Eğitimci olmama rağmen eğitimle ilgili yazılar yazmamaya özellikle dikkat ediyorum. Birçok dostumun eğitime dair yazılar yazmam gerektiğini salık vermesine rağmen yazmamaya gayret ediyorum. Eğitime dair yazılar yazacaklarımın olmayışından değil tabi ki. Elbette eğitime yıllarını vermiş birisi olarak söyleyecek çok şeyimiz var.
Arka planda yazdığım, hatıralarımı not ettiğim, eğitimin aksayan tarafları ile birlikte bu aksayan tarafları düzeltmek adına çözüm önerilerini sunduğum yazılarım elbette var. Olur ya bunları isteyen yetkililer olması durumunda ülkeme ve özelde eğitime katkı sunmak benim için en önemli görevdir.
Söyleyeceklerimiz yapıcı eleştiri ile birlikte çözüme yönelik yazılar olacaktır.
Bugünkü yazım da eğitimle ilgili. Ancak yukarıda söylediklerimden biraz farklı bir konu. Eğitimin kangreni hale gelen hatta eğitim yöneticileri ve öğretmenler tarafından normal olarak algılanmaya başlayan bir yara.
Bir öğrenci velisi arkadaşımın bana gönderdiği bilgiler üzerine bu yazıyı yazmanın bir görev, yetkililerin de tedbir alması için gerekli olduğunu düşündüğüm için yazmaya karar verdim.
Herkesin dertlendiği ama yapmaya biraz zorlandığı, itiraz etse de karşılık bulmadığı biraz da okul yönetimlerinin zorladığı bir konu: MEZUNİYET VE MEZUNİYET KUTLAMALARI.
Bilenler bilir, öğretmenliğimin yanında uzun yıllar yöneticilik de yaptım. Bu yöneticilik esnasında en çok ilgilendiğim alan mevzuat olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı'nda görev yaptığım süre içerisinde "Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği" nin mevcut hali ile çıkmasında katkım olduğunu söylemeliyim.
12 yıl kesintisiz zorunlu eğitimle birlikte 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesi ile birlikte ilkokul ve ortaokul bölümlerinde mezuniyetinde kalktığı tüm eğitimciler tarafından bilinmektedir. Yani ilkokul ve ortaokullarda mezuniyet diye bir tanım yoktur.
Mezuniyet sadece ortaöğretim kurumlarında olur ve bu okul türlerinden birisini tamamlayan mezun sayılır ve bunun sonucunda diploma almaya hak kazanır. İlkokullarda ve ortaokullarda mezuniyet olmadığı için diploma da verilmez. Velisinin yazılı talebi üzerine okul öncesi eğitim ya da ilköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere, e-Okul sistemi üzerinden "Öğrenci Belgesi" düzenlenir.
Bu teknik açıklamalardan sonra gelelim konumuza;
Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da yine ilkokullarda ve ortaokullarda mezuniyet programı düzenleyeceğini belirten okullarımızdan velilere mektuplar gelmeye başladı. Hatta okul öncesi eğitim kurumlarında dahi nasıl oluyorsa mezuniyet programları yapılıyor.
Görüştüğümüz öğretmen ve okul yöneticileri de bu çocuklar bizim okuldan ayrıldıktan sonra farklı okula gidecekleri içim bizden mezun olmuş olacaklar gibi masumane bir gerekçe sunmaya da çalıştıklarını gördüm. Oysa yöneticiler mevzuatı uygulamakla görevli kişilerdir.
Bir arkadaşımın bana gönderdiği o mektubu (whatsapp paylaşımı) görünce hayretler içerisinde kaldığımı söylemek isterim. Paylaşım aynen şu şekilde idi:
Okulumuzdan mezun olup mezuniyete katılacak olan öğrencilerimiz için,
Mezuniyet töreni için kep ve giyilecek cüppe kirası+Diploma kutusu+kokteyl masrafları için toplam 300 TL getirilmesi.
Diploma albümü alacak olan mezunlarımız için; 4 fotoğraflı albüm+ 2 adet fotoğraf +8 adet vesikalık fotoğraf+ albüm için kiralık kep ve cüppe+ mezuniyet töreni için kiralık kep ve cüppe+diploma kutusu+mezuniyet+ kokteyli masrafları için ise toplam 500TL getirilmesi rica olunur.
Şimdi bu kadar hatanın neresini düzelteyim?
Mezuniyet diye bir şeyin olmadığını mı?
Mezuniyeti olmayan şeyin diplomasının da olmayacağını mı?
Mezuniyeti olmayanın diploması da olmayacağından bu diploma kabının ne olduğunu mu?
Diploması olmayanın diploma kabı da olmayacağına göre bu diploma kabı için verilen paranın ne parası olduğunu mu?
Verecekleri bu diplomanın geçerliğinin olup olmadığını mı? Bu diplomanın sahte diploma olup olmayacağını mı?
Okul yöneticilerinin mevzuatta böyle bir şey olmamasına rağmen hangi mevzuata dayanarak bunu yaptıklarını mı?
Söyleyin bana neresini düzelteyim?
Kokteyl ya da mezuniyet baloları denilen şeyin neleri içerdiği konusu ayrı ve gerçekten çok ciddi tartışılması gereken bir konu olduğunu da düşünüyorum.
Tüm bu soruların yanında en önemli soru ve bir eğitimcinin üzerinde önemle durması gereken konu:
Çocuğunu eğitimde hiçbir alt yapısı olmayan bu davete göndermek istemeyen bu arkadaşın kızının psikolojisidir. Arkadaşları giderken kendisini göndermeyen babanın durumu ve çocuğunun babaya artık baskıcı anne- baba anlayışını ortaya çıkaracaktır.
Bu davete katılmak için günlerce ağlayan, göndermemesi durumunda çocuğunun psikolojisinin düşünen anne-babaların feryadını duymak lazım.
Mevzuatta yeri dahi olmayan ailenin bütçesini zorlayan, bölgesel olarak değişen, hem bütçeyi zorlayan hem de gayri ahlaki ortamlar oluşturan kokteyl- mezuniyet balolarının kutlamalarına yetkililerin izin vermemesinin ötesinde gereken işlemlerin yapılmasını bir eğitimci olarak hatta bir veli olarak istemek herhalde hakkımızdır diye düşünüyorum.
Sevgiyle kalın, sevgide kalın…