Mümin; Allah'a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, Allah'ın takdirine inanan kimsedir. Müslüman ise, bu imanla kendisini Allah'a teslim etmiş kişidir. O'nun ve Resulü'nün emirlerini farz bilip uymak, yasaklarını da haram bilip kaçınmak zorundadır. Kur'an-ı Kerim'de "Ey iman edenler, Allah'a ve Resulü'ne itaat edin. (Allah'ın ve Resulü'nün buyruklarını) bilmenize rağmen ondan yüz çevirmeyin." (Enfal:20) buyuruluyor.
Herhangi bir konuda görüş ayrılığına düştüğümüz zaman, çözüm Allah ve Resulü'nün koyduğu prensiplerdedir:
"Ey iman edenler, Allah'a itaat edin. Peygamberlere ve sizden olan ülülemre (idarecilere)de itaat edin. Eğer bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz (ve de) Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah'a ve Resulü'ne döndürün (onların talimatlarına göre halledin). Bu, hem hayırlı hem de netice bakımından daha güzeldir." (Nisa:59).
Peygamberlerin görevi, Allah'dan gelen vahyi yani emir ve yasakları insanlara duyurmaktan ibarettir. Müminin görevi de duyup itaat etmektir:
"De ki; Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz biliniz ki, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini) yapmak, sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber'e düşen, sadece açık seçik duyurmaktır." (Nur: 54)
"Aralarında hüküm vermesi için Allah ve Resulü'ne davet edildiklerinde, müminlerin sözü, ancak "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa ermiş olanlardır." (Nur-51)
Alysa suresinin 65. Ayetinde de müminlerin aralarında çıkan ihtilafta mutlaka Allah ve Resulü ne diyor diye sormaları, sonra da Allah ve Resulü'nün emirlerine yani ayet ve hadislerde geçen hükümlere uyma yükümlülüklerine kesin işaret vardır.
Bu noktada ayetlerin kesim hükümlere ortadayken kimse Allah'ın emirleri bize yeter, Resulü'nün hadislerine gerek yok diyemez. Öncelikle Hz. Muhammed (sav) İslamı ve Kur'anı ümmetine tebliğ etmiş ve onu örnek şahsiyet olarak en güzel şekilde yaşamıştır. "Allah'ı ve ahiret gününü umanlar, sizin için Allah ve Resulü'nde en mükemmel örnek (üsue-i hasene) vardır." (Ahzap-21)
Bu örnekten yararlanabilmek için şu ayetlere de uymak gerekir:
"Resul size ne verirse onu alınız. Sizi nehyettiği şeylerden de vazgeçiniz." (Haşr-7)
"Kim Resul'e itaat ederse (emirlerine uyarsa) Allah'a itaat etmiş olur." (Nisa-79)
"De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da siz sevsin ve sizin günahlarınızı yarlığasın." (Al-İmran 31)
Zira Hz. Peygamber (sav) kendiliğinden bir şey söyleyemez, hüküm koyamaz: "O kendi arzusuna göre söylemez. Onun sözü, kendisine vahyolunandan başka bir şey değildir." (Necm-3-4)
Allah ve Resulü'ne inanmış kullar olarak bizim görevimiz; Allah'ın ve Resulü'nün emirlerine uygun yaşamak, yasaklarından kaçınmaktır. Bizim için en güzel örnek olan Hz. Muhammed Mustafa (sav)i hayatımızda rehber edinerek yaşantımızı sürdürmeye çalışmaktır. Zira bizim için kurtuluş reçesinde bunlar vardır.