Günümüzde Hıristiyan Dünyasındaki ve İslam Dünyasındaki mezhep ayrılıkları, tüm ayrıntılarıyla bilinmektedir. Hıristiyan dünyasında inanç farkları nedeniyle kiliselerin birbirlerini nasıl afaroz ettiklerini duymayan kalmamıştır. Batı dünyasındaki reform hareketlerinin temeli, mezhep ayrılıklarına, hatta kilise ayrılıklarına dayanmaktadır.
İslam dünyasında dini eğitim kurumlarında okutulan Kelam dersinin ana konusu itikadi mezheplerin ortaya çıkışı ve mezhepler tarihidir. Mesela İran ile diğer İslam ülkelerindeki fikir ayrılığı da mezhep farklılığına dayanmaktadır.
Ancak Yahudi dünyasındaki inanç tartışmaları ve ayrılıkları pek ele alınmamıştır. Ya da sadece akademik düzeyde kalmıştır. Bu nedenle tüm dünya; Yahudileri birlik içinde yaşayan, aralarında hiç görüş ayrılığı olmayan bir topluluk olarak bilir. Aralarında olsa olsa siyasi görüş ayrılıkları vardır, sanarız. Oysaki Yahudi mezhepleri arasındaki görüş farklarının tespitine ihtiyaç vardır.
Yaşar Kutluay, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne asistan olunca hocası Prof. Yusuf Ziya Yörükan'ın da teşvikiyle Yahudi mezhepleri konusunda tez hazırlamaya karar vermiş. Duyduğumuza göre tezini İsrail'de hazırlamış. Orada her mezhebin farklı sinegoglarının olduğunu öğrenince her birini ayrı ayrı ziyaret etmiş. Kendilerinin inanç ve düşüncelerinin yanı sıra diğer sinegoglar ve hahamlar hakkındaki düşüncelerini de anlamaya çalışmış. Yahudiler arasında inanç ve düşünce birliğinin olmadığını görünce bunun boyutlarını tespit etmeye başlamış. Böylelikle "Yahudi Mezhepler Tarihi" adlı eserini hazırlamış. Buna İslam mezheplerini de katarak 1965 yılında "İslam ve Yahudi Mezhepleri" adıyla yayınlamıştır.
Biz Konya Yüksek İslam Enstitüsü'nde öğrenciyken hocamızın o kitabındaki İslam Mezhepleri bölümünü Mezhepler Tarihi dersinde okumuştuk. Ama o sene hoca, Konya'ya hiç gelmemiştir.
Yanlış hatırlamıyorsam 1972 Mayıs ayında Haziran sınavlarına hazırlandığımız sırada akşama doğru sınıfta ders çalışıyorduk. Yanımızda bulunan küçük radyodan haber ve müzik dinliyorduk. Bir gün şöyle bir haber geçti: "Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Yaşar Kutluay ve beş arkadaşı, Antalya açıklarında kayıkla dolaşırken kayboldu. Bütün aramalara rağmen bulunamadı…"
Haber, önce basit bir olay gibi geldi. Sonra Konya Yüksek İslam Enstitüsü'nde Dinler Tarihi hocası olarak da görev yapan Yaşar Kutluay'ın kişiliğini ve Siyonistlerle mücadelesini öğrenince işin çehresi değişti. Hoca, o yıl "Siyonizm ve Türkiye" adlı eserini yayınlamış, "Siyonistlerin Dünya Siyaseti" adlı eserini hazırlıyormuş. İsrail'den ve masonlarından çok tehdit alıyormuş. Kitaptan vazgeçmesi karşılığında profesörlük, dekanlık, hatta rektörlük bile vaat etmişler. Vazgeçmeyince "Bunu canınla ödersin" diyerek tehdit etmişler.
Akdeniz'de kaybolmasından sonra hocanın kardeşi ve eşinin açıklamasına göre İsrail'e kaçırılıp zindana tıkılmış. Bir daha haber alınamamış.
Aslında günümüzde Yaşar Kutluay hocamızın eserinde tespit etmiş olduğu mezhep ve fikir ayrılıklarından hareket ederek Siyonist Dünyayı yeniden ele almak lazım. Zira Kur'an-ı Kerim'de Yahudiler arasındaki ihtilafların kıyamete kadar süreceğine işaret vardır:
"Biz, onların (Yahudilerin) arasına kıyamete kadar sürecek kin ve düşmanlık salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirirlerse Allah, onu söndürmüştür. Onlar, yeryüzünde bozgunculuğa çaba harcarlar. Allah, bozguncuları asla sevmez." (Maide-64)
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, bu ayetin tefsirinde Yahudilerin hiçbir zaman hakiki bir kuvvet ve izzet bulamayacaklarını vurgular.
Son olaylarda da umduklarına ulaşamayacaklarını anlayınca başbakan ordu kumandanlarını, onlar da siyasileri suçlamaya başladılar. Farklı düşünen hahamlar ve taraftarları da sokaklara dökülüp gösteri yaptılar. Bu fikir ayrılıkları, dalga dalga dünyaya yayılma istidadı gösteriyor.
Tarih, onların başarılarını yazdı. Artık hezimetlerini, yok oluşlarını yazacaktır. Asıl vatanım diyerek senenin yarısını İsrail'de geçiren çifte vatandaşlık sahibi Yahudiler, iyi düşünmek zorundalar. Doğdukları ve doydukları yurtlarına geri döndükleri zaman Büyük İsrail ve Büyük Orta Doğu sevdasını hayallerinin çöplüğüne görmeyi başarabilmeliler.