İnsanlık tarihi; Allah'a iman edenlerle inkârcılar arasında geçen mücadelelerle doludur.  Hak ve batıl mücadelesi Allah dostları ile şeytan dostları arasında devam ede gelmiştir. Peygamberler döneminde bu mücadelenin önderliğini Allah'ın elçileri yürütürken, Hz. Muhammed'den  sonra  bunu  evliyaullah dediğimiz Allah dostları yapmıştır. Bunlardan biri de Akşemseddin Hazretleridir.  
Osmanlı'nın yükselme döneminde yaşamış olan Akşemseddin hazretleri: İstanbul'un manevî fatihi unvanını kazanmış, Peygamber efendimizin müjdesine nail olmuştur.   Hacı Bayram-ı Velî'nin halifesi, Fatih'in hocası, devrin tanınmış mutasavvıfı, âlim, tabip ve şair olan Akşemseddin,  diğer ismiyle Ak Şeyh Şam'da 1389'da doğmuştur. 
Babasının adı Hamza'dır.  Şeyh Hamza'dan onun babası Şeyh Hacı Ali'den, onun babası Şeyh Hediyyetullah'dan ve onun babası Şeyh Şihabûddin Sühreverdi'den bahsedip rahmetle anıyoruz.  Bu silsile itibariyle Akşemseddin'in soyu halife Hz. Ebu Bekir'e dayanmaktadır.  Çorum-Osmancık kazasına yerleşmiş,  Amasya ve Osmancık medreselerinde  müderrislik payesi almış, bir süre  İskilip'te  yaşamıştır.
Akşemseddin hazretlerinin başta gelen eserleri: Risaletü'n- Nuriyye ile Makâmâtü'l- Evliyâ'dır.   Enisi'nin: "Menakıb-ı Akşemseddin" adlı eseri Akşemseddin'in hayatını yazan araştırmacıların başvuru kaynağı olmuştur. 
Akşemseddin'in en önemli eserlerinden biri, Risaletü'n-Nûriyye olup  ilk yazdığı eseridir.  Bu eser Hacı Bayram-ı Velî ve müritlerini destek maksadıyla yazılmıştır. Akşemseddin'in "Taife-i Nûriye" adını verdiği bu kitap sufîlerin tasavvufî ahlak ve adabını anlatan bir eserdir.  "Def'u Metaini's-Sûfiyye" kısaca: "Def'u Metâin" olarak da anılan bu eser,   Arapça olup,  İstanbul'un fethinden bir yıl önce yazılmıştır.  
Akşemseddin hazretleri: Risâle-i fi Kavli'l-Müteşeyyihi't-Tâ'in İbn    Fahreddin" adlı eserin dua bahsinden sonra, mutasavvıflar için şu sözleri söylemiştir: "…Sahabenin yolunu takip eden arifin ve sıddıkîn taifesinden olan tasavvuf ehlidir. Bunların takip ettiği yol herkesin takip edemeyeceği yoldur. Halleri yüce, meşgul oldukları ilim ilimlerin en güzelidir. Tasavvufu tanımayan, hakikatlerden nasibini almayandır." 
Makamât-ı Evliya: Akşemseddin'in Türkçe olarak kaleme aldığı eseri olup evliyaların makamlarından bahsetmektedir. Akşemseddin: eserin girişinde, rüyasında Hz. Muhammed'i gördüğünü, kendisine evliya makamlarını gösterdiğini, bu sebeple kitaba "Makamât-ı Evliya" adını verdiğini belirtmiştir. 
"Risâletü'd-Dua Dua" risalesi olarak bilinen eserinde: tövbe, tövbenin adabı ve faziletlerinden bahsedilmektedir. Ayrıca Akşemseddin'in tarikat silsilesi verilmiştir.  
Mâddetü'l-Hayat: Akşemsettin'in tıp ilmine dair yazdığı eseri olup tıp'dan ziyade eczacılık kitabı özelliği taşımaktadır. Eser,  ruhsal ve bedensel tedavilerde kullanılan ilaçları bir araya toplamak amacıyla yazılmıştır.  
Cevapnâme:  Fatih Sultan Mehmed Han'ın, Uzun Hasan üzerine giderken,  gördüğü bir rüyanın cevabı olarak kaleme alınmıştır.
Mektubat: Akşemseddin'in mektuplarından oluşan bir eser olup, Türkçe yazılmıştır. Birinci mektup İstanbul kuşatmasının başlarında ordunun motivasyonunu artırmak amacıyla yazılmıştır. Akşemseddin'in bu eserlerinin dışında şiirleri de bulunmaktadır. Eserlerinde tasavvufî kavramlar çok kullanılmış, mutasavvıfların görüş ve düşüncelerine yer verilmiştir.  Türk-İslam dünyasında önemli bir yeri olan Akşemseddin hazretlerini rahmetle anıyoruz.