RECEP MEBET

Çorum’un yakın geçmişinde sıklıkla rastlanan sokak arasında futbol maçları yeniden hayat buldu.

Şehrin muhtelif mahallelerinde ikamet eden göçmen aile çocukları, sokak futboluyla pek çok yetişkini özlem duydukları yıllara götürüyor.

Kentleşme ve sportif tesislerin hizmete girmesiyle birlikte unutulmaya yüz tutan sokak futbolu, Çorum’da yaşayan misafir ailelerin çocuklarıyla yeniden gündeme geldi.

Taştan kaleler arasında mahalle arkadaşlarıyla buluşan çocuklar, futbolla ilk tanışma yeri olan sokakta eğlenceli vakit geçirmenin sevincini yaşıyorlar. Yavruturna Mahallesi Esnafevleri 10. Sokak’ta rastladığımız Iraklı ve Filistinli çocuklar da aynı heyecanla topun başına geçenlerden.

Çocukların gelişimi açısından sokak futbolunun büyük önem taşıdığına işaret eden bazı sporcular, dijital çağın teknoloji bağımlısı nesillerinin sosyalleşmesi ve kendilerini geliştirmeleri açısından sokak oyunlarının çok değerli olduğunu ifade ettiler.

MAHALLE MAÇI KURALLARI

Bu vesileyle, sokakta top oynamış günümüz yetişkinlerinin aklından çıkmayan bazı mahalle futbolu kurallarını da hatırlatalım istedik. İşte tebessümle hatırlayacağınız o kurallar:

- Topu patlatan parasını öder.

- 3 korner, 1 penaltı

- Kaleden kaleye gol yok.

- Atan alır.

- Duvardan paslaşma yok.

- Annem çağırınca/hava kararınca maç biter.

- Faul kullanıcam 3 adım açıl.

- Kaleci değişirse iki penaltı atılır.

- Bel üstü gol sayılmaz.

- Adamın gol diyor.

- 2 gol yedim kaleci değişsin.

- Topa abanmak yok.

- Golü atan kazanır.

- Degajdan gol olmaz.

- Topu arabanın altından alan başlar.

- Taçtan gol olmaz.

- Siz çok güçlü oldunuz ama, biri bize geçsin.

- Bekleyin teyze geçiyor.

- Hem kaleci hem oyuncu yok.

NOSTALJİK BİLGİLER

Çocukluk yıllarına dair nostaljik bir yolculuğa çıkmak isteyenler için hazırlanmış bazı sosyal medya notları ise şu şekilde:

“Maç yapacak takımların oyuncuları, lider vasıflı iki çocuğun tercihleri ile belirlenirdi. Karşı karşıya geçip, “Aldım verdim, ben seni yendim” tekerlemesiyle birbirlerine doğru adım sayan kaptanlardan hangisi diğerinin ayağının üzerine adımını ulaştırırsa ilk oyuncuyu o seçerdi. En iyi oynayan iki kişi aynı takımda yer alamazdı.

Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı atışı boş kaleye ters şekilde topukla yapılırdı. Topa abanarak ya da ayak ucuyla vurmak yoktu.

Hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi. Kaleci topu eliyle 3 kere yerde sektirip rakibe “Açılsana 3 kere sektirdim” dediğinde rakip oyuncu kale önünden uzaklaşırdı. Münasip olmayan bir yerine top çarpan oyuncuya, işeyince acısının dineceği tavsiye edilirdi.

Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı hakkı doğardı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı. Frikiklerde baraj mesafesi, atışı yapacak olan oyuncunun kocaman 3 adım atmasıyla belirlenirdi.

Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olur ve golü yiyen takımın bir oyucusu bu golü kabullenirse, gol yiyen takım 180 derece dönerek durumu kabullenirdi.

Eğer bir oyuncu faule maruz kalmış ve kendini yere bırakmışsa, rakip futbolculardan birinin dahi yürümesini bahane ederek, “Adamın devam ediyor” diye sitem ederdi.

‘Atan alır’ kuralı gereği, eğer top birine çarpıp abuk subuk bir yere kaçmışsa, gittiği yer neresi olursa olsun topu atan koşa koşa gidip alırdı.

Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa, kale çizgisinde yere yatılarak topa kafa vurularak şov yapılırdı.”