FATİH BATTAR

Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurcan Baykam, son günlerde artan grip vakalarına karşı vatandaşları uyararak, ekim ayı sonuna kadar grip aşısının olunması gerektiğini söyledi.

Türkiye’de grip mevsiminin Ekim ve Kasım ayında başladığını vurgulayan Baykam; “Grip mevsimi ülkemizde genellikle ekim ve kasım aylarında başlar. Aralık sonu veya ocak başında en yüksek düzeye ulaşır. Mevsimin başlangıcı havaların soğumasıyla da ilişkilidir.  Soğukta gribin artmasında insanların daha çok kapalı ortamlarda bir arada bulunması da etkendir. Bu nedenle aşı için ideal zaman eylül ayı sonu ile ekim sonu arasıdır. Ancak aşılama grip mevsimi bitinceye kadar yapılabilir.” dedi

Gribe karşı korunmada en etkili yolun aşılama olduğunu ifade eden Baykam, aşının 6-8 ay süreyle ve yüzde  60-75 civarında koruduğunu belirterek; “Grip virüsü antijenik yapısını sık değiştirdiği için aşı her yıl tekrarlanır. Aşının içereceği virüs antijenleri Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bütün dünyadaki yaygın virüs tipleri grip mevsimi boyunca izlenerek, Ağustos ayında belirlenir. Aşıya 3 veya 4 grip virüsünün antijeni konur. Kullanımda bulunan bütün aşıların içeriği aynıdır. Aşı, 65 yaşından büyük herkese, 6 ay ve 2 yaş arasındaki çocuklara; astım ve KOAH dahil kronik akciğer hastalığı, koroner arter hastalığı ve kalp yetmezliği dahil kronik kalp hastalığı, kronik böbrek hastalığı, kronik karaciğer hastalığı olanlara ve gebelere önerilmektedir.” dedi

‘ALERJİSİ OLAN AŞI OLMASIN’

Grip aşısı içinde bulunan maddelere allerjisi olanlar aşıyı yaptırmaması gerektiğine dikkat çeken Baykam, canlı bir aşı olmadığından, aşının ciddi yan etkisi olmadığını aktardı. En sık gözlenen yan etkilerin; aşının yapıldığı kolda ağrı, kızarıklık, nadiren şişme ve ateş olduğunu kaydeden Baykam, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “Gripten korunmak için aşılanmanın yanı sıra sık sık su ve sabunla eller yıkanmalı, öksürük ve hapşırık esnasında ağız ve burun tek kullanımlık kâğıt mendille kapatılmalı ve mendil çöp kutusuna atılmalıdır. İçinde bulunulan mekanlar havalandırılmalı, grip belirtileri olan kişilerin evde istirahat etmeleri sağlanmalıdır.

GRİP MEVSİMİ BAŞLADI

Grip mevsimi başladı. Grip, halk arasında sıklıkla “nezle” ile karıştırılan, etkeni "Influenza A" veya "Influenza B" virusları olup  yaygın akut solunum yolları hastalığı şeklinde seyreden bir enfeksiyondur.  Grip virusları duyarlı kişilere kolayca bulaşıp, yüksek ateş, baş ağrısı, genel vücut ağrıları, kas ağrıları, kırıklık ve öksürük en sık rastlanan belirtileridir. Hastaların büyük çoğunluğu yatma ihtiyacı duyar.  Farklı viruslerle oluşan nezle ise; burun akıntısı ve ateş, hapşırma belirtileri ile seyreden hafif bir hastalıktır. Halk arasında bu iki hastalık birbiriyle karıştırıldığı için grip önemsenmeyebilir. Oysa grip seyri sırasında kalp hastalarında kalp yetmezliği ve miyokard enfarktüsü, kronik böbrek hastalığı olanlarda böbrek yetmezliği, şeker hastalarında şeker koması tetiklenebileceği gibi, beyin iltihaplarına da neden olabilen bir hastalıktır. Sağlıklı ve risk grubunda olmayan kişilerde grip kendini sınırladığından kişinin genellikle problemsiz bir şekilde iyileşmesi söz konusu olmakta ise de, yüksek risk grubundaki bireylerde ciddi hastalık, komplikasyon ve ölüme varan sorunlara neden olabilmektedir. Özellikle kronik hastalığı olanlar, 2 yaş altında olanlar, 65 yaş üzerinde olanlar ve gebe kadınlar için grip önem verilmesi gereken bir durumdur ve hemen doktora başvurulmalıdır. Grip tedavisi doktorun önerisi ile alınacak ilaçları da içermektedir. Sağlıklı beslenme, yatak istirahati, bol sıvı tüketimi gibi destek tedaviler, gerekli görüldüğünde doktorun önerisi ile başlanan virusa yönelik antiviral tedavilerin yanısıra mutlaka uygulanmalıdır.

GRİP VE NEZLE TEDAVİSİNDE ANTİBİYOTİKLERİN YERİ YOKTUR

Grip ve nezle tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Üst solunum yolu bulguları ile başlayan hastalık, ateş ve öksürüğün artmasıyla zatürre ile devam edebilir veya başka eklenen bakteriyal enfeksiyonlar olabilir. Bu durumda antibiyotik kullanımı da gerekebilir. Mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.”