Senede bir defa gelen bu fırsat iyi değerlendirilmelidir. Ancak Ramazan Ay'ına girerken bir mü 'minin düşüneceği ve üzerinde titizlikle duracağı bazı konular vardır. Yüce Allah’tan bir bağış, Kur'an'dan bir ses, peygamberden bir nefes olarak insanlığın üzerine bir güneş gibi doğan Ramazan'ın aydınlığından, rahmetinden gereği gibi istifade edebilecek miyim; kendimi temize çıkarıp Allah ve Rasûlünün razı olduğu bir insan olabilecek miyim; bu mübarek zaman dilimini Rabbimin istediği söz ve davranışlarla en iyi şekilde değerlendirebilecek miyim? diye kendini sorgulamalıdır. Rasulullah Efendimiz (sav) buyuruyor ki “Eğer benim ümmetim Ramazan'ı idrak ettiklerinde kendilerine verilecek ikramı ilahiyyeyi bilselerdi senenin tamamının Ramazan olmasını Allah’tan dilerlerdi.”
Bu mübarek aya Ramazan ismi verilmesinin hikmetleri şöyle sıralanmıştır.
Yaz sonunda, güz mevsimin evvelinde yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur anlamına gelen "ramda" kelimesinden alınmıştır. Bu yağmurun yeryüzünü temizlediği gibi Ramazan Ay'ı da Müslümanları günah kirinden arındırır tertemiz yapar. Güneşin şiddetli hararetinden taşların yanıp kızması anlamına gelen "ramad" kelimesinden alınmıştır. Enes bin Malik Ramazan günahları yakan yok eden bir ay olduğu için bu isim verilmiştir diye bize Rasulullah Efendimizden (sav) bize bu bilgiyi ulaştırır.
Böyle kızgın yerde yürüyenin ayakları yanar, zahmet ve meşakkat çeker. Bunun gibi Ramazan'da oruç tutan Müslüman açlık ve susuzlukla zahmetlere katlanır ve meşakkat çeker, içi yanar. Kızgın yerde yürüyenin ayaklarının yanması gibi Ramazan ayını iyi değerlendirenlerinde günahları yanıp yok olacaktır.
Kılıcın namlusunu veya ok demirini inceltip keskinleştirmek için yalabık iki taşın arasına koyup dövmek anlamına "ramd" kelimesinden alınmıştır. O dönemde askerlerin bu ayda silahlarını bileyip hazırladıklarından dolayı bu isim verilmiştir. Bu ayda Müslüman yaptığı ibadetlerle ve güzel davranışlarla şeytanı ve nefsi mağlup ettiği için; günahlarından istiğfar edip, Allah a sığınıp manevi kirlerinden arındığı için bu isim verilmiştir. Ramazan Müslümanın kir ve günahlarını yokedip yaktığı için bu mübarek aya Ramazan ismi verilmiştir.
Mübarek Ramazan ayına on bir ayın sultanı denilmiştir. Bu ayın özellikleri söyle sıralanmıştır.
- Kur'an-ı Kerimde ismi açık olarak zikredilen tek ay Ramazandır. Kur'an-ı Kerim bu ayda inmeye başlamıştır.
- Kur'an-ı Kerim’de bin aydan daha hayırlı oldu belirtilen Kadir gecesi Ramazan içerisindedir. Kadir gecesi, içinde kadir gecesi olmayan bin aydan daha hayırlıdır.
- Dinimizin beş temelinden biri olan oruç ibadeti bu ayda ifa edilir. 
- Vacip olan fitre ibadeti sadece Ramazan ayında eda edilebilir. Teravih bu aya ait özel bir ibadettir. 
- İtikafa girmek Ramazan ayına mahsus bir ibadettir. Ramazan'ın son on gününde yapılması çok sevap ve faziletli olan bir ibadettir. Hz. Aişe validemiz efendimizden (sav) şu şekilde rivayet etmiştir. "Rasulullah Ramazan'ın son on günü geldiğinde hep itikafa girerdi. Bunu vefatına kadar yaptı." (Buhari-itikâf)  
- Hak kitaplar olan Tevrat, Zebur, İncil ve Hz. İbrahim'e gelen sahifeler de tıpkı Kur'an-ı Kerim gibi mübarek Ramazan ayında inmiştir.
- Oruç ibadetinin hakkını vermek için elinden gelen gayreti yapmak; bütün azalarına ve zamanlarına oruç ibadetinin hikmet ve faziletlerini hissettirmek. Üzerimize farz olan ibadet ve görevlerimizi ihmal etmemek. Müslüman oruç tutarken, namazını terk edemez, işini ailesini ihmal edemez. Haramlara oruç bahane edilerek girilemez. Oruç Allah’tan uzaklaşmaya değil, Rabbimize iyice yakınlaşmaya vesile olmalıdır. Oruç ibadeti şeytandan doğu ile batı arası kadar uzaklaşmaya sebep olmalıdır. Ramazan ayında oruç ibadetine devam ederken; başka haramlarla meşgul olup yahut farzları terk ederek imanımızla ters ve tezat bir duruma düşmeyelim. Böyle bir durum bizim Rabbimize olan bağlılığımızı yok edecek, bizi şeytanın elinde oyuncak haline getirecektir.  Bu sebeple oruç ibadetine devam ederken son derece dikkatli olmalı ve üzerimize düşen farz, vacip, imanı, insani ve ahlaki bütün vazifelerimiz elimizden geldiği kadar yerine getirmeliyiz.

Cafer KARA
Hafız-Din Görevlisi