EHDEBÜ'L ESFÂR
(Uzun Kirpiklere Na't)

1. Dilâ her biri bir serv-i revandı
Uzun kirpikleri Far-i Cihânın
Ne servi rişte-i cân-ı cihandı
Uzun kirpikleri Fahr-i Cihânın

2. Sihâmı kudrete bak Allah Allah
Cihâne rahneler açmakta her gâh
Hucûm etti ol uşşâka nâgah 
Uzun kirpikleri Fahr-i Cihânın

3. Ana fıtrat ne hoş vermişti endâm
Ki halkı itmek içün kendüne râm
Sanasın her biri bir seyf-i samsam
Uzun kirpikleri Fahr-i Cihânın

4. .İkişer saf sağda solda asker
Durupdur her biri san bir gazanfer
Otağın kurmuş 'arşa hem serâser
Uzun kirpikleri Fahr-i Cihânın

5. Sıravâri dizilmiş cümle müjgân
Bir nöbetçi vâri sanki derbân
Mübarek gözlere olmuş nigehbân
Uzun kirpikleri Fahr-i Cihânın

6. Yakar âşıkların bağrın serâser
Söker âriflerin cânını yekser
Olubdu her biri satvetle server
Uzun kirpikleri Fahr-i Cihânın

7. Hatip idi o kirpikler demâdem
Çıkıp ol minbere hüsnünde her dem
Okurdu sûre-i Yûsuf ile Meryem
Uzun kirpikleri Fahr-i Cihanın

8. Bakışta her biri bir tîğ-ı garrâ
Veya canlar söken seyf-i mücellâ
Delen bu Kadri'nin bağrın serâpa
Uzun kirpikleri Fahr-i Cihânın

67. Uzundu tîr-i müjgân-ı nebînin
Siyah saçı gibiydi hûr-i a'ynın

68. Kara kirpik mi sandın anı her dem
O sürme sürme-i mi'raç idi hem

CİHANIN ŞAH DAMARI 
UZUN KİRPİKLER
1. Ey gönül, Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed Mustafâ (sav)'nın uzun kirpiklerinin her biri selvi boylu sevgili gibi -hayır ne selvisi- onun uzun kirpikleri cihanın can ipliği, şah damarıdır.
İslâmi Türk Edebiyatı'nda sevgilinin kirpikleri şekil benzerliğinden yaralanılarak oka benzetilmiştir. Hz. Peygamber (sav)'in kirpikleri "kalk ve insanları uyar" anlamındaki "kum fe enzir"83 âyet-i kerîmesi'nden ilham alınarak inanmayanlara atılan oklar olarak ya da bu beyitte görüldüğü gibi insanlığın şahdamarı olarak nitelendirilmiştir.
2.    Allah Allah! Fahr-i Cihân Efendimiz (sav)'in uzun kirpikleri, Yüce Allah (cc)'ın (cc) kudret oku olmuş her an cihanda gedikler açmakta, âşıkların gönüllerine ansızın hücûm etmektedir.
3.    Cenâb-ı Hakk (cc), Muhammed Mustafâ (sav)'nın kirpiklerine ne güzel bir biçim vermiş, halkı kendine bağlayıveriyor. Fahr-i Cihân'ın kirpiklerinin her biri sanki bir 'Samsam' kılıcıdır.
Hz. Peygamber (sav)'in kirpik okları, peygamberliğini tasdik etmeyenleri korkutan ve akıbetlerini anlatarak onlara hatırlatan "kum fe enzir" âyetiyle anlatılır. İnanmayanlara bu oklar "Samsam" kılıcı gibi hücûm eder. Samsam, pehlivan-ı Hicaz Amr bin Ma'd-i Kerîb'e atasından yadigâr kalan kılıçtır ki yıldırım parçasından yapılmıştır. O kılıcı Süleyman Peygamber zamanında bir üstat yapmış o üstadın adına Samsam derlermiş onun için o kılıca da Samsam denirdi84. Onu Yemen sultanları bulmuş, acayip bir kılıç yapmışlardı Bu kılıca haftada bir yeni kın gerekirdi Öyle keskindi ki haftada bir kınını yerdi. Bir kimsenin bir suçu olsa onun başına dikilir, kimse elini sürmrden o suçluyu ikiye biçiverir baştan ayağa deler geçerdi, yedi karış uzunluğunda idi. O kılıcı Amr b. Ma'd-i Kerib'den başka kimse kullanamazdı. Bu kılıcı Halife Hz. Ömer (ra)'e çok methetmişler, O da görmek için Medine'ye gönderilmesini istemiş. Kılıç gelip de testere dişli çentik çentik yüzlü olduğunu görünce Amr'a şu haberi göndermiş. "Biz sizden herkesin methettiği kılıcı istedik, sen ise bize kör bir kılıç göndermişsin, iade etmeyeceğimizden mi korktunuz." Amr şu cevabı vermiş: "Ya Emirü'l-Müminîn! O gördüğün kılıç herkesin methettiği kılıçtır. O kadar düşman öldüren bir demir parçası değil benim bileğimdi, isterseniz bileğimi de kesip göndereyim."85
4. Hz. Peygamber (sav)'in kirpikleri 'arş'a baştanbaşa otağ kurmuş sağda ve solda sıra sıra arslanlar gibi ikişer saf halinde durmaktadırlar.
5. Fahr-i Cihan Efendimiz (sav)'in uzun kirpikleri O'nun mübarek gözlerine bir bekçi, bir muhafız gibi sıra sıra dizilmiş durmaktadır.  
6. Fahr-i Cihan Efendimiz (sav)'in uzun kirpiklerinden her bir kirpiği güçlü bir komutanmış gibi âşıkların bağrını yakar, ariflerin canını baştanbaşa sökerdi.
7. Peygamberimiz Muhammed Mustafâ (sav)'nın uzun kirpikleri O'nun güzel yüzünde öyle güzel dururdu ki minbere çıkıp da Yusuf ve Meryem Sûrelerini okuyan bir hatip gibiydi.
Şairin bu dörtlükte Resûlulah (sav)'ın kirpiklerini mimberde Yusuf ve Meryem sûrelerini okuyarak halka hitap eden bir hatibe teşbih etmesi önceki kıtalarda komutan muhafız bekçi benzetmelerinden biraz daha farklıdır. Hz. Yusuf (as) güzelliğin, Hazreti Meryem (ra) de iffetin timsalidir. Yusuf Sûresi'nde Allah (cc)'ın insan hayatı üzerindeki nüfûz edilemez yönlendirmesi -olacak olan hüküm yalnız Allah'a aittir- ana fikri işlenmektedir. Meryem Sûresi'nde ise Tevhîd inancını yerleştirmek amacıyla bazı Peygamberlerin haberleri,  Hazreti İsa (as) ve Meryem (ra) ile ilgili kıssalar anlatılmaktadır. Türk İslâm Edebiyatı'nda güzelliğin timsali olan Yusuf Peygamber (as), sevgiliyi övmek için çeşitli mukayeselerle ele alınır. Ancak Yusuf (as)'ın güzelliği Hz. Peygamber (sav)'in güzelliğinin yanında ikinci planda kalır. Hz. Muhammed (sav)'in bir bakışının bin Yusuf'u kul alacak özellikte bulunduğu, O'nun baha biçilmez güzelliği yanında Yusuf (as)'un bedeli ödenerek alınmış bir köle olduğu belirtilerek Habîbullah (sav)'i görmeye bin can feda etmek gerektiği işlenir. Hz. Meryem (ra) Cibrîl-i Emîn'in bir nefhasıyla Hz. İsa (as)'ya hamile kalmıştır. Şiirlerde bu nefha üzerinde durulur. Kiliselerdeki Meryem resimlerinde Hazreti Meryem (ra), siyah ve uzun etekli elbise içinde gösterilir ki iffet ve ma'sumiyeti ifade eder. Burada Hz. Yusuf (as) ve Hazreti Meryem (ra)'e ve bunları anlatan Kur'ân ayetlerine telmih yapılarak Peygamberimiz (sav)'in dış ve iç güzelliği vurgulanmaktadır.
8. Fahr-i Cihan Efendimiz (sav)'in uzun kirpiklerinin her birisi bir bakışıyla canlar söken cilalı parlak kılıçlar gibi bu Kadrî'nin bağrını deler geçer.
Fahr-i Cihan Efendimiz (sav)'in görenleri mest eden güzelliği ve onun bakışlarının kendisini canı gönülden seven âşıklarının (şair Kadrî gibi) bağrını deldiği sıkça kullanılan edebî mazmunlardandır.
67. Peygamber (sav)'in kirpiklerinin okları cennet perilerinin siyah saçları gibiydi. 
68.    Sen Muhammed Mustafâ (sav)'nın kirpiklerini siyah kirpik mi sandın? -Hayır, O'nun kirpikleri sürme sürme Mi'rac'dı.-
Mi'rac Gecesi,  Cenâb-ı Hakk (cc)'ı gören Hz. Peygamber (sav)'in can gözleridir. Bunun delili de "Göz ne şaştı ne aştı"86 âyet-i kerîmesi'dir. Çünkü Hz. Peygamber (sav) Mi'rac Gecesi'nde "Sidretü'l Müntehâ'87nın yanındaki Cennetü'l-Me'vâ onun yanında! O dem ki sidreyi bürüyen bürüyordu." gerçeğini geçerek Allah (cc)'a "iki yay aralığı kadar yahut daha az bir mesafe"  ile yaklaşmış, Rabbi'nin en büyük âyetlerini müşahede etmiş, görmesi gerekenleri olduğu gibi görmüş kirpikleri de öylece bu hadiseye şahit olmuştu.
............................................................................
(83) Kur'ân-ı Kerîm, Müddessir Sûresi, 74/2.
(84) Mehmet Şakir Çıplak, Kerebi Gazi Destanı, sh. 41.
(85) A. T. Onay, a.g.e., sh. 425. 
(86) Kur'ân-ı Kerîm, Necm Sûresi,  53/17.
(87) Kur'ân-ı Kerîm, Necm Sûresi, 53/14-16.