Çorum İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada Ramazan ayının gelmesi ile oruç tutan bireylerin uzun süre aç kaldığı ve beslenme düzeninin değiştiği belirtilerek bu dönemde dengeli beslenmenin çok daha büyük önem taşıdığını belirtildi.

Bu yıl imsak ve iftar arasının yaklaşık 14 saatlik bir açlık gerektirdiğinin belirtildiği açıklamada, “Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için sahur öğününü atlanmamalı, günün oruç tutulmayan bölümünde en az 2 ana öğün ve ara öğünler yapılarak özellikle iftarda yüklü bir öğün tüketmekten kaçınmalıdır. Öğünlerde beş besin grubundan besinlerin tüketilmesi sağlıklı ve dengeli seçimler için gereklidir. Bunun için Türkiye için hazırlanmış olan Sağlıklı Yemek Tabağı örnek alınabilir. 

‘Baş ağrısına yol açan nedenler  kolaylıkla tespit edilebiliyor’ ‘Baş ağrısına yol açan nedenler kolaylıkla tespit edilebiliyor’

İftara kadar olan sürede günün verimli geçmesi için yeterli ve dengeli bir sahur öğünü oldukça önemlidir. Sahur günün önemli bir öğünü olan kahvaltının yerini almalıdır. Sahura kalkmamak ya da sahurda sadece su içmek açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine; güne hazırlıksız başlanmasına, gün içinde halsiz ve isteksiz olunmasına neden olacaktır. Bir ay boyunca bu şekilde beslenmek sağlık açısından da risk oluşturacaktır. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır” denildi.

Açıklamada şu tavsiyelere yer verildi:
“Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler, çiğ sebze- meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edilebilir. Aşırı yağlı, tuzlu, ağır yemeklerden ve hamur işlerinden uzak durulmalıdır. Gün içinde özlemle beklenen psikolojik ve fizyolojik açlığın en yüksek olduğu iftar öğününde miktar ve çeşitlilik açısından aşırıya kaçılabilmektedir. Yeterince çiğneyerek çok hızlı yememek sindirim problemleri yaşamamak için önemlidir. Orucun adet olduğu üzere zeytin ya da hurma ve su ile açılmasından sonra yemeğe biraz çorba ve salata ile başlanabilir. Devamında etli sebze yemeği veya yağlı ve ağır olmayan bir et yemeği ve biraz zeytinyağlı sebze yemeği, salata veya söğüş, 1-2 dilim ekmek (pide ile tam tahıllı ekmeği değiştirerek) veya küçük bir porsiyon pilav veya makarna tüketilebilir.

İftar ve sahur arasında meyve, kuru meyve, kabuklu yemişler, süt/yoğurt ve her gün olmamak kaydı ile küçük porsiyonlarda öncelikle meyve tatlıları, sütlü tatlılar tüketilebilir.

SIVI TÜKETİMİNE DİKKAT!
Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında suyun önemi büyüktür. Su dışındaki içecekler çay, kahve, bitkisel çaylar, süt, meyve suyu, sebze suları, soda, maden suyu vb.dir. Ancak asıl içeceğimiz her zaman için öncelikle sudur. Bir günde tüketilecek toplam sıvı miktarı (su ve diğer sıvı kaynakları toplamı) ortalama 2500-3000 ml’dir. Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında su başlıca tercih olmalıdır. Su enerji içermez ve en iyi şekilde hidrasyon sağlar. Susama hissi su ile giderilmelidir. Altmış beş yaşından sonra susama hissi azaldığı için bu bireyler susamadan su içmeye özen göstermelidir. Günlük su gereksinmesi: 35 mL x vücut ağırlığı (kg) şeklinde hesaplanabilir.

RAMAZANDA DA HAREKETSİZ KALMAYIN
İnsan fizyolojisi itibariyle hareket etmeye uyumlu yaratılmıştır. Haftalık ortalama 150 dakika orta düzeyde fiziksel aktivite hemen her insan geçerli bir sağlık tavsiyesidir. Yapılan egzersizin süresi, şiddeti ve cinsi kişinin kendi özel durumuna göre değişkenlik gösterebilir. Ancak düzenli fiziksel aktivite herkesin sağlığının vazgeçilmez bir parçasıdır ve bu durum Ramazan ayında da geçerlidir. Ramazan da iftardan 1-2 saat sonra yapılacak yürüyüşler ya da gün içinde yapılacak kısa egzersizler hem metabolizmayı aktif tutmak hem de yaşanabilecek sindirim problemlerinin önüne geçmek açısından oldukça faydalı olacaktır. İşte bu yüzden Ramazanda da hareketsiz kalmayın.”