Yıl 1980… Çorum olaylarının gergin günleri.
Bulanık hava, kargaşa ortamı her türlü kötülük için zemin hazırlar. Çorum olayları gibi kargaşa ortamında nelerin yapılabileceğini kestirmek zordur. O günler birilerine diş bileyenler için kaçırılmayacak fırsattır. O dönemde buna benzer pek çok olay anlatılmıştı. Şehir efsanesine benzeyen birini de kayınpederimden dinlemiştim.
Kayınpederim çarşıya gitmek için evden çıktığı sırada bakmış ki komşusu Necip, birinin yakasını toplamış, başlamış vurmaya. Acele koşup bunları ayırmış. Necip:
-Reşat Efendi, bırak şu herifi. Bugün onu öldüreceğim.
Kayınpederim:
-Yapma Necip, elin adamının ne suçu var. Bırakalım gitsin, derken karşısındaki Mehmet Ş.'de oradan epeyce uzaklaşmıştı.
-Neydi derdin? Kimdi o?
Necip'in öfkeden eli ayağı titriyor.
-O, babamın katili. Bıraksaydın hesabını görecektim.
-Otuz yıldan fazla oldu. Bu herif, o zaman köy bekçisiydi. Babamı köy dokuzlusuyla öldürdü.
-O zaman yakalanamadı mı?
-Yakalandı ama…
-Ceza yemedi mi?
-Yese ne olacak ki?!.. Birkaç yıl yattı, çıktı. Şimdi hiç suç işlememiş gibi gözümün önünde dolaşıyor.
-Tamam da onu öldürmek için niye bugünü seçtin?
-Çorum olayları da vay ya… Kimin kimi niye öldürdüğünü bilemezler. Katilini de bulamazlar. Kim vurduya giderdi. Ben de intikamımı almış olurdum.
Evet, gerekçe tamam, tezgah hazır.
-Buna kan davası derler…
-Ben işi bitirseydim de ne derlerse deseydiler. Reşat Efendi, sen beni engelledin. Keşke karışmasaydın.
Kayınpederim, bu olayı defalarca anlatmıştır. Evet, Necip'in anlattıkları tamamıyla doğruydu. Köydeyken bu olayların olduğunu tüm detayıyla rahmetli babamdan da duymuştum.
Yıllarca sonra unutulmayan intikam hırsı, Necip'in kalbinde derin yaralar açmış. Unutayım dese de unutamamış. Uygun ortam aramış. Çorum olayları, böyle intikam hırslarının depreştiği dönemlerdi. Ben bunlarda yalnız birini duydum. Ama duyulmamış nice olaylar, bu kargaşa ortamında işlenmiş olabilir. Böyle dönemler, gerçeklerle şehir efsanelerinin birbirine girdiği günlerdi.
Gitsin de gelmesin öylesi günler. Bize huzur ve barış lazım. Rabbim bizleri böylesi huzursuzluklardan korusun.
Bu, bir şehirde cereyan eden bireysel bir olay. Ya bu milletin karşı karşıya kaldığı soykırım olursa buna ne demeli. Günümüzde Gazze'de Yahudi saldırısında anasını, babasını, kardeşlerini, eşini ve çocuklarını kaybeden bir kişinin intikam duygusunu nasıl tarif edersiniz? Burada tarifi imkansız bir kinle yaşayacak olan bu insanlardan ne zaman ne ortaya çıkacak?.. Bunu kestirmek imkansız. Filistinlilerin şimdiki öfkesi 75 yılın birikimi… Bundan sonrası ise tufan…