Eğitim Sen Çorum Şubesi Yürütme Kurulundan yapılan açıklamada LGS tartışmalarına dikkat çekildi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 12 Temmuz 2025 tarihinde açıklanan Liselere Geçiş Sınavı (LGS) sonuçlarının, Türkiye eğitim sisteminin derinleşen çok yönlü yapısal krizlerini bir kez daha gün yüzüne çıkardığının belirtildiği açıklamada, “Her yıl olduğu gibi bu yıl da yüz binlerce öğrenci, eşitsiz koşullarda bir sınava sokulmuş; sıralanmış, elenmiş ve kategorize edilmiştir. Bu sınav, çocuklarımızın gelişimini esas alan pedagojik bir araç olmaktan ziyade, neoliberal eğitim politikalarının ürünü olan rekabetçi ve seçici sistemin ideolojik bir tezahürüdür. LGS yalnızca bir sınav değil, aynı zamanda toplumsal sınıfsal, bölgesel ve kültürel eşitsizliklerin yeniden üretildiği bir mekanizma haline gelmiştir. Elde edilen sınav puanları, öğrencilerin bilgi ve yeteneklerinden çok, ailelerinin ekonomik durumu, yaşadığı yer, gittiği okul ve sosyal çevresinin bir yansımasıdır. Özel ders, kurs ve özel okul gibi maliyetli kaynaklara erişebilen öğrencilerin avantaj sağladığı bu yapı, eğitimi bir hak olmaktan çıkararak ayrıcalıklı bir imkana dönüştürmektedir” denildi.
13-14 yaş aralığındaki çocukların yalnızca bir sınavla “başarılı” ya da “başarısız” olarak etiketlenmesinin, sadece pedagojik değil, aynı zamanda etik olarak da ciddi bir sorun olduğunun ifade edildiği açıklamada, Eğitim; yarışmaya değil dayanışmaya, rekabete değil birlikte öğrenmeye dayanmalıdır. Bugünkü sınav sistemi, öğrencileri yalnızca test çözen bireyler haline getirmekte; öğretmenleri performans baskısı altında ezmekte; okulları ise “başarılı” ya da “başarısız” diye sınıflandırmaktadır. Özellikle yoksul bölgelerdeki okullar bu sınav aracılığıyla sistematik biçimde dışlanmakta ve öğretmenler ile öğrenciler haksız biçimde damgalanmaktadır. Bu yıl da LGS sonuçlarının açıklanmasının ardından kamuoyunda sınavın güvenliğine ilişkin ciddi soru işaretleri ortaya çıkmıştır. Bazı öğrencilere aynı soruların önceden ulaştığı, belli okullarda tam puanların olağandışı biçimde yoğunlaştığı, soru kitapçıklarının sosyal medyada dolaşıma girdiği yönündeki iddialar dikkat çekicidir. Bu gelişmeler, sınav güvenliğine olan kamuoyu güvenini sarsmaktadır” ifadeleri yer aldı.
Eğitimin sınav odaklı değil, hak temelli ve kamusal bir anlayışla yeniden yapılandırılması gerektiğinin belirtildiği açıklamada talepler şu şekilde sıralandı:
“LGS sonuçlarına ilişkin şaibe iddialarını ortadan kaldıracak ve kamuoyu vicdanını rahatlatacak şeffaf bir soruşturma acil olarak başlatılmalıdır. Ayrıca LGS kaldırılmalı, yerine öğrencilerin çok yönlü gelişimini temel alan, yönlendirme ve rehberlik temelli bir yerleştirme sistemi oluşturulmalıdır. Eğitim, parasız ve kamusal bir hak olarak tüm çocuklar için anayasal güvence altına alınmalı; özel okul teşvikleri sona erdirilmeli, kaynaklar devlet okullarına yönlendirilmelidir. Eğitimdeki bölgesel ve sınıfsal eşitsizlikleri giderecek yapısal reformlar hayata geçirilmeli; öğretmen atamaları, okul donanımları ve müfredat eşitlik ekseninde yeniden düzenlenmelidir. Başarı ve sınav merkezli anlayış terk edilmeli, çocukların psikolojik, sosyal ve pedagojik gelişimlerine öncelik veren bütüncül bir sistem kurulmalıdır. Eğitim politikaları demokratik ve katılımcı biçimde şekillendirilmelidir. Sınav sistemi, müfredat ve okul türlerine dair kararlar; öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin aktif katılımıyla alınmalıdır.”