı bulan bir bedelle ihale yapıldı. Üstelik, kamuoyuna açık, rekabete dayalı, şeffaf bir süreçle yapılmadı, pazarlık usulüyle yapıldı. Sadece maliyet mi şaştı hayır arkadaşlar, zamanlama da şaştı" dedi.

"Çözüm mü arıyorsunuz, o zaman adres Ankara’dır, makam Gazi Meclis’tir"

Terör sorunun çözülmesi için adresin TBMM olduğunu kaydeden Arıkan, "Son günlerde ülkemizin geleceğini doğrudan ilgilendiren gelişmeler yaşanıyor. Kimisi ‘fırsat’, kimisi ‘tarihin dönüm noktası’ şeklinde nitelendiriyor. Fakat ne gariptir ki bu gelişmelerin detaylarını ne Meclis’te duyuyoruz, ne de yetkili kurumlardan dinliyoruz. Bir bakıyorsunuz, kritik bir açıklama İtalya’dan geliyor. Bir bakıyorsunuz, yeni bir gelişmeyi sosyal medya paylaşımlarından öğreniyoruz. Biz en başından beri şunu söylüyoruz; bu ülkenin en önemli meseleleri, gizli toplantılarda, yurt dışındaki masalarda, kapalı kapılar ardında yürütülemez. Çünkü biz bu filmi daha önce izledik. Sadece Oslo’da, sadece Kandil’de, sadece İmralı’da yürütülen süreçlerin nasıl bir hayal kırıklığına dönüştüğünü bu millet çok iyi biliyor. PKK’nın ’fesih’ açıklamasını büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Elbette barışın yanındayız. Terörün temizlenmesini biz de çok istiyoruz. Ama doğrusu biz bu açıklamaların aslında hiç de yabancısı değiliz. 1993’te dediler, barış gelmedi, 1995’te yine dediler, silah bırakmadılar, 1998’de, 2006’da, 2009’da ve en son 2013’te. Her defasında aynı cümleler. Ve şimdi 7. kez gün gündemde. Peki ne oldu önceki 6’sında? Barış mı geldi, silahlar mı sustu, şehit haberleri mi bitti, hayır. Bu nedenle biz, geçmişten ders çıkararak diyoruz ki ’yeni süreç’ diyorsanız, önce ’eski hataların’ olmayacağını garanti altına alın. Ayrıca illa çözüm mü arıyorsunuz, o zaman adres bellidir Ankara’dır, makam Gazi Meclis’tir, temsilci aziz millettir" şeklinde konuştu.

"Gündüz kuşağı programları niçin hala yayında niçin yasaklamıyorsunuz"

Gündüz kuşağı programlarıyla ilgili harekete geçilmesi gerektiğini kaydeden Arıkan, "Madem derdiniz toplumu ve aileyi korumak, soruyorum sayın yetkililer, o zaman gündüz kuşağı programları niçin hala yayında niçin yasaklamıyorsunuz? Her türlü ahlaksızlığı anlatan diziler niçin hala televizyonlarda niçin yasaklamıyorsunuz? Sosyal medya hesaplarını bir talimatla kapatanlar, muhalif kanallara milyon milyon ceza yazanlar, bu yayınları görmüyor mu? Bir de bu yılı ‘Aile Yılı’ ilan ettiniz. Aile yılında dişe dokunur bir icraat yapmak istiyorsanız? Buyurun, Halep ordaysa arşın burada. Başta kendi kanallarınız olmak üzere bu tarz programların hepsine son verin, biz de samimiyetinize inanalım. Öyle yalandan soruşturma uyarı kınama falan da istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

Gençler için sanal bahis ve kumarın bir tehlike oluşturduğunu ifade eden Arıkan, "Hatırlayacaksınız, 1997’de Milli Görüş iktidarı kumarhaneleri kapatmıştı. Çünkü hem aileye, hem topluma hem de gençlere zarar veriyordu. Hatta makinalara ‘tek kollu canavar’ benzetmesi yapılıyordu. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki o canavar tüm Türkiye’yi sarmış durumda. Her insanımızın, her gencimizin cebine bu kumarhaneler rahatça girebiliyor. Ve bunu engelleyecek tek bir adım atılmıyor. Bir nesil emekle değil, şansla kazanmanın hayaline hapsedildi. Bu da sadece ekonomik bir sorun değil, ahlaki bir çöküştür" dedi.