Demokrat Parti (DP) İl Başkan Ahmet Damar, PKK terör örgütünü Kürt kökenli vatandaşların hamisi yapma teşebbüslerine ve milletin barış ile aldatılmasına karşı çıkacaklarını belirtti.
Türkiye’nin, dün, kuruluş ve kurtuluş döneminde olduğu gibi bugün de etnik bölücü siyaset onu besleyen Sevr gayreti ve bunun nihayetinde ortaya çıkan terör ile mücadele ettiğini belirten DP İl Başkan Ahmet Damar, “Ülkemizin kırk yılı aşkındır başına musallat olan problem sadece 'terör’ değil terörü araç olarak kullanan etnik bölücü siyasettir. Kırk yılı aşkın süredir ülkemizi bölmek, bununla da kalmayıp komşu ülkelerde yaşanan çöküş sonrası istikrarsızlıklardan yararlanarak o ülkelerden bölünecek bölgelerle birleşmek gayesi ile askerimize, polisimize, korucumuza, öğretmenlerimize, köylümüze, kundaktaki çocuklara kurşun sıkan, en çok da Kürt kökenli vatandaşlarımıza zulmeden PKK, yakın zamanda iktidar destekli büyük bir propaganda ile 'silah' bıraktığını ilan etmiştir. Ancak bilinmelidir ki PKK'nın da dahil olduğu bilinen bir 'üst yapı' olan KCK, ülkemizin güvenliği için Batı'dan aldığı rol ve lojistik destekle tehdit unsuru olan Suriye'deki terör örgütü PYD ve bölgede hedefleri doğrultusunda varlık gösteren diğer silahlı örgütler silah bırakmadıkça, propaganda için yakılan üç, beş silah bir anlam ifade etmeyecektir. Bu yeni süreci yürüten, PKK'lılarla el sıkışan, 2023 sürecinde aslında kendi masalarının altında sakladıkları siyasi yapıyı masanın başına oturtan, yetmezmiş gibi bebek katiline "kurucu önder" diyenler, 2023 seçimlerinde altılı masanın sağında solunda PKK olduğunu söyleyen, bebek katilini serbest bırakacak olmakla Millet İttifakını itham eden AKP ve MHP'dir” dedi.
Terörist başı Öcalan'ın 'barış çağrısı' diye lanse edilen açıklaması ve sonrasında AKP/MHP/DEM eliyle yürüyen sürecin, etnik bölücü siyaset cephesinden bir stratejik manevra, AKP iktidarı cephesinden ise geçmişte başta çözüm süreci denen planda olduğu gibi aslında kaybettiği oyları başka sahalardan geri kazanma teşebbüsü olduğunu iddia eden Ahmet Damar, “Bu adı konulamayan 'süreç' AKP sözcüleri tarafından aksi iddia edilse de 'kayıt ve şarta bağlı' müzakere süreci, yeni Anayasa ile zaman ayarlıdır. Etnik bölücü hareketlerin nihai programı değişmez. Değişen uluslararası ve bölgesel şartlar dolayısıyla artık kirlenmiş ‘PKK’ adı altında sürdürülemez noktaya gelmiş etnik bölücü siyasetleri bir ileri evreye geçirilerek sürdürülecektir. Türkiye sınırları içinde teknolojik gelişmelerle birlikte güvenlik güçlerimizin alan hakimiyetini sağlaması ile etkisizleşen PKK, özellikle iç savaş sebebiyle Suriye'de oluşan iktidar boşluğu neticesinde ABD gözetiminde otonom bir alan inşa etme fırsatı yakalamasıyla stratejik odaklanmasını Suriye'ye kaydırdığı bir dönemde bu süreç başlamıştır. Bu gerçekler ortadayken iktidar yalnızca Erdoğan'ın ‘bir dönem daha'sı için bir strateji geliştirmiş, uygulamaya koymuş, kendi geleceğinin hesabını yapmıştır” ifadelerini kullandı.