Kur'an-ı Kerim’in biz insanların kurtuluşu için geldiğini düşündüğümüzde, hayatımızda eğer Allah’ın Kelamı Kur'an-ı Kerim gereği gibi yer eder, Kitabullah bizi kıymetli ve faziletli kılacak kadar bizim şahsiyetimizde, kişiliğimizde, ailemizde, işimizde, hayatımızda yer bulursa, bizim Rabbimiz katında Kur'an Kerim’in hatırına değerimizin çok büyük olacağı aşikârdır. Kur'an-ı Kerimle meşgul olan ve o Kelamı hayat nizamı haline getirenlerin Kur'an-ı Kerim adına yaptıkları her güzel işin karşılığının bir ömre bedel olan bin aydan hayırlı olacağı haber verilmektedir. Kur'an-ı Kerim eşkıyayı evliya yapan bir kitaptır.
Kur'an-ı Kerim dağa geldi, dağ Nur dağı oldu. Şehre geldi Mekke'yi Mükerreme oldu. Mükerrem (saygıya layık değerli, faziletli anlamlarına gelmektedir)
(Yesrib Medine'nin eski ismi, anlamı kötü, nahoş yer demektir) Kur'an-ı Kerim Yesrib’e geldi medeniyet şehri ve nurlanmış şehir anlamına gelen Medine'yi Münevvere oldu.
Kur'an-ı Kerim insana (sav) geldi, O insan Rasulullah oldu. Yüce Allah ın en sevdiği anlamında Habîbullah (sav) oldu. Kim Kur'an-ı Kerim’in kendisine geldiğini kabul edip kitaba sarılırsa Allah ın en sevdiği ve en değer verdiği kişi olacaktır.
Kur'an-ı Kerim bir aya gelirse o ay on bir ayın sultanı olur. O ay Kitabullahta övgüyle yer alır.
Kur'an-ı Kerim çöle geldi çölü bereketli kıldı. Dünyaya geldi yaşanır hale getirdi.
Kur'an-ı Kerim bulunduğu ortamı değerli kılacak bir değerler ve faziletler bütünüdür. Sıradan bir dağ, gece Kitabullah hatırına değer kazanıyorsa; iman sahibi en değerli varlık olan insanda elbette Kur'an-ı Kerimle meşguliyetine göre, Kitaba olan teslimiyeti oranında Yüce Allah katında değer kazanacaktır. Peygamber Efendimiz (sav) Hayatında Kur'an’dan bir parça olmayan insan harabe bir ev gibidir, buyuruyor.
Furkan suresinde Yüce Allah kıyamet gününde Rasulullah Efendimizin Kur'an-ı Kerimi terk edenler için Allah’a şikâyette bulunacağı uyarısı haber verilmektedir. "Rasul diyecek ki ya Rabbi bu ümmetim benden sonra bu Kur'an-ı terk ettiler."
Sahabeden Abdurrahman bin Said Peygamberimizden (sav) bir hadisi şerif anlatıyor. Allah (cc) size Kadir Gecesi dünyaya sizin kurtuluşunuz için sağlam bir ip gibi Kitabını gönderdi. Kim o Allah’ın ipine (Kitabına) sarılırsa dünya ve ahirette kurtuluşa erişecektir.
Kur'an-ı Kerim ramazanın son on gününde geldiğine göre insanları cehennemden kurtarmak için gelmiştir. Peygamberimiz ramazanı tarif ederken "evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azabından kurtuluş" olarak tarif etmiştir. Kadir gecesi ramazanın son on gününde yer aldığına göre, Yüce Kitabımız Kadir gecesi gelmeye başladığına göre; Kitabullah insanları cehennemden kurtarmak için gelmiştir.
Kadir gecesi bin aydan hayırlı olduğuna göre kim Allah’ın kitabına sarılırsa seksen dört senesini kurtarmış olacağı gibi; seksen dört senesini garanti altına almış olacaktır. Bir Müslüman şunu düşünmek zorundadır. Yüce Kitabımız 84 seneyi kurtarmayı garanti ediyor. Müslüman Kur'an-ı Kerime yönelir, yüceliğine sığınır; gereği gibi Yüce Kelamla amel ederse 84 yılını kurtarmış olacaktır. Bu insan 84 yıldan az yaşarsa 84 yıl yaşayıp fazilet kazanmış gibi Rabbinin huzuruna gidecektir ki mükafatı da buna göre olacaktır, büyük bir lütuf ve ihsandır. Eğer Müslüman 84 yıldan fazla yaşarsa 84 yıl ve fazladan kendi kazandığı sevap ve faziletlerle Rabbinin huzura gidecektir. Yani Müslüman Kur'an-ı Kerimle beraber oldukça her zaman kazançlı çıkacaktır. Kur'an-ı Kerime tabi olan kesinlikle kaybetmeyecektir, çünkü Kur'an-ı Kerime tabi olan ayetin (fatır suresi) ifadesiyle batmayan ve zarar etmeyen bir ticaret yapmıştır.
Garantilenen 84 yıl bir defaya mahsus değil, her zaman geçerlidir. Yani Müslüman hayatını Kur'an-ı Kerime göre yaşamaya gayret ettiğinde 84 yıllar kazançlı olacaktır. Çünkü Kitabımız kendisi ile yakın dost olanları bir ömre bedel faziletlerle Rabbimizin huzuruna hazırlayacaktır.

Cafer KARA
Hafız-Din Görevlisi
[email protected]